Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Açılıma mola-iç bir kola

Açılıma mola-iç bir kola

Derlerdi ki:
Görmemişin bir oğlu olmuş, çekmiş çükünü koparmış...
PKK kamplarından Türkiye’ye dönüş yapanlarla, onları muzaffer askerler gibi karşılamak için harekete geçen DTP mensupları yapacaklarını yaptılar...
Görmemişin çocuğuna benzettiler açılımı...
Dağdan inen teröristler kısmen mazurdurlar...
Adamlar “dağ adamı” hüviyetini kabullenmişler... Böylelerinden ne medeniyet, ne akıl, ne de akıllı politika beklenir...
Yerli ve şehirli uzantıları ise, terörden beslendiklerini ve bitmesini istemediklerini bir daha, hem de açık şekilde meydana vurdular...
Nedir o karşılama şamatasının alemi?
Hopu-topu 34 kişi ve 9 çocuk, 4 ev kadını, ayrık tutulursa yirmibir PKK militanının dönüşü akıllara seza bir tantanayla karşılandı ki, biz hiçbir zaman adam olamayız demeye getirdiler...
Şuna bakınız:
Türk/Kürt ayırt etmeden kurşun atanlar, asker/polis önüne mayın tuzakları kuranlar, bebeklere kadar katledenler belki de iyi niyetle geçmişleri unutularak halkın arasına katılmaları isteniyordu...
Amma olmadı,
Olmasını istemeyenler tek tip eşkıya kisvesiyle, zafer işareti yapanları mı ararsınız, bindikleri otobüse aylar, belki de yıllar önceden PKK bayrağı renklerinin vurulmasını mı?
Türkiye, hiçbir surette bu dengesizlikleri, bu şımarıklıkları kaldıramazdı...
Nitekim kaldıramadı...
Türk/Kürt ayrımı yapmayan, “Allah” diyeni kardeş sayan halkımız tedirgin oldu...
Tabii aksi istikamette olanlar harekete geçtiler...
Ülkenin pek çok ilinde, ilçesinde öfkenin hakim olduğu topluluklar yürüyüş yaptılar, karşı sloganlarla tavır sergilediler...
Emine Ayna memnun, Aysel Tuğluk memnun...
Kesinlikle PKK dağ kadrosunu yönetenler de memnundurlar...
Amma Türkiye hiç memnun değil... Çünkü aklıselimin hakim olduğu topluluklarda tedirginlik var...
Televizyon kanallarında, gazete sütunlarında renk renk çiçek açtı niyetler...
Açık oturumlar, tartışmalar birbirini kovaladı...
Ne vardı, ne oluyordu?
Yıllarca devlete karşı silahlı mücadele veren çete örgütü mensupları teslim mi oluyordu, yoksa ülkeyi teslim almaya mı geliyorlardı?
Tehlikeli bir yola girildi...
Artık bundan böyle kimse daha mantıklı, daha müsamahalı davranmaktan, konuşmaktan yana olmayacağa benziyor...
Türkiye “tek”tir, ikincisi “yok”tur...
Türkiye’yi bölmeye niyetlenen hangi ırka, hangi görüşe mensup olurlarsa olsunlar, karşılarında büyük bir kitleyi bulacaklar...
Dünyamızda bütünleşme hareketleri hız kazanırken, bizim ülkemizde bölünme adımları atanlar elbette düşman oyunlarıdır...
Abdullah Öcalan hâlâ akıllanmamış gözüküyor...
Verdiği emirlere uyuldukça daha bir heybet, azamet alametleri gösterir oldu...
İyi mi etti?
Orası henüz belli olmasa da, ileride vuzuha kavuşacaktır mutlaka...
Başbakan bile rahatsızlığını açığa vurdu...
Açılıma mola verilmesi keyfi bir karar değildir aslında...
Peki karıştırıcıların kazancı ne olmuştur, ülkeye faydaları var mı?
Maalesef hayır!..
Yeni geleceklere mani olundu... Gelseler daha mı iyi olurdu?
Yaşanan gelişmelere bakınca ben endişe duymaktayım... Dağdan inecekler düzlükleri muharebe alanına çevirirler kanaatındayım...
Eğer birlik ve beraberlik olmayacaksa, herkes bir diğerine düşman gözüyle bakacaksa, boş yere yorulmanın alemi yoktur...
DTP besmele çekip kendine gelmeli...
Ayrılık atına binerlerse hem kendilerine, hem Türkiye’ye yazık olur...
====================
Biz eskiden boy boy cuntalara sahiptik
Mantar vida, kâğıt contalara sahiptik
Yurt dışına ihraç edecek kalitede
Mobilya yaftalı suntalara sahiptik.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi