YARSAV iflah olmayacak

YARSAV iflah olmayacak

Yargıçlar ve Savcılar Birliği'ndeki görev değişikliğine ihtiyatlı bir iyimserlikle yaklaşmış ve yeni Başkan Emine Ülker Tarhan'ın birliğin imajındaki hasarı tamir edebileceğini belirtmiştim.
Ömer Faruk Eminağaoğlu'nun gölgesinin ve eski tas eski hamam görüntüsünün birliği marjinalleştireceğini kaydetmiştim. Maalesef kaygıları doğrulayacak gelişmeler yaşanıyor. YARSAV, katsayı tartışmalarında Danıştay'ın yanında yer aldı. Bu anlaşılabilir. 'Eminağaoğlu ruhu hortladı' düşüncesine yol açan Danıştay'a verilen destek değil, her zamanki üslup. Yazılı açıklamanın Ömer Bey'in kaleminden çıktığı çok belli. Daha önce defalarca yaptığı gibi sözlü beyanatı tercih etmemesini iki sebebe bağlıyorum. Birincisi, seçim yenilgisinin şokunu henüz üzerinden atamadığı için basın karşısına çıkamıyor olabilir. İkincisi, sözlü açıklamaları tamamlayan jest ve mimiklerin yol açtığı öfkeli fotoğrafın yıpratıcılığından kaçınmak istenmiştir.

Neyse asıl konumuz, açıklamanın şeklinden ziyade muhtevası. Birlik, siyasi iradeyle polemiği sürdüreceği mesajını veriyor. 'Meslek örgütü olmaktan çok bir siyasi parti gibi, anamuhalefet gibi davranıyor' eleştirilerine haklılık kazandıracak tutumu sürdürme niyetindeler. O zaman Ömer Bey'i başkanlıktan indirip, gölge oyunu oynamanın ne manası var! Kendisi açıktan devam etseydi. Üyelerin ve genel kurulun iradesinin anlamı yoksa, demokrasicilik oynayıp seçim yapmaya da gerek yoktu. Başbakan'ın açıklaması için "Bir yandan bağımlı yargı yaratamamanın oluşturduğu öfkenin, bir yandan da yargı organlarına olan toplumsal güveni bilinçli biçimde sarsma gayretlerinin dışavurumudur." diyorlar. Bu sertlikte ültimatomları muhalefet partileri bile vermiyor. Yanılmıyorsam eski Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin, kendileri için YARSAP ifadesini kullanmıştı. Siyasi parti kurup o kulvarda mücadele etmek ayıp değil. Buyursunlar, yapsınlar. Meslek örgütü olarak görünüp, siyasi parti şeklinde davranmak yanlış. Gerçi kendi sandıklarına ve üyelerinin tercihlerine gösterdikleri saygı ortadayken, benimki temelsiz bir beklenti. YARSAV açıklamasının en komik bölümü, "Parti temsilcilerinin tutumları ideolojilerine göre biçimlenmektedir." sözleri. Siyasi partilerin tutumlarının ideolojilerine göre biçimlenmesinden daha doğal ne olabilir?

Bildiride Danıştay saldırısına atıf yapan ifadeler ise hukuk adına tüyler ürpertici nitelikte. Yargıç ve savcıların meslek örgütü olma iddiasındaki birliğin açıklamasında, Danıştay cinayetiyle ilgili şu cümlelerin kurulması tek kelimeyle korkunç: "Benzeri demeçlerle ve bir kısım medya aracılığı ile yargı ve yargıçların hedef gösterilmesi sonucu geçmişte meydana gelen acı ve menfur olaylar henüz belleklerdeki yerini korumaktadır. Buna karşın yanlışta ısrar edilmektedir." Açıklamayı kaleme alanlar, Danıştay cinayetiyle ilgili ilk günkü komploları seslendirmeye devam ediyor. Köprünün altından geçen suları görmezden geliyorlar. Hâlâ bu masala inanacak birilerinin kaldığına nasıl ihtimal veriyorlar? Hafızası zayıf olanlar için tekrar edelim: Ortaya çıkan deliller çerçevesinde Danıştay saldırısı ile ilgili davanın yeniden görülmesine ve Ergenekon Terör Örgütü davasıyla birleştirilmesine karar verildi. Kararı veren Yargıtay ve buna direnmeyen yerel mahkemeler, cinayeti terör örgütü iddiasıyla yargılanan Ergenekon'un işlediğine dair kuvvetli şüpheyi değerlendirmişlerdi. YARSAV'ın, kamuoyu ve yargının ciddiye almadığı komploları seslendirip durması manidar.

Başbakan'ın sözlerinin devam eden yargı sürecini etkileyebileceğini ileri süren YARSAV bir de hukuk dersi vermeye kalkıyor. Ergenekon yargılamasıyla ilgili her fırsatta konuşan birlik sözcülerinin Danıştay saldırısına atıf yapan ifadeleri de aynı kapsamda. Yani Başbakan Tayyip Erdoğan'a hukuku hatırlatırken bile devam eden ceza yargılamasına müdahale etmekte mahzur görmüyorlar

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi