Ali Ferşadoğlu

Ali Ferşadoğlu

İman, hayatın bütün safhalarına nüfûz eder

İman, hayatın bütün safhalarına nüfûz eder

İman gücü sanıldığı gibi, yalnızca kerâmet/olağanüstü hâl göstermede veya ibadetleri îfâ hususunda kendisini göstermez. O, öyle bir enerji, iksir veya güç kaynağıdır ki, hayatın bütün safhalarında, bütün olaylar karşısında tezâhürünü gösterir.

Evvelâ, olumlu duyguların yükseltilmesinde gücünü icrâ eder.

İkinci olarak, olumsuz duyguları dizginler.

Muhteşem bir güç kaynağı olan tahkîkî iman, ruhumuza/duygularımıza muhteşem bir enerji pompalar. Kabiliyetlerimizi inkişâf ettirir. Tıpkı elektrikli bir ev âletinin fişini prize takmak gibidir. Elektrik, bir taraftan ışık verirken, sobada ısıtır, buzdolabında soğutur, fırında pişirir, vantilatörde/pervanede serinletir, süpürgeyi çalıştırır vesâire... Binlerce değişik ve tam zıddı cihazlarda fonksiyonunu icrâ eder.

İman, bir taraftan ibadet etme gücü aşılarken, aynı zamanda sevgimizin dalgaboylarını güçlendirir ve yaygınlaştırır. Adeta, kâinatı kaplayacak mahiyet kazandırır. Meselâ duâ eden bir kalp, anlar ki, sonsuz kudret ve zenginlik Sahibi onun kalbinden dahi geçenleri işitir, her şeye eli yetişir, herbir arzusunu yerine getirebilir, aczini giderir, fakirliğine imdad eder.

Son derece aciz ve fakir olan insan; imanın tezahürü olan duânın gücüyle, rahmet hazinesine ve tükenmez bir kuvvet kaynağına ulaşır. Bütün varlıkların duâlarını kendi duâsına katarak muhteşem bir güç elde eder.1

Diğer taraftan iman, olumsuz olaylar karşısında direncimizi arttırır, hastalıklar karşısında moralimizi yükseltir. Öte yandan stresi ve dolayısıyla bazı hastalıklara düşmemizi engeller. Bütün psikosomatik hastalıklarımızı tedavi eder.

İman, duygu kontrolünü de temin ettiğinden, olumlu hasletlerimizle olağanüstü hâller gösterirken; olumsuzlarını mecrâlarına yönlendirme gücü verir. Nefsimizi kontrol etme mahareti kazandırır. Dolayısıyla günahlara, harama karşı direnç aşılar.

Kalbimiz, bütün kâinatla ilgilidir. İmanın mahallî kalptir. İman, kâinattaki bütün gayb/metafizik âlem ve onların sakinleriyle de iletişimimizi sağlar. Böylece iman, şuurlu tefekkür, ibadet, zikir ile kâinat Hâlıkının ve İdarecisinin sonsuz gücüyle irtibata geçilir. Dolayısıyla iman, akıl, zekâ, kalp gibi his ve duyguları inkişaf ettiriyor, duyarlılıklarını arttırıyor.

Meselâ, iman, niyetimize farklı bir boyut kazandırır. Tıbbın keşifleri arasındadır: Soğan soyarken oluşan gözyaşı ile duygusal gözyaşlarının protein yapıları farklıdır.2 Teslimiyet, rıza, olumlu niyet iman gücünden beslenirse; stresi ortadan kaldırır, hastalıklarımızı bile tedavi edebiliriz.

İşte, iman gücüyle dökülen veya içimize akıtılan gözyaşlarının protein yapıları elbette olumlu ve güzel olacaktır. Buradan kıyasla hareket edersek; nasıl ki, kötü söz, tehdit, küfür, bizi endişeye, korkuya, heyecana vs. sevk ederse ve bedenimizde tahribât yaparsa; iman enerjisi yüklü güzel söz, müjde, sevgi, ümit verir, moralimizi yükseltir, enerji kaynağı olur.

İflâs, işini veya çok yakınını kaybetme kimi zayıf karakterli insanları intihara sevk eder. İman gücü, intiharlara giden yolları kapatır. Alkol ve uyuşturucu gibi kötü alışkanlıkların pençesinden kurtarır. Günahlara dalmaktan insanı korur.


Dipnotlar:

1- Sözler, s. 288.

2- Stresi Mutluluğa Dönüştürmek, s. 165.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Ferşadoğlu Arşivi