LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Kapitalizme karşı olmak, insan olmak demektir!

Kapitalizme karşı olmak, insan olmak demektir!

- Lütfü Bey; dünyada kapitalizm karşıtı eylemler çoğalmaya başladı. Bu bağlamda lrak'ta ABD Başkanı Bush'a atılan ayakkabıdan sonra, Türkiye'de de IMF Başkanı Kahn’a ayakkabı fırlatıldı.
Üstadım, nasıl değerlendiriyorsunuz bunları?
- İnsanlığa kurşun atan, bomba atan kapitalizmin temsilcilerine ayakkabı atılması az bile! Aslında kapitalizmi gömmek gerekiyor evrenin yedi kat dibine. Bilinmeli ki kapitalizm yaşadıkça insanlık yaşayamaz! Bilinmeli ki kapitalizm yıkılmadıkça, insanca-hakça bir düzen kurulamaz. Bilinmeli ki kapitalizm var oldukça ezenin, ezilenin olmadığı bir dünya var olamaz. Çünkü "Altta kalanın canı çıksın" diyen zalim bir düzendir kapitalizm. Çünkü "Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir" diyen acımasız bir düzendir kapitalizm. Çünkü haklı olanı değil, güçlü olanı koruyan adaletsiz bir düzendir kapitalizm. Çünkü vicdanın yerine cüzdanı koyan vicdansız bir düzendir kapitalizm. Çünkü kulu kula kul yapan Allahsız bir düzendir kapitalizm! Çünkü insanı insan yapan merhameti idam eden bir düzendir kapitalizm! Çünkü mazlumları zalimlere boğduran bir düzendir kapitalizm. Çünkü kâr uğruna kan akıtan, gözünü kâr bürümüş, kan bürümüş bir düzendir kapitalizm. Çünkü dünyayı sömürdükçe sömüren emperyalist bir düzendir kapitalizm. İşte böyle bir düzen olduğu içindir ki, mesela Irak'ın petrolünü sömürmek uğruna bir milyondan fazla insanı gözünü kırpmadan öldürebiliyor. İşte böyle bir düzen olduğu içindir ki, Kızılderililerden Japonlara, Vietnamlılardan Afganistanlılara kadar milyonlarca insanın üzerine ölüm yağdırabiliyor. İşte böyle bir düzen olduğu içindir ki, dünyadaki mutlu azınlığın patlayıncaya kadar yemesi uğruna Afrika'da, Asya'da yüz milyonlarca insanı açlıktan öldürebiliyor. Üzerlerine bomba yağdırarak, aç bırakarak insanları öldürdüğü gibi, saldığı kimyasal atıklarla, ürettiği zehirli gazlarla doğayı da öldürüyor. Kapitalizm ne insan sever ne doğa; sevdiği tek şey para. Para uğruna bozuk para gibi harcar insanı da, doğayı da. İnsanın da, doğanın da katilidir kapitalizm. Dedim ya, kapitalizm yaşadıkça insanlık yaşayamaz! Kapitalizm yıkılmadıkça, dünyada insanca-hakça bir düzen kurulamaz. Onun içindir ki kapitalizme karşı olmak demek, insanlıktan yana olmak demektir. Kapitalizme karşı olmak demek, insan olmak demektir!
DÜN PALAVRA ATANLAR, BUGÜN İŞÇİ ATIYORLAR!
- İzmir-Karşıyaka Belediyesi'nde olduğu gibi CHP'nin elindeki bazı belediyelerde işçi kıyımları sürüyor, çok sayıda işçi işten atılıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?
- Anlaşılan CHP'li bazı belediye başkanları "Kurşun ata ata biter" şiirinden ilham alarak, "İşçi ata ata biter" diyorlar! Üstelik solcu olduklarını söyleyen CHP'liler, yine solcu olduğunu söyleyen DİSK'e bağlı işçileri işten atıyorlar. Dünyanın her yerinde solcu olmak demek işçiden, emekçiden yana olmak demektir. İşçinin, emekçinin iş güvenliği gibi, sendikal haklar gibi temel haklarını savunmak demektir. İşçilerin sömürülmesine karşı çıkmak, emeğin hakkının verilmesini savunmak demektir. Oysa CHP’liler bırakın işçinin sömürülmesine karşı çıkmayı, bırakın emeğin hakkının verilmesini savunmayı, işçinin, emekçinin iş güvenliği gibi, sendikal haklar gibi temel haklarını bile çiğnemektedir. Başta da dediğim gibi CHP'li bazı belediye başkanları "İşçi ata ata biter" demektedir! İşçi ata ata biter mi bilinmez ama, CHP'li belediye başkanları böyle yapa yapa CHP biter! CHP'yi işçiden yana, emekten yana sananlar, bunun böyle olmadığını bu vesileyle görürler. CHP'yi solcu sananlar, bunun böyle olmadığını bu vesileyle fark ederler. İşçiler, emekçiler, solcular CHP'yi terk ederler. Böyle böyle de CHP biter. Güya bu CHP'nin Kemal Kılıçdaroğlu gibi belediye başkan adayları, "Bizi seçerseniz sizi işe kavuşturacağız, işe kavuşturamadıklarımıza da ayda 600 milyon lira maaş bağlayacağız" diyorlardı. Seçim meydanlarında palavra ata ata konuşuyorlardı. Hani CHP'nin seçilen belediye başkanları işsizleri işe kavuşturdular mı; işe kavuşturamadıklarına da 600 milyon lira maaş bağladılar mı? Dün palavra atanlar, bugün işçi atıyorlar! Bırakın işsizleri işe kavuşturmayı, bırakın işe kavuşturamadıklarına da maaş bağlamayı, işi olanları da işten atıp işsizliğe kavuşturuyorlar!
KAÇAKÇILIK ÖZGÜRLÜĞÜNE HAYIR!
- Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçağını gerçekleştirdiği maliye belgeleriyle ortaya konulan holding medyasının en büyük patronu Aydın Doğan'dan bunun hesabını soran Hükümet, basın özgürlüğünü, düşünce özgürlüğünü yok etmek istemekle suçlanıyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
- Önce bir şeye karar vermek gerekir. Aydın Doğan Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçağını gerçekleştirdi ise, adı kaçakçılık hadiselerinde geçiyor ise bu görmezlikten mi gelinecektir? Yazdıklarından, söylediklerinden anlaşılıyor ki, Aydın Doğan'ın medya dünyasındaki, siyaset dünyasındaki yandaşları, onunla ilgili kaçakçılık hadiselerinin görmezlikten gelinmesini istemektedir. Ancak bunun adına basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü denmez, kaçakçılık özgürlüğü denir! Kaçakçılığa özgürlük istemek denir! Kaçakçılığa özgürlük istemek başka bir şeydir, basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü istemek başka bir şeydir. Yoksa bazıları basın özgürlüğü, düşünce özgürlüğü adı altında kaçakçılık özgürlüğü mü istemektedir? "Kaçakçılığa özgürlük" mü demektedir? Öyle ya, Aydın Doğan'dan Cumhuriyet tarihinin en büyük vergi kaçağının hesabını sormakla basın özgürlüğünün, düşünce özgürlüğünün ne ilgisi var? Ha eğer Aydın Doğan yandaşları, "Bizim patronun vergi kaçağının, usulsüzlüklerinin hesabı soruluyor da, Hükümete yakın patronların vergi kaçağının, usulsüzlüklerinin hesabı niye sorulmuyor" diyorlarsa, işte o zaman dediklerini dikkate almakta yarar var. Vergi kaçıran, ülkeyi soyan, tüyü bitmemiş yetimin hakkına göz koyan, millete yanlış yapan babamız olsa tanımayız. Bu konuda ne Hükümete yandaş patronları tanırız, ne yandaş patronlardan hesap sormayan Hükümeti tanırız. Çalanın, soyanın, kaçıranın kimliğine bakmayız. Çalanın, soyanın, kaçıranın kimliğine bakarak hareket edenlerin de icabına bakarız! Sonuçta bu konuda diyeceğim şu olacaktır: Düşünce özgürlüğüne, basın özgürlüğüne evet, çalma özgürlüğüne, soyma özgürlüğüne, kaçırma özgürlüğüne hayır!

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi