Mehmet Talu

Mehmet Talu

Alım Satımın meşru olması

Alım Satımın meşru olması

Daima son akit geçerlidir (1)

Soru: Bir malı veresiye aldıktan, anlaşma yaptıktan sonra, ödeme imkanı olursa peşin olarak alınabilir mi?

Cevap: Bismillahirrahmanirrahim.

Olabilir. Çünkü satış akdi yapıldıktan sonra bedelin değiştirilmesi veya artırılması veya eksiltilmesi ile o mecliste veya başka bir mecliste tekrar pazarlık yapılacak olsa bu ikinci akit muteber olur.

Meselâ: Bir malın bin liraya pazarlığı kesildikten sonra şu kadar liraya veya bin yüz veya dokuz yüz liraya tekrar pazarlığı yapılsa bu ikinci akit muteber olur.

Aynı şekilde bir mal hakkında peşin paraya pazarlık yapıldıktan sonra bedeli veresiye olmak üzere yeniden pazarlık yapılsa veya aksi, yani veresiye olmak üzere pazarlık kesildikten sonra peşin para ile olmak üzere tekrar pazarlık yapılsa evvelki akit bozulmuş, ikinci akit muteber olmuş olur.

Yapılan satış, karşılıklı rıza ile bozulabilir

Soru: Sonradan pişman olmak veya başka bir sebeple alım-satım akdi bozulabilir mi?

Cevap: Bismillahirahmanirrahim

Yapılan alım-satım vb. akit karşılıklı rıza ile bozulabilir. Buna "ikale" denir. Akdi bozma talebi müşteriden gelse de satandan gelse de fark etmez, ikale değildir. Aslında akit yapıldıktan sonra, önceden bilinmeyen veya beyan edilmeyen bir kusurun ortaya çıkması gibi meşru bir mazeret olmadıkça akdi bozmak caiz değildir. Bir taraf yani alan veya satan bozmak istediği takdirde diğer taraf dilerse kabul eder, dilerse kabul etmez. Taraflardan birisi bunu isterken diğeri uymazsa akid kalkmaz. Fakat diğeri de kabul ederse akid kalkmış olur. Akit tek taraflı bozulamaz, kaldırılamaz. Tarafların rızâsı ile akdin kaldırılmasının meşruluğu icmâ ile sabittir.

Satış akdinin ikalesi şöyle olur: Bir adam bir malı satın aldıktan sonra, bu mala ihtiyacı kalmaması, bedelini ödeyememesi veya bu satışta aldanmış olması kanaati ile ya da başka bir nedenle bu satıştan pişman olup, malı iade etmek istediği zaman, satıcının bu isteği kabul etmesine ikale denilir. İkâleyi daha iyi anlaşılması için şöyle bir misalle anlatalım: İki kişi alışverişte bulunurlar. Akit kesinleştikten sonra taraflardan birisi yani alıcı veya satıcı pişmanlık duyar ve karşı tarafa gidip alışverişi bozmayı, dönmeyi teklif eder. O da bu teklifi kabul edip akdi fesheder. İşte yaptıkları bu muamele ikâledir. İkâlede taraflardan her biri aldığı bedeli yani müşteri malı, satıcı parayı iade eder.

Satıcı bu isteği kabul etmeye mecbur değildir. Çünkü satış akdi kesinleşmiştir. Fakat bu isteği kabul etmekle alıcıya ihsan ve iyilik etmiş olur. Bir kimse bir şey alıp sattıktan veya kiraya verdikten sonra pişman olabilir. Evvelce düşünülmeyen bir ihtiyaç karşısında kalabilir. Bundan dolayı böyle bir kimse ile ikalede bulunmak, onu bir ihtiyaçtan, bir zarardan kurtarmak demek olacağından insanî bir vazifedir. Nitekim Ebu Hureyre (R.A)den rivayete göre Rasülullah (S.A.V) şöyle buyurmuştur.

"Satış akdinin kaldırılması hususunda kim bir müslümanın isteğini kabul ederse, (bu iyiliğine karşılık), Allah Teâlâ da onun hatâsını ve günahını kıyamet günü kaldırır, bağışlar, buyurmuştur." (İbn-i Mace; Ticarât: 26; No: 2199; 2/741, Ebu Davud; Büyu': 54, No: 3460)

Hadis umumî bir hüküm getirdiği için, ikale, alıcı tarafından da olabilir. Yâni satıcı herhangi bir nedenle bu akidden pişman olup malını geri almak istediği zaman, alıcı bu isteği kabul edip malı iade ederse, satıcıya iyilik etmiş olur ve hadîste müjdelenen sevabı kazanır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Talu Arşivi