Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Çok konuşulan mı... Takdirle anılan mı?

Çok konuşulan mı... Takdirle anılan mı?

Geçtiğimiz “Cumartesi akşamı”na kadar, “Türkiye’nin en çok konuşulan kişisi” şüphesiz Aydın Doğan’dı... Tabiî, “en çok konuşulan konusu” da “vergi cezası” idi... Cumartesi akşamı ise; liderliğe “Türkiye ile Ermenistan arasında imzalanan protokol” yükseldi... Malûm, Cumartesi akşamı Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin kurulması ve ilişkilerin geliştirilmesine ilişkin protokol, sıkıntılı saatlerin ardından İsviçre’nin Zürih kentinde imzalandı. Protokolün imzalanması aşamasında yaşanan “konuşma krizi”, arabulucuların gayretleri sonucu aşıldı... Bu olay, dünkü gazetelerde “Tarihî adım!.. Barış da sancılı doğdu!.. Tarihî imza!.. Barışa sessiz imza!.. Tarihî sorun, tarihe gömüldü!.. Nefes kesen 3 saat” başlıklarıyla yayınlandı. Ancak, bu imza “uygulama”ya nasıl geçecek, “Karabağ” ve “Soykırım” sorunları nasıl çözümlenecek, bunları zaman gösterecek... İşte bu sorunlardan dolayı, atılan “tarihî imza”yı, SP Genel Başkanı Numan Kurtulmuş gibi, Türkiye açısından “tarihî hata” veya “Ermeni’ye teslimiyet” olarak yorumlayanlar da var, “Ermeni Diasporası’nın yaşadığı şok”a dikkat çekip, “Türkiye’nin başarısı” olarak yorumlayanlar da!..
ÖNEMLİ OLAN BUNDAN SONRASI
Biraz önce ifade ettiğimiz gibi; imzalanan protokolün “tarihî kazanım” mı, “tarihî hata” mı olduğunu zaman gösterecek.
Çünkü Türkiye’nin, böyle “tarihî adım”lar atıp da, “hayal kırıklığı” yaşadığının örnekleri çok... Meselâ; Kıbrıs’taki referandumda “evet” diyen Türk tarafı olmasına rağmen, “AB üyeliği”ne kabul edilen “Rum” tarafı olmuştu!..
Üstelik de;
“Söz” verildiği halde, KKTC üzerindeki “izolasyon”lar hâlâ kaldırılmadı!..
Ummak istiyoruz ki;
“Ermenistan’la imzalanan protokol” konusunda da aynı hayal kırıklığı yaşanmasın!.. Yani, atılan bu adımdan da, “Ermeni” tarafı kazançlı çıkmasın, çıkarılmasın!..
ÇOK KONUŞULMAK MARİFET Mİ?
Yazının başında da ifade ettiğimiz gibi;
Cumartesi gününden bu yana, Ermenistan ile imzalanan “protokol” olayı, “gündemin ilk sırası”na oturdu... Cumartesi akşamına kadar ise; “Türkiye’nin en çok konuşulan konuları”ndan biri ve belki de birincisi “Aydın Doğan ve bu gruba kesilen vergi cezası” idi!..
Gerçi, Hürriyet için bu durum “övünç kaynağı” olmakta ve kendileri hakkında şöyle haberler yapmaktadırlar ama;
“Aylık pazarlama ve iletişim dergisi MediaCat’in, Ajans Pres işbirliğiyle her ay yayınladığı ‘Basın Referans Liderleri’ listelerinde, Ağustos ayının en çok konuşulan gazeteleri sıralamasında Hürriyet ilk sırada yer aldı... Hürriyet, 821 haberde yer alarak listedeki liderliğini korudu.”
Tabiî, “medyada en sık yer almak” veya “televizyonda en çok konuşulmak” maharet değil!.. Önemli olan “çok konuşulmak” değil, “nasıl konuşulduğu!”
“İyi” mi diyorlar, “kötü” mü?..
“Namuslu” mu diyorlar, “namussuz” mu?..
Bir insandan; sık sık “namus timsali bir adam” diye söz edilmesi, elbette gurur vericidir!.. Ama aynı adamdan “namussuzun teki” diye söz etmenin onurlu bir tarafı olmasa gerektir!..
İşte bu açıdan;
Aydın Doğan’ın ve gazetesi Hürriyet’in “en çok konuşulan” olmasının değil, “haklarında neler söylendiği”nin önemi vardır!..
Ankara Haber Koordinatörümüz Yener Dönmez’in verdiği haberden öğreniyoruz ki; sadece Ağustos’ta değil, Eylül ayında da en çok konuşulanlar Aydın Doğan ve Hürriyet olmuş!..
Hem de açık ara!..
Ama, nasıl?!?..
Buyrun, Yener’in haberine bir bakalım:
“Vergi kaçakçılığı ve sonrasında gelen astronomik ceza ile zor günler geçiren Aydın Doğan; yatırımcılarını bilgilendirmekle sorumlu olduğu holdinginin resmi web sitesinde tam bir karartma uyguluyor.
Kaçakçılık olayındaki gelişmelere ilişkin tek bir satırın bile yer almadığı Doğan Holding’in sitesinde sürekli “pembe haberler” yer alıyor.
Haberler arasında, “Hürriyet Treni yollarda, faaliyet raporumuz altın madalya kazandı” gibi haberlere yer veriliyor!..
Sitedeki bu karartma sürerken, Medya Takip Merkezi’nin verilerine göre ise “Aydın Doğan ve kaçakçılık cezası” haberleri, Eylül ayında Doğan’ı en medyatik işadamı konumuna taşıdı.
Aydın Doğan, 138 haberle; Münevver Karabulut cinayetiyle gündemde önemli yer tutan işadamı Hayyam Garipoğlu hakkında yayınlanan 54 haberi bile üçe katladı.”
Şimdi sormak lâzım;
Bir “cinayet”ten dolayı “çok konuşulan kişi” olmak, Hayyam Garipoğlu için bir “onur” vesilesi midir, yoksa “utanç” vesilesi mi?..
Aynı soruyu; “vergi cezası”ndan dolayı “en çok konuşulan kişi” liderliğini devam ettiren Aydın Doğan için de sormak gerekir!..
MADEM ÖYLE, BU TEHDİT NİYE?
İşin tuhaf tarafı; “en çok konuşulan kişi” olmak, Aydın Doğan’ın hem çok hoşuna gidiyor, hem de “aleyhte” konuşanları “mahkeme ile tehdit” ediyor!.. Demek oluyor ki; herkes “övgüyle” söz etsin kendilerinden, hiç kimse “Kral Çıplak” demesin!..
Biliyorsunuz;
Geçen haftaki Vakit ve Sabah’ta yer alan haberler, “Aydın Doğan ve kurmaylarının vergi mahkemeleri ile olan sıkı-fıkı ilişkilerini” gözler önüne seriyordu.
Bu haberler üzerine; ne hikmetse “Aaa ne güzel, bizden bahsediyorlar” demeyen Aydın Doğan, tam aksine paniğe kapılıp; elinde bulunan gazeteler ve televizyonlar vasıtasıyla; Vakit ve Sabah gazetesini “mahkemeye vermek”le tehdit etti!..
Dediler ki;
“Vakit ve Sabah gazetelerinde yayınlanan haberler; mahkemeleri Doğan Grubu aleyhinde etkilemeye yöneliktir!”
Oysa, o haberlerde bir “durum tesbiti” yapılıyor ve “kapalı kapılar arkasında dönen dolaplar” gözler önüne seriliyordu!..
YARGIYI ASIL ETKİLEYEN, KENDİLERİ!
Kaldı ki; “Yargıyı etkilemeye yönelik haberler”den şikâyet etmesi gereken en son kişi Aydın Doğan ve gazeteleridir!..
Çünkü, “yargıyı etkilemeye yönelik haberler” konusunda “Aydın Doğan gazeteleri ve yazarları”nın eline hiç kimse su dökemez!..
Sabah ve ATV’nin eski sahibi Turgay Ciner’in TMSF’ye karşı açtığı dâvâlarla ilgili olarak Vatan gazetesinde çıkan haberlerden sonra Hürriyet gazetesinde köşe yazan Mehmet Yakup Yılmaz isimli kişi; Ciner aleyhinde yazılar yazmıştır!..
Buyrun; Vatan’da yer alan haberleri, tarih tarih, başlık başlık hatırlayalım:
¥ Vatan 25.6.2007 – Ciner’e bir darbe daha: Sabah-ATV operasyonunda 3. aşama... Merkez Yayın Holding bünyesindeki 63 şirketin yönetim ve denetimine el koyan TMSF, şirketlerin hisselerine de el koydu.
¥ Vatan 25.6.2007 – Sabah ve atv olayında garip şeyler oluyor: Mahkemenin Sabah ve atv’yle ilgili Salı günü vereceği kritik karar öncesi Ciner ve avukatı Kenan Tekdağ’dan şaşırtan sözler... TMSF’nin el koyduğu Merkez Yayın Holding’in eski ortağı Turgay Ciner ile avukatı Kenan Tekdağ’ın, Salı günü karara bağlanması beklenen “yürütmeyi durdurma” davasına ilişkin yakın çevrelerine söyledikleri sözler, hukuk ve iş çevrelerinde şaşkınlık yaratıyor. Ciner ve Tekdağ Salı günü görülecek davayı kazandıklarını anlatıp, kararın gerekçesinin ne şekilde yazılacağını bile kelime kelime sıralıyorlar.
¥ Vatan 27.6.2007 – Sabah ve atv yıl sonuna kadar satılır: TMSF Başkanı Ertürk, el koydukları Sabah gazetesi ve ATV’nin en geç yıl sonuna kadar satışının tamamlanacağını söyledi.
BİZE BİR TEŞEKKÜR YETER!
Şimdi, sormazlar mı adama;
Siz yapınca “haber vermek” oluyor da, başkaları verince “yargıyı etkilemek” mi oluyor?.. O haberler “yargıyı etkilemek” amaçlı değil de, ne amaçlıydı?.. Bu haberler; elaleme “talkın” verip, kendisi “salkım” yutmak değil de nedir?..
Bunun kararını elbette “yargı” ve “kamuoyu” verecek... Bizim vermek istediğimiz mesaj ise şu: “Çok konuşulma”nın övünülecek bir tarafı yoktur... Önemli olan; “hayırla, güzellikle ve iyilikle anılmak”tır!..
Biz, Vakit olarak; “çok konuşulan gazete” olmayı değil, “hayırla anılan gazete” olmayı tercih ederiz... Vakit’in geçen haftaki haberleri konusunda, okurlarımızdan gelen “Çok iyi işler çıkardınız... Beyninize ve ellerinize sağlık” duaları bize yeter!..
Anlayana!..
Selâm, saygı ve gönül dolusu muhabbetlerimizle...

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi