Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Kendimi çaresiz hissediyorum

Kendimi çaresiz hissediyorum

36 yaşında özürlü bir bayanım. Bir tane erkek evladım var. Eşimle anlaşarak evlenmiştim ama o beni özürlü olduğum için çok küçük gördü ve bunu sürekli yüzüme vurdu. Ailesi de, "sen özürlüsün bizim oğlumuza layık olamazsın" dediler ve ben daha fazla dayanamadım eşimden ayrıldım. Şimdi çocuğumla babamdan kalan bir evde yalnız yaşıyorum. Kendim özürlü maaşı alıyorum biraz da ailem destek veriyor ama yine de içimde bir boşluk var. Kendimi çok güçsüz hissediyorum. Özellikle akşamları çok korkuyorum, gündüz de sanki başıma bir şey gelecekmiş gibi tedirgin oluyorum. Okula devam edemedim fakat dışarıdan liseyi bitirdim. Evde bol bol kitap okuyor kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Oğlum da seneye okula başlayacak... Aslında benim sorum oğlumla ilgili. Acaba büyüdüğünde benden komlepks duyar da uzaklaşır mı? Böyle bir duruma düşmemek için şimdiden önlemimi alabilir miyim ya da neler yapabilirim?

K. K

Yaklaşımınız önemli

Çocuklar için anne baba güçlü ve her problemin üstesinden gelen birer aktör gibidir. Fakat çocuğunuz arkadaşıyla oynarken onların sizinle ilgili çeşitli sorular sormaları, özellikle ergenlik döneminde çocuğun çevrenin etkisinde kalması ve kendi içinde çelişkiler yaşaması belki zaman zaman beklemediğiniz yaklaşımlarla karşılaşmanıza neden olabilir. Ama bu durum geçicidir ve mutlaka böyle bir şey olacak diye de bir şey yok. Belki de çocuğunuz hiçbir şeyden etkilenmeyecek ve böyle bir yaklaşımda bulunmayacak... Gelecekte neler olup bitecek şimdiden anlamak zor. Ancak, çocuğun durumunuzu kabüllenmesi sizin kendinize nasıl baktığınızla da ilgilidir. Siz eğer, özür durumunuzu kabüllenir, "bu bana Allah'ın bir imtihanı, isyan edecek, aşağılık kompleksine kapılacak bir durum değil. Her insan gibi ben de değerli ve önemli biriyim, bu imtihanı kabülleniyor rıza gösteriyorum" tarzında düşündüğünüzde etrafınızdan gelen tepkilerden çok fazla etkilenmeyeceksiniz...Aynı şekilde çocuğunuz da sizin bu hayat algınızı benimseyecek ve olaya bir eksiklik değil bir farklılık olarak bakacaktır...Bunun için çocuğunuzdan önce sorununuza sizin nasıl baktığınız,sizin nasıl algıladığınız önemlidir... Çocuğunuzun, size sorduğu sorularda özürlülük durumunun bir imtihan olduğunu anlatın ve insanların görüntülerinin önemli olmadığını, iyi insan olmanın, Allah'a karşı sorumluluklarımızı yerine getirmenin ise birincil sorumluluğumuz olduğunu vurgulayın. Bu dünyaya Allah'a kul olmak için geldiğimizi ve bunun da imanımız ve davranışlarımızdan geçtiğini ifade edin.

Kendini eve kapattı
40 yaşında evli ve iki kız çocuğu annesi bir bayanım. Benim sorum komşumla ilgili olacaktı... Karşı komşum, altı ay önce kocasını kaybetti ve o günden beri de evden hiç çıkmıyor... Bizler kendi aramızda toplantılar düzenliyoruz, alış veriş yapıyoruz, hatta çocuklarla ilgili kitaplar bile okuyoruz. Ama onu aramıza dahil edemiyoruz. Bütün gün evde yalnız kalıyor ve kimseyle iletişime geçmiyor. Bir ara toplandık ve onu ziyaret etmek için kapısını çaldık açtı içeri girdik ama bizimle hiç konuşmadı öylece boşluğa bakıp durdu. Evde iki tane bekar oğlu var. Fakat onlar çalışıyorlar ve doktora gidip tedavi olması için anneyi ikna edemiyorlar. Geçen gün bize geldiler ve anneleri için yardım istediler... Ben de bu sorunu nasıl halledeceğim konusunda arkadaşlarla konuştum onu zorlayarak ikna edip hastaneye götürmeye karar verdik. Bilmiyorum başka çözüm yolu bulabilir miydik? Bu konuda bize neler tavsiye edersiniz?

Yas sürecinden çıkamamış olabilir

Yakınlarımızdan birini kaybetmek her birimiz için bir travma nedenidir. Bu süreçte önce bir şok durumu yaşarız ve kimi zaman acılarımızdan kaçmaya çalışır, ölen yakınımızla ilgili hatıralardan konuşmaktan kaçınırız kimi zaman da onunla ilgili hatıralara yapışır ve sürekli anılarımızı anlatırız. Bütün bunlar olayı kabüllenme sürecimizde yer alan etkileşimlerdir. Ölen yakınımızın ölümünü kabüllendiğimizde ve yas sürecimizi tamamladığımızda normal hayata döner ve hayatımızı sürdürmeye çalışırız.

Yas sürecinde aile yakınları ve komşular, "ağlama, üzülme, anlatma, boş ver geçer" türünden cümlelerle kişiyi teselli etmeye çalışırlar. Burada insanlar iyi niyetle hareket ederler fakat yakınını kaybeden kişinin yasını tutmaya ihtiyacı vardır. Bunun için, bu tür cümleler kurmak yerine, onun acısını aktarmasını, yaşamasını, ve paylaşmasını sağlamak daha doğru bir yaklaşım olacaktır. Bunun için siz de komşunuzun olayı aktarmasını ve durumu kabüllenmesine yardımcı olabilirsiniz. Ayrıca onu bir şekilde ikna ederek bir psikiyatristke götürün ve bu dönem yardım almasını sağlayınız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi