Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Siyasi tarih Demirel kadar tehlikeli birini görmemiştir

Siyasi tarih Demirel kadar tehlikeli birini görmemiştir

Aksakal şairimiz Bahaettin Karakoç ile sohbet ettiğimiz bir gün, söz Demirel’in ne kadar tehlikeli biri olduğuna gelmişti. Bahaettin ağabey de rahmetli Fethi Gemuhluoğlu ile yaptığı görüşmesini anlatmıştı.
Fethi Gemuhluoğlu sohbet sırasında; “Türkiye’de iki kişi var, ikisi de çok tehlikelidir. Bunlardan uzak durmak, halkımızın ve ülkemizin menfaatinedir” demiş.
Bu sözler üzerine Gemuhluoğlu’na sorulmuş; “Kim bunlar ağabey” diye. O da “Ecevit” ile “Demirel’i” işaret etmiş. Zaten bundan sonrası “Neden?” diye sorulmazmış. “Rahmetli öyle demişse, mutlaka bir bildiği var ve doğrudur” inancı hâkimmiş.
Demirel mikser gibi biri. Ne zaman canı Türkiye’yi karıştırmak istese çıkıyor, konuşuyor ve gündem oluyor. Birkaç gündür yine gündemde. Kargaşa ve kaostan nemalanmak isteyenler de Demirel’i malzeme olarak kullanıp, hırs ve öfkelerini kusuyorlar. Her zaman olduğu gibi, Demirel de bu işlerden yine büyük zevk alıyor.
Siyasi tarihe baktığımızda Türkiye’ye Demirel’den daha büyük zarar veren bir tek lider yoktur. Ezbere yazmıyorum. Önümde kitaplar var, yazılar var, olayların pek çok şahidi de hâlâ yaşıyor. Yani Türkiye üzerine konuşmayacak tek kişi varsa o da Demirel’dir.
Şimdi rahmetli Özal’ın Demirel ile ilgili sözlerine yer verdikten sonra en yakın çalışma arkadaşı, hatta Demirel’den sonra DYP genel başkanlığına gelmiş ve başbakanlık yapmış olan Tansu Çiller’in, Demirel hükümetinde devlet bakanı iken yaptığı zorunlu bir konuşmayı sizlere aktarmak istiyorum.
Bu arada şunu da söylemeliyim ki, rahmetli Özal’a çok şey borçluyuz. İster sevelim, ister sevmeyelim ama eğer Özal işbaşına gelmeseydi, ülkeyi Demirel ve onun gibilere bıraksaydı, 2009 yılının Türkiye’sini, herhalde yüz yıl sonra torunlarımızın torunları bile göremezdi. Niye böyle söylediğimin sebebi ise şu:
Özal iktidara geldiğinde sadece Türkiye’nin gelişmesi, yatırımlar ve siyasi baskılarla uğraşmıyordu. Bir de 1970’li yıllarda başta Demirel olmak üzere hükümetlerin almış olduğu dövize çevrilebilir mevduat (DÇM) borçlarını ödemekle meşguldü. Ve bu borçların son taksidini Özal 1989 Eylül ayında ödeyerek, Türkiye’yi büyük bir yükten kurtarmıştı.
Başka bir anlamda Demirel ve diğerlerinin pisliklerini de temizlemiş oluyordu. Özal bu konuda basın toplantısı yaptığında neler diyordu, şimdi onları okuyalım:
“Dövize çevrilebilir mevduat, bilgisizliğin vesikasıdır. İnşaallah gençlerimiz bundan ders alır. Bir daha böyle hesapsız kitapsız hatalar yaparak, gelecek nesilleri zor taşınan, böylesine ağır yük altına sokmazlar. Dövize çevrilebilir mevduatlar yüzünden Türk halkı büyük külfet altına girmiştir. 1984-1989 yılları arasında bu ödemeleri yapmasaydık, aile başına herkese 1 milyon lire ödetebilirdik. Eğer bu borcu ödemeseydik, bu paralarla 9 bin ilave okul, 900 orta boy fabrika, 500 hastane, 4 bin kilometre daha otoyol yapardık. İşte geçmiştekilerin hatalarının toplumumuza ne kadara mal olduğunun bilânçosu. Geçmiş iktidarlar günü gün etmek için borçlar almışlar. Yatırım mı yaptılar? Hayır. Benzin ithal etmek için borçlar aldılar. Biz ise Osmanlı İmparatorluğu döneminde satılan 2001 yılına kadar vadeli Haydarpaşa Demiryolu hisse senetlerini bile Eylül 1989 itibariyle ödeyip kapattık. Benim işçimin, benim vatandaşımın sırtına borcu yükleyip devlet idare etmişler.”
Evet, Demirel’in iktidar olduğu günlerde Türkiye’yi nasıl idare ettiğinin belgesiydi bu konuşmalar. Ama hiçbir söz ve belge, Demirel’in umurunda değildir. O malum ailelerinin zenginliğine zenginlik katmış, sonra da çıkıp; “benim ailem” diyerek övünmüştür.
Ekonomiden sorumlu bakan Çiller’in 14 Ekim 1992 Çarşamba günü, Demirel’e nasıl isyan ettiğine dair sözlerine de yer vererek, Demirel’i karınca kaderince anlatmış olalım:
“Siyasi kaygılar yüzünden Demirel ekonomik reformlar paketini uygulatmıyor, aslında bu iş atla deve değil; ancak Demirel kendi siyasi ömrünü düşünüyor. Siyasi tercih yüzünden hiçbir ekonomik mücadeleyi kazanamadık. Alacağımız tedbirler ve yapacağımız işlere mani oluyor.”
İşte bu Demirel, ikide bir üzerine vazife olmayan işlere burnunu sokan Demirel’dir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi