Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Aman dikkat!..

Aman dikkat!..

Yarın üniversitelerarası Kurul'un bir kısım üyeleri, Anayasa'ya, İnsan Hakları'na, Hukuk Devleti taleplerine karşı çare arayışı için, tam da birtakım darbe çığırtkanı ulusalcıların ekmeğine yağ sürmek istercesine olağanüstü gündemle Antalya'da bir araya geliyorlar..
Dikkat! Uyarıyorum.. Söylediğiniz her söz aleyhinize delil olarak kullanılabilir.. Bu toplantıda tarihe not düşülecek. Ve herkes söylediği sözlerin sonucuna katlanacak..
ADD, çYDD ya da Cumhuriyetçi Kadınlar, nasıl kullanıldıklarının, ya da oyuna getirildiklerinin farkındalar mı acaba? Ve de başlarına nasıl bir bela aldıklarını nasıl anlatmalı onlara..
Onlar sadece oralarda değil, kimi şeyh, kimi papaz kılığında.. Kimi Kürt, kimi Türk, kimi sağcı, kimi solcu.. Kimi Cuma günü müritlerine zikir dersi veriyor, sonra da Cumartesi günü gidip Sabatay havrasında ayin yönetiyor. Morisson ya da Nurlu, namı diğer çoban Sülü, Sağcı Demirel'in “CHP aşkı” şaşırtmıyor mu sizi..
Kadro yetersizliği ya da geçim zorluğundan çifte mesai durumları..
Adam kendi örgütlediği time önce silah veriyor, sonra ihbar ediyor, sonra da perde gerisinden sorgusunu izliyor.. İşportada muz satan “örgüt üyesi”ni pazar yerinden iki polis gidip almak varken, örgüt evine baskın düzenlemek de işte böyle bir şey.. İşi biten tetikçini, senin onlardan olmadığını göstermek için işte böyle imha edeceksin.. Uyuşturucu kaçakçısı, rakibini ihbar ederek narkotik polisinin gözüne girerek işini daha kolay yapmak istemesi gibi bir hileye kanmamak gerek. Kendine sus payı vermeyen işadamının işyerine baskın düzenleyerek namus gösterisi yapan gazeteciler gibi.. Melek maskeli şeytanlara dikkat etmek gerek! Biraz feraset lütfen!
Tüm dünyada antisemitik hareketlerin içinde MOSSAD üyeleri de vardır..
Geçen gün Hakan Albayrak'ın köşe yazısında Mehdi Zana'nın 2006'da söylediklerini aktarıyordu: “Kürtler bence İslâmiyet'i kabul ettiklerinde kaybettiler.” Bu gün Doğu Silahçıoğlu da aynı şeyleri söylüyor.. “Kürtler yanlışlıkla Müslüman oldu. Kılıçla, tüfekle üstümüze geldiler, ‘Kelime-i Şehadet getir’ dediler, dedelerimiz de şehadet getirerek Müslüman oldu. Kürtlerin Müslümanlığı böyledir… Kürtlerin asıl dinleri Zerdüşt'tür.” çevirin sayfayı: Emekli Tümgeneral Doğu Silahçıoğlu da Cumhuriyet gazetesindeki bir yazısında “Türkler Arapların putlara taptığı dönemde Orta Asya'da, Tanrı bilincinde Şaman inancında yaşamaktaydılar” deyip, Türklerin Araplar tarafından katliam ve ırza tecavüz marifetiyle zorla Müslümanlaştırıldıklarını ileri sürdü ve Türklükle Müslümanlığın “doğası gereği birlikteliği mümkün olmayan iki öğreti” olduğunu savundu. Mehdi Zana'nın Zerdüştlüğü ile Doğu Silahçıoğlu'nun Şaman'cılığı belki de aynı şeydir aslında.. Derin gerçek de işte burada gizli.
Sahnede birbirlerine kurşun sıkanlar, perde gerisinde sakın el sıkışıyor olmasınlar..
Ben hep demiyor muyum: Birileri bizim kanlarımız ve gözyaşlarımız üzerine, kendilerine iktidar ve servet üretiyor diye..
Sivas ve Başbağlar'da aynı el tutuşturdu ateşi, aynı el sıktı kurşunu.. Ve sonunda yanan bu ülkenin çocukları oldu.. Ekranda ise kullanılan “Bizim çocuklar” ve arkasında aldatılan kuru kalabalıklar..
Laikçileri Anıtkabir'e süren derin güçler, orada “Hocaları Anıtkabir'de öldürme” planı da yapmışlar.. Dün bunlar oldu. Bugün de olabilir, yarın da.. Kendi yavrularını yiyen yamyam bunlar.. Yarın Antalya'da toplanacak rektörler, kapalı kapılar arkasında kimlerle masaya oturduklarını düşünsünler.. “Her-Şey-Vatan-İçin!?.. Her-Şey-Vatan-İçin!?” sloganları ile , ulusalcılık istismarcılığı ile dolduruşa getirilmesinler.. Hani irticanın gelip kapıya dayandığını ve canlarına kasdettiğini gösterecekler ya. Hani şu hakimlerin evinin bahçesine birkaç bomba attıran Generalin yaptığı gibi sıradan bir şey.. Aksoy'u, Mumcu'yu, üçok’u öldürtmeleri gibi.. Hablemitoğlu'nu öldürtmeleri gibi. Hangi Prof, bunlardan daha değerli ki?.. Zaten brifig deyince sıraya giren yüzlercesi derin güçlere arzı ihlas etmek için sırada bekliyor.. Yeditepe üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Erdal Yavuz'un anlattıkları önemli.. Son iddiaya gelince Danıştay saldırısı da bir darbe hazırlığıydı. Prof. Erdal Yavuz, bir internet sitesine yaptığı açıklamada Abdi İpekçi'nin, 12 Mart muhtırasını haklı çıkartmak için öldürüldüğünü belirtti. İpekçi, 1 Şubat 1979'da İstanbul Maçka'daki evinin yakınlarında arabasında iken silahlı saldırıya uğramıştı. Necip Hablemitoğlu cinayeti (18 Aralık 2002) ve Danıştay baskınıyla da (17 Mayıs 2006) yeni bir darbenin tezgâhlandığını iddia eden Yavuz, Hrant Dink'in katledilmesinin ve PKK'nın yeniden eyleme geçmesinin de bununla bağlantılı olduğunu savundu. Yavuz, Ergenekon'un bu durumun somut bir göstergesi olduğunu kaydetti.
Taşeron örgütler belli.. Bu örgütün göstermelik yöneticileri ve bu işlerin farkında olmayan dolduruşa getirilmiş üyeleri ayaklarını denk alsınlar.. Mayınlı tarlada top oynuyorlar.. Birileri onların kanları ve canları üzerine zar atıyor. Ortadan kaldırılıp, cinayetin delili olan kanlı silahları bir başkasının kapısına bırakılabilir.. Bu kirli ve kanlı oyunun seçilmiş gönüllü kurbanları olmayın.. Mayınlı tarlada top oynar gibi alkışlarla, ellerinizde Bayrak ve Atatürk resimleri ile girdiğiniz meydanlarda birilerinin sizi hedef tahtasına oturtmuş olabileceğini unutmayın.. Atatürk, çağdaşlık, Kuvayı Milliye, Cumhuriyet Kadınları, Laiklik, Şeriat ve İrtica gibi kod adlarına dikkat.. Gözünüze yaklaştırılan kibrit çöplerinin arkasında bir ormanı kaybediyorsunuz.. öfkeniz ve korkunuz aklınızı zail etmesin. Oyuna gelmeyin..
Biz bu kanlı pazarlardan ilk gez geçmedik. Bu filmi daha önce de gördük aslında.
Unutmayın, “Ağuyu altın tas içre sunarlar, bal da onun suç ortağı”
Aynı ülkenin çocuklarının kanları, gözyaşları, çalınan alınterleri üzerine kendilerine iktidar ve servet üretmek isteyen çevrelerin, Media, Mafia, Sermaye, Siyaset ve Bürokrasi arasına gizlenmiş ajanlarının oyununa gelmeyelim..
Bir yanda Cumartesi anneleri, bir yanda Şehid anaları, Sonunda ağlayan analar bizim analarımız. Bu oyuna gelmeyin, bu cehenneme odun taşımayalım..
En çok da bir oğlu dağda, bir oğlu askerde, kardeşi kardeşin peşine düşüren, “bir bebekten katil üreten” düzene yanarım.. O ananın yürek burkuntularını düşündükçe efkar basar..
“Mehmetçik” dersin sonra, Hani “Muhammed'in ordusu”ndan kinayedir bu isim. “Şehidlik”, yani kanı ile Allah'ın birliğine şahidlik etme sanatı!.. Şehid Cenazelerinde namaz! Ruhun Allah'a (c.c.) yükselişi! Hesap gününe hazırlık. Herkes açıkça ve gizlice yaptıklarının ve yapmaları gerekirken yapmadıklarının, söylediklerinin ve söylemesi gerekirken söylemediklerinin hesabının sorulacağı din gününe yolculuk! Bir yanda çığlıklar, öte yanda cebinizdeki gazetede, ordunun, şeriata ve Müslüman kadının başörtüsüne karşı tehdit algılamalarından yola çıkılarak üretilen komplolar..
Doğu Silahçıoğlu'nu düşünüyorum.. öldüğünde onun da cenazesini getirip önümüze, Allah'ın (c.c.) huzurunda şahidlik yapmamızı isteyecekler mi acaba.. Ya da sabahtan akşama şeriata sövenleri..
Ne yaman bir zamanda yaşıyoruz, ve ne yaman bir imtihandır bu!
Rektörleri uyarıyorum. Yaptığınız iş insan hakları ve hukuk devleti mücadelesi değil, çete ve darbe şakşakçılığı olmasın sakın! Sizi mayınlı tarlalara sürenler, yarın arkanızı dönüp baktığınızda yanınızda olmayabilir..
Allahım(!) halimizi sana arz ederiz. Vekilimiz sensin!
Selam ve dua ile..


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi