Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

İleriye bakmak Apo’yu aşmaktır

İleriye bakmak Apo’yu aşmaktır

Obama'nın Bush dönemi ve 11 Eylül'de yaşanılanların mahiyetinin kurcalanmamasıyla ve dahası sükutla geçiştirilmesiyle alakalı yaklaşımı geçmişe bakmamak ve onunla didişmemek adına ileriye bakmak şeklinde yorumlanmakta ve ifade edilmektedir. Geçmişe takılmak yerine ufka bakmak olarak takdim edilmektedir. Bu anlamda ileriye bakmak geçmişe sünger çekmek midir? Veya tek taraflı olarak geçmişe sünger çekseniz bile karşı tarafın da aynı anlayışı benimseyeceğinden nasıl emin olabilirsiniz? Bush ve mezalimiyle uğraşmak istikbalin ve atinin görevlerini ihmal midir? Bunu ihmal ederseniz geçmişin hesaplaşmasından yakanızı kurtarabilir misiniz? Obama'nın yaklaşımını Kürt meselesine uygulamak da mümkün. Zaten bazıları bunu böyle yapıyor veya teklif ediyor. Kimileri geleceğe bakmak namına iki şeyi veya muhali talep ediyorlar. Bunlardan birisi Apo'nun affedilmesi ve akabinde siyasi sürece katılmasıdır. İkincisi de, PKK'nın ve yaptıklarının bir biçimde meşrulaştırılmasıdır. Bu anlamda geçmişe veya irtikap ettikleri suçlara sünger çekilmesi. Türk tarafından da bunu içselleştirmesi isteniyor ve bekleniyor. Geçmişe dair hesapların sıfırlanması ve yeni bir beyaz sayfa açılması mümkün müdür? İslami kesimlerden bazıları PKK ve onun sivil ve siyasi hayatta uzantısı olan DTP'nin bazı taleplerini paylaşmasalar da bazılarını benimsiyorlar. Sözgelimi, PKK'nın silah bırakması karşılığında siyasi bir rüşvet verilmesi teklifinde bulunuyorlar. Onlar iki şeyi talep ediyorlar. Silah bırakması karşılığında PKK'nın siyasallaşması ( elbette meşrulaşması da ) ve Apo'yu da kapsayan dağdakiler için genel bir af çıkartılması. Lakin bu kesimlerin PKK ve DTP'den ayrılan bir yönü var. Bunları yaparken aynı zamanda federalizme de ve ayrışmaya da karşı çıkıyorlar. Gerçi Abdullah Öcalan da federalizmden ötesini istemesine rağmen federalizmin ismini kullanmıyor, telaffuz etmiyor. Bu anlamda iki taraf arasında zahiri bir mutabakat var.

Ahmet Battal isimli akademisyen de siyasi bağlamda meseleyi milletvekilliğine kadar vardırıyor. Milletvekilliğinin son sınır olduğunun garantisi ne? Dolayısıyla bu durumda siyaseten önü sonuna kadar açık demektir. Ayrılıkçılık adına kan dökmüş birisi sonuçta savaştığı bir milletin liderliğine soyunmuş oluyor. İşin cinayet, isyan ve adalet boyutlarını görmezlikten gelsek bile yine de testiyi kıranla dolduran bir olamaz. Bununla birlikte, ülkeyi kana bulayan ve acılara gark eden bir adam geri değil ileri bir adım atmanın nişanesi oluyor. Bu durumda şüphe yok ki, Apo'nun cinayetlerinin ödüllendirilmesi Türk halkının rencide edilmesi olacaktır. Zaten Apo asılmayarak beslenerek yeteri kadar ödüllendirilmedi mi? PKK yandaşları da bu yönüyle açılımdan cesaret alıyorlar ve cinayetler üzerinden mevzii kazandıklarını düşünüyorlar. Dolayısıyla Apo'nun affı üzerinden ileriye bakma tezini savunanlar bilerek veya bilmeyerek aç ayıya tahabbup göstererek onun azgınlaşmasını ve azmanlaşmasını tetikliyorlar ve iştahını kabartıyorlar. Meseleyi çözümsüz hale getiren de işte budur. İştahını gemleyecekleri yerde önünü açıyorlar. Dolayısıyla kolaycılık namına yanlış vadilere sapılıyor. Kolaycılık meseleyi çözmek yerine bilakis daha karmaşık ve sancılı hale getirir. Kolaycılığın önü haz, ardı acıdır.

Oysa ki bize göre ileriye bakmak Apo defterini kapatmakla mümkündür. Onu aşarak ancak ileriye bakılabilir! Aksi takdirde, Apo'da takılmak patinaj yapmak anlamındadır. Belki geriye düşmek ve yuvarlanmak anlamına da gelebilir. Apo'da takılmak işin hacmini büyütmek ve tehlikeyi daha da artırmaktır. Apo anahtar değil kilittir. Apo için söylenebilecek en son söz Mesih'e atfedilen İncil'in bir sözüdür: Kılıç çeken kılıçla ölür. Biz de ise buna; "Su testisi su yolunda kırılır" derler. Zira Apo da kurtarıcı suretinde bir anti Mesih taslağıdır. Anti Mesih kervanındakilerden birisidir. Silahı bıraktırmak için siyasi rüşvet teklif edenler ve verenler aslında meseleyi anlamamışlardır. Mesele çok derindedir ve bu derine ancak İslam ile inilebilinir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi