Kim daha akıllı: Teröristler mi, biz mi?

Kim daha akıllı: Teröristler mi, biz mi?

Acı, ciğerimize bıçak gibi saklanan bir acı. Hepimizin ortak acısı. Türkiye'nin değişik yörelerinden gelip Reşadiye'nin Sazak Jandarma Karakolu'nda askerlik görevinde karşılaşan gençler ortak bir kaderde buluşuyorlar. 7 gencin şehadeti, Türkiye'nin kaderi. Her birinde hepimizden çok şey var. Bu yüzden kayıplar bizim kayıplarımız. Onlar bizim evlatlarımız, onlar bizim kardeşlerimiz, onlar bizim komşularımız. Bayrağa sarılı tabutlara son uğurlama saygı ve gözyaşı içinde evlerimizin salonlarında yapılıyor.
Peki ne için?

Unutmamalıyız: 7 gencimizi bir doğal afete kurban vermedik. Bir trafik kazasında kaybetmedik. Onların hayatına son verenler, ellerindeki silahlarla pusuda bekliyorlardı. Terörün gündemden düştüğü bir dönemde, 12 yıldır terörün olmadığı bir yerde bu pusu kuruldu. Kimsenin aklına gelmiyordu, kimse ihtimal vermiyordu.

Önce anlamamız gerekenler var. Sonra peşine düşmemiz gereken sorular. Bunlar acımızdan ve öfkemizden daha önemliler; çünkü bize çektirilen acının sebebi bu ayrıntılarda ve sorularda saklı.

Karanlıkta, izbelerde iş gören birileri karar veriyor: "İşler yolunda gitmiyor. İstediklerimiz olmuyor. O zaman öyle bir eylem yapalım ki, Türkiye alt-üst olsun. Herkesin dengesi bozulsun. Öfke ve acı içindeki insanlar bu gidişi değiştirsin." Mantık bu değil mi? Sonra, bir terör eyleminin hiç beklenmediği bir yer seçiliyor. Üstelik öfkenin en doğalından tırmanabileceği bir bölge. Günlerce keşif yapılıyor. Eylem ve sonrası planlanıyor. Ordulunun Muşlu ile şakalaşarak gittiği devriye nöbetinde, 7 gencimiz ölümle karşılaşıyor.

Aynı soruyu tekrarlayalım: Peki ne için?

Bu sorunun üzerinde uzun uzun düşünülmesi gereken tek cevabı var. Bu eyleme gösterilecek tepkileri devşirebilmek için. Bu eylem provokatif bir eylem. Amaç sadece adam öldürmek değil, tepki toplamak. Tepkileri tırmandırmak. Toplumu kaosa itmek. Yolunda giden işleri baltalamak.

Bu olaydan sonra "Gördünüz mü ya..." diye söze başlayan herkesin, bu eylemi planlayanların amacına hizmet ettikleri aşikâr değil mi? O kontrolsüz tepkileri gösterenlerin, doğrudan doğruya bu olayın onların haklı olduğunu ispatladığını söyleyenlerin... Terörist sizin haklı olduğunuzu göstermek için eylem yapıyorsa, terörün amacı ile sizin teziniz buluşmuş olmuyor mu? Karanlık kapılar arkasında bu eylemi planlayanların amacı size bu lâfları söyletmek değil mi? 7 askerimiz bu sözlerin söylenmesi, bu öfke selinin aklı ve sağduyuyu mağlup etmesi için şehit edilmedi mi?

Bu eylemle kim zor durumda kaldı? Demokratik açılım sürecini yürütenler ve destekleyenler değil mi? Demek ki bu eylemi planlayanlar bu süreci baltalamak istiyorlar.

Aktütün baskınının Genelkurmay Başkanı'nın basın toplantısına denk getirilmesi gibi, bu hain eylem de Başbakan'ın Washington'da bulunduğu zaman dilimine tesadüf etti. Ne tesadüf değil mi?

O zaman cevabını vereceğimiz soru şu olmalı: Kim daha akıllı? Teröristler mi, biz mi? Kim kimin oyununa geliyor? Göstereceğimiz aklın ve basiretin, yeni provokasyonları engelleyecek en caydırıcı güç olacağını unutmamalıyız. Biz oyuna gelmiyorsak terör anlamını kaybeder, yeni kayıpların önüne geçmiş oluruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi