Ankara planı neden önemli?

Ankara planı neden önemli?

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu gündemindeki konulardan biri, Ankara’da ikinci özel yetkili ağır ceza mahkemesinin kurulması talebi oldu. Malum, Ankara’da sadece 11. Ağır Ceza Mahkemesi özel yetkilidir. İkincisi kurulursa, 12. Ağır Ceza Mahkemesi olarak adliyedeki yerini alacak.

DGM’nin yerine ikame edilen bu mahkemelerde; uyuşturucu kaçakçılığı, çete faaliyetleri, bölücülük ve darbe gibi Anayasal düzeni değiştirmeye yönelik suçlara bakılıyor.

HSYK üyelerinin, bu mahkeme heyeti başkanlığı için düşündüğü isim, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün yargılanmasına hükmeden Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz’dı.

Kaçmaz’ın hukuki kimliğine yönelik kamuoyunda sürdürülen tartışmalar bir yana, sürpriz şekilde ortaya çıkan 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nin kurulma girişimi, bazı soru işaretlerini beraberinde getirdi.

Cevabı aranan iki soru var: 1- Acaba, Ergenekon davası Ankara’ya taşınmak mı isteniyor? 2- Yeni kanuna göre yargı önüne çıkması muhtemel askerlere güvenli mahkeme oluşturulmak mı isteniyor?

Biliyorsunuz, Ergenekon davasında sanık sandalyesine oturtulan İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek’in avukatları ve Aydınlık Dergisi, başından beri davanın Ankara’da görülmesi gerektiğini savunuyorlar.

Özellikle Danıştay cinayetiyle ilgili Yargıtay kararından sonra bu tezi ağırlıklı olarak işlediler. Dediler ki; Bu cinayet Ankara’da gerçekleşti, dava da Ankara’da görülmelidir.

Bu arada garip gelişmeler yaşandı. Mesela, Cumhuriyet Gazetesi’nin avukatları, Yargıtay’a verdikleri dilekçede, Danıştay cinayetinin Ergenekon’la birleştirilmesini istediler. İlhan Selçuk ve Mustafa Balbay gibi Cumhuriyet çalışanlarının yargılandığı Ergenekon davasına cinayet dosyasının eklenmesi talebi, o zaman pek anlaşılamadı.

Ergenekon’un medyadaki uzantıları da aynı tezi işlediler.

Davanın görüldüğü İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi ise henüz Danıştay dosyasıyla ilgili birleştirme hükmünü vermedi. Birleştirme kararından sonra “Ankara” baskısı yeniden hortlatılabilir.

Denebilir ki, Ergenekon davası Ankara’ya taşınacaksa, zaten 11. Ağır Ceza Mahkemesi var, neden ikincisi kurulmak istensin?
Ergenekon kapsamlı bir dava olduğu için İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, sadece bu davaya bakıyor. Ankara’ya gelirse, 11. Ağır Ceza, başka davaya bakamaz, diğer davalar açıkta kalır. Onun için ikinci mahkeme şart.

Başka bir yorum daha var. Askere sivil yargı yolu açıldı ya, yeni kurulacak 12. Ağır Ceza, bu suçlara bakacak, şimdiden emin ellere teslim etmek istiyorlar! Ankara, tüm askeri karargahların merkezi olduğu için yeni mahkeme çok önemli!

İddia sahipleri, Kayseri İl Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz’e yargı yolunu açan Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak ile iddianameyi yazan Savcı Ergun Tokgöz ve iddianameyi kabul eden Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Menderes Yılmaz’ın görevden alınmak istenmesine, bir de bu gözle bakılmasını istiyorlar.

Hesapların birbirine karıştığı HSYK’da dün gece yarısı kısmi mutabakat sağlandı. HSYK üyeleri, hükümetin karşı çıkışı nedeniyle birçok talebinde geri adım atmak zorunda kaldı. Muhtemeldir ki kısmi mutabakatın ayrıntılarını bugün öğreniriz. Ancak bazı HSYK üyelerinin şanlı Ergenekon direnişi tarihe geçecektir!

---------------------------------------------------------------------------------------------------------

Çok tosun var

Hakim ve Savcılar Yüksek Kurulu’ndaki şanlı Ergenekon direnişini yakından takip ediyorsunuz. Bu süreçte yıldızlaşan isimse, Ergenekon sanıklarıyla aynı karede gözüken kurul üyesi Ali Suat Ertosun...

Ertosun’a yönelik tepkiler artınca, Ergenekon taifesi mazrufa değil zarfa bakmaya başladı. Hikmet Sami Türk’ün topluma mal ettiği Ertosun’a AK Parti sahip çıkmış, Yargıtay üyeliğinde yolunu açmış, madalya vermiş.

Olabilir.

Kavun değil ki, koklayasınız.

Önemli olan, fark ettiğinizde, “yanlış adam” olduğu kanaatine vardığınızda, yolları ayırmasını bilmektir. Adalet Bakanlığı eski Müsteşarı Fahri Kasırga gibi... Bile bile korunuyorsa, “Beyler, bir saniye” derim.

Gerçi, Ertosun bakımından iktidar partisine artık geçmiş olsun. Atı alan Üsküdar’ı çoktan geçti. Umarım yaşananlardan ders çıkarırlar. Ama karamsarım. Çünkü, “er” midir değil midir bilmem, ama aralarında çok “tosun” var.

Kapıdaki “x-ray” cihazı, arızalı veya tosunları ayırt edecek teknik donanıma sahip değil. Veya mekanizma farklı çalışıyor. Köstebeklikle suçlanan müdürün Ergenekoncularla muhabbeti dillerden düşmeyen Ankara’daki ağabeyi, İçişleri Bakanı Beşir Atalay’a iyi sardırmış durumda.

Biraz araştırılsa, Ergenekon soruşturmasını yürüten savcıların Emniyet Genel Müdürlüğü’ne yönelttiği “Ergenekon nedir?” sorusuna verilen “Terör örgütü” cevabını masasında günlerce geciktirdiği hemen ortaya çıkacak. Yalçın Küçük ve Emin Gürses’le kankalık halini daha önce yazmıştım, hatırlarsınız.

Ergenekon sanıklarının can simdi CHP’li Şahin Mengü’nün kızına kucak açan TRT Türk’ün One Ajans’la imzaladığı facia sözleşme ortada. Erkan Mumcu yandaşlarının cirit atar hale geldiği One Ajans projesinin mimarı hala işbaşında.

Duydum, onun da, Başbakanlıkta hayli etkili bir abisi varmış. Bir zamanlar Özel Kalem Müdürü Turan Çömez vardı.

Biliyorum, başbakanın yükümlülüğü çok ağır, partiyi tek başına sırtlamış vaziyette, ama bu konuda da kendine büyük iş düşüyor.

Kavun olmayınca koklayıp seçmek mümkün değil elbette, ağzını büzüşünden Ergenekon deyişi gözleniyorsa, koklamaya ne hacet var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi