Faruk Çakır

Faruk Çakır

Bosna gazileri

Bosna gazileri

Bosna’da yaşananları dünya unutsa da, Bosnalıların unutması mümkün değil. 1992 yılında, Sırpların saldırısıyla başlayan savaş, 1995 yılı Temmuz ayındaki Srebrenica katliâmıyla doruğa ulaşmıştı.

Garip olan, Srebrenica’nın (Saraybosna, Bihaç, Gorajde, Zepa ve Tuzla gibi) BM tarafından “korunaklı / güvenli bölge” ilân edilmesine rağmen bu katliâmın yapılabilmiş olmasıdır. BM burayı güvenli bölge ilân ettiği için normalde 20 bin civarında olan nüfus, buraya göçenler sebebiyle 45 bine ulaşmış. Üstelik, Sırpların katliâm yapmak niyetiyle 10 bin ‘aşırı milliyetçi’ ile bölgeye ‘baskın’ yapacağı bilindiği hâlde katliâma engel olunmamış. Üstelik bu katliâm bir iki gün değil, Avrupa’nın ortasında tam bir hafta sürmüştü.

Bu katliâma imza atanların bir kısmı ahirete ‘hesap vermeye’ gitti, bir kısmının da yargılanmasına devam ediliyor; ama insanlık nezdinde katliâma imza atanların tamamının mahkûm olduğunda şüphe yok.

Bosna’da savaşan ve gazi ünvanını alan 30 kahraman, İHH’nın organizasyonuyla geçen hafta Türkiye’ye gelmişti. İstanbul ve Bursa’da çeşitli ziyaretler gerçekleştiren Bosna gazileriyle, Bağcılar Belediyesinin ev sahipliğinde düzenlenen toplantıda bir arada olma imkânı bulduk.

Şunu gördük ki, bu ‘gazi’lik birilerinin verdiği kararla ya da bahşettiği isimlendirme ile kazanılan bir gazilik değil. Gaziler arasında ciddî yaralı olanlar da vardı, ama ortak nokta; tamamının İslâm’a teslim olmuş olmasıydı. Asker kıyafetleriyle Türkiye’ye gelen Bosna gazileri, yaptıkları konuşmalarla yüreğimize su serpti. Konuşmaya besmele ve duâ ile başlayan askerleri pek görmediğimiz için, onların bu minval üzerine devam eden konuşmaları sürpriz oldu. İnanın, Bosna gazilerinin konuşmaya başlarken yaptıkları duâ ve getirdikleri salâvatları Türkiye’deki ‘müftü’ler bile yapmıyor. Bu durum elbette müftülerimizin kabahati değil. Toplum olarak öyle bir ‘beyin yıkaması’na maruz kalmışız ki; konuşmasına duâ ve niyazla başlayan ‘gazi’leri görünce içten içe sevinmekle birlikte biz bile şaşırıyoruz.

Türkiye’yi ziyaret eden ekipte yer alan Bosna “Altın Zambak Gaziler Derneği” Başkanı Albay Şerif Patkoviç’e mikrofon uzatılınca, “Biz iyi konuşma ustası değiliz. Biz cephede, mücadelemizle konuştuk. Hem Türkiye’ye hem de halkına teşekkür ediyoruz. Savaş esnasındaki yardımlarınızı unutmamız mümkün değil. Biz, Bosna Müslümanları olarak Osmanlı mirasını muhafazaya çalıştık. Biz sizleri Allah rızası için çok seviyoruz” şeklinde konuştu.

Toplantıda konuşan diğer gaziler de “Türkiye’de gezerken kendimizi Bosna’da gezer gibi hissettik. Ama Bosna’daki savaş henüz bitmedi. Hem doğuda, hem de batıda düşmanlarımız var. Türkiye’nin yardımlarını devam ettirmesini istiyoruz. Allah hepimizi Cennet’te birleştirsin” deyip duâ ettiler.

Toplantı sonrasında cemaatle kılınan namaz da görülmeye değerdi. Rükû ve secdeye gitmekte zorlanan imanlı gazilerin, her şeye rağmen namazlarını aksatmaması; Bosna savaşının nasıl bir inanç ve gayretle kazanıldığını hatırlatıyordu.

Bosna gazilerini görünce, ceddimizi görmüş gibi olduk. Hepsine hayırlı uzun ömürler temenni ederken, bütün İslâm âleminin hür, bağımsız ve demokrat olması için de duâ edelim...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi