Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Raziye teyzenin acısı

Raziye teyzenin acısı

Enes’in Günlüğü’nden…

Bu hafta sizlere komşum Raziye teyzeden bahsetmek istiyorum. Raziye teyze on sekiz yaşında İstanbul'a gelin olarak gelmiş bir hanımefendidir.

İfadelerine göre, öz teyzesinin oğluyla evlenmiş ve burada da çekmediği çile kalmamış. Bir yandan kayınvalidesinin dırdırlarıyla başa çıkmaya çalışmış, diğer yandan kocasından hatta kayınlarından bile dayak yemiş. Kayınvalide çok baskıcı biri olduğundan onun dış dünyayla temasını kesmiş ve sadece ev içinde iş güçle meşgul olmasını sağlamış. Neyse üç çocuktan sonra evde bazı şeyler değişmiş... Çocuklar büyüdükçe annelerini savunmaya ve onu babaannelerine karşı korumaya başlamışlar. Babaanne bu kez "sen beni çocuklara karşı dolduruyorsun" diyerek oğluna şikayette bulunuyor ve onu dövdürüyormuş. Anlayacağınız hikaye, bizim Anadolu insanından dinleyeceğiniz sıradan olaylar...

Benim anlamadığım, büyüklerimizin geçmişin içinden bir türlü çıkamamaları ve yaşanan olayları sürekli bu güne taşıyarak bizlere olumsuz örnekler sunmalarıdır.

Dün akşam yine mahallemizin teyzeleri bizde toplandılar. Raziye teyze herkesten önce atıldı ve " ah ben neler çektim neler, şimdiki gelinler ne kadar da rahatlar, evin işini yapardım, hürmetimde kusur etmezdim yine de dayak yerdim. Ama hiç karşılık vermez sabır gösterirdim, şimdikiler çok fenalar..." dedi. Sonra diğerleri başladılar anlatmaya...Her birinin hikayesi diğerinden daha dramatik. Onları dinlediğinizde içinizden " bu kadınlar çile çekmek için mi evlendiler? Diye sormak geliyor...Ya kardeşim ben anlamıyorum bizim kadınlarımızın ne kadar da çok kayınvalide sorunları var... Ah bir de geçmişi geçmişte bıraksalar. Raziye teyze yaşadıklarına karşı sabırlı olduğunu söylüyor ama olayı hala atlatmış değil ki... Anlatırken öfkeyle doluyor bir yandan beddualar ediyor diğer yandan bu türden sorunların içinde olmayı kabüllenmeyen genç nesillere karşı öfke kusuyor...

İşte kişi Allah'ın kendine verdiği hakları korumadığında böyle bir manzara ortaya çıkıyor. Bunun sonucunda da, gasp edilen haklarını dillendiren ve sanki patlamaya hazır bir barut gibi duran annem ve diğer kadınlar başlıyorlar kayınvalide hikayeleri anlatmaya... Gerçekten benim yaşımda olup ta butür hikayeleri dinlemeyen yoktur... Annelerimiz neden bu türden sorunlara düçar kalıyor anlayamıyorum. Sanırım bu insanlar saygı deyince, "pasiflik, kendini ifade edememe, Allah'ın verdiği hakları kullanamama, savunamama ve sessiz kalmayı anlıyorlar. Oysa onlar sadece Allah'ın kendilerine verdiği haklara sahip çıksalardı bu gün bu türden sorunları konuşuyor olmazdık...

Mesela Raziye teyzeyi düşünelim.... Kayınvalidesi ona vurmaya ve haksızlık yapmaya başladığında "size saygım var ve bu saygıda da kusur etmem ancak bana bu şekilde vurma hakkınız olamaz, rahatsız olduğunuz bir durum varsa söylersiniz ben de bunu yapmam ama kendinizi bu şekilde bana vurarak ifade etmemelisiniz..." diyebilse hem kendi haklarını korumuş olacak hem de kayınvalidenin hak ihlal etmesine mani olmuş olacaktı...

Ancak bütün bunların olabilmesi için, büyüklerimizin saygıyla ilgili algılarının değişmesi gerekir. Yani saygı büyüklerimizin her türlü yaptığı haksızlığa boyun eğmek ve onları kutsamak değildir. Aksine saygı, büyüklerimizin yaşına, bilgisine tecrübesine ve konumlarına değer vermek ve bunu davranışlarımızla da ifade etmektir. Ama bunu çoğu büyüklerimiz istismar ederek bizlere zulmetmeye kalkıyorlar.

Raziye teyzenin yaşadığı sorun da bu türden bir algılama sonucu gelişiyor. Saygı algımız bu şekilde çarpık bir anlayışın ürünü olduğu sürece, bir yanda kendi sınırlarını kendi haklarını tanımayan ve koruyamayan kesimler yer alacak diğer yanda kendilerine verilen imtiyazları bir zulüm aracı olarak gören ve insanlara haksızlık eden kesimler var olmaya devam edecektir.

Kuşkusuz bunun nihai çözümü kişilerin dinlerini ve maneviyatlarını sağlam kaynaklardan öğrenerek Allah'ın onlara verdiği hakları tanımaları ve korumaya çalışmalarıyla mümkün olacaktır. Aksi takdirde biz genç nesiller asırlar boyu büyüklerimizin bu dramatik hikayelerini dinlemeye ve onları örnek almaya devam edeceğiz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi