Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Düşünce kalkabilmek manevi düşmeler 3

Düşünce kalkabilmek manevi düşmeler 3

Manevi olarak düşmek, her şeyini kaybetmek, yoksulluk üzerine yoksulluk kurmaktır. Bizler, imtihan sırrı dahilinde, çeşitli düşme ve kalkma durumları yaşarız. Bu duygu durumlarımızla ilgili de olabilir, maddi kayıplarımızla ilgili de olabilir... Düşmelerimizin, imtihan sırrı olduğunu düşündüğümüzde ise, yaşadığımız yoksunluğun manevi bir kazanca dönüştüğünü görürüz.

İnsanız, düşeriz, kalkarız, hasta oluruz, yoksullaşırız, iflas ederiz, ağlarız, güleriz, öfkeleniriz, severiz, nefret ederiz, para kazanırız, kaybederiz... Bütün bu iniş çıkışlar, hayatımızın sıradanlığını, monotonluğunu ortadan kaldıran çok katmanlı olaylar zincirinin hayata yansımalarıdır.

Yaşam dediğimiz şu geçişkenliğin, kavgaların, alış verişlerin, hüzünlerin, gözyaşlarının, kavgaların, sevgilerin, paylaşımın, dostluğun, koşuşturmacaların bir anda yok olduğunu, bütün insanların tek bir iş ve eylemle meşgul olduğunu bir an olsun düşündüğünüzde monoton bir hayatın ne kadar da sıkıcı olduğunu anlarsınız.

Bizim yaşam dediğimiz aslında, yere saplanmaların, düşüşlerin arkapilanındaki olaylar zinciri ve bu olaylar zincirine verdiğimiz anlamsal gerçektir.

Maddi olarak düşebiliriz, paramızı, malımızı, sahip olduğumuz maddi imkanlarımızı kaybedebilir ve düşebiliriz... Tabi ki bütün bunlar bir düşüştür ancak kişinin manevi olarak düşmesi, çok daha vahimdir ve onu büyük zararlara uğratabilir... Manevi düşüşün sonu, bataklık okyanusuna saplanmaktır. Bu bataklık, bu karanlık dalgalar dışınızı değil içinizi kirletmekte, içinizdeki zenginlikleri bitirmekte, içinizi tüketmektedir. Ve bu tükenmişliğin ardından, çorak bir toprağa dönmüş ve kendinize yabancılaşmışsınızdır, aslında kendinizi aramaktasınızdır...

Kişinin içten içe bitmesi, içten içe yoksullaşması ne kadar acı bir şey!

Böyle bir yoksulluğun içine düşmüşseniz, dünyanın bütün servetine sahip olsanız,

Paranız, kariyeriniz ve mallarınız hatta etrafınızda pervane olan hayranlarınız olsa dahi neye yarar ki!

Neye yarar içten içten yoksullaşırken, yere çakılmışken para ya da mal mülk?

Hayatınız, Allah'ın koyduğu çizgiden çıkmış ve her şey alaşağı olmuşsa, dünyaları da verseler ne anlamı olabilir?

Kişinin manevi dünyası, inancıyla alakalı yaşadığı çöküntüler, düşüşler onun bütün dünyasını etkileyip, bilincini körelttiğinden, sorumluluklarını unutturmaktadır. Peki bu nasıl olur?

Kişi, namazında, haram ve helallere karşı hassasiyetinde, sünnete bağlılığında, akidesinde, gündelik hayatında... Allah'ın koyduğu ilkeleri dikkate almamış ve heva ve hevesleri devreye girmişse, apaçık görülüyor ki, manevi bir düşmenin içine saplanmıştır.

Zinayı sıradan bir eylem olarak görmeye başlamışsa, insanların haklarını yemeyi kendine caiz görüyorsa, akraba ziyaretlerini terk etmişse, muhtaçları görmezden gelmişse kişi manevi bir çözülmeyle yıkılmış, gerçekten düşmüştür...

Günümüzde, modernleşme söylemlerinin peşine takılarak, örtüsünden, ibadetinden, ahlakından, beşeri ilişkilerinden, Kur'an'a ve sünnete bağlılığından ödün vererek, manevi çözülmenin içine düşenler, adete verdikleri bu tavizler yüzünden toplumun geneli tarafından maddi olarak ödüllendiriliyor. Oysa bütün bu ödüler bu insanların manevi yoksulluklarına verilmiş bir teşvik ödülüdür bu da böyle biline....

Bizler ölümle yaşam arasındaki bu imtihan hayatında, parasal, sosyal duygusal olarak düşmeler yaşayabiliriz. Bu düşüşlerimiz sonucunda ise sabır ve dua ile yeniden kalkar yolumuza devam edebiliriz. Ancak manevi bir düşüş, manevi bir kayıp hayatımızın en önemli mihenktaşını, imanımızı sarsacağından bu noktada her zaman uyanık ve bilinçli olmaya, düşmemek için doğru adımlar atmaya ihtiyacımız vardır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi