Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Fırat, Dicle ve Ceyhun nasıl da acı olurdu

Fırat, Dicle ve Ceyhun nasıl da acı olurdu

Vuslat yılı

Hicri 1431 yılına da girdik ve önümüz Aşura. Bu yılın bir dönüm noktası olmasını temenni ve niyaz ediyoruz. Öyle bir dönüm noktası ki, 21'inci yüzyıla damgasını vuracak ve ona şekil verecek. Ve gerçekten de buna dair bir takım manevi işaretler var. 17 Aralık, 1 Muharrem'e denk geldi ve dolayısıyla hicri yılbaşı ile Mevlana'nın rihleti ve ötelere yolculuğu buluşmuş oldu. 17 Aralık tarihi Mevlana'nın ölüm yıldönümü ve bir anlamda Şeb-i arusu yani ötelerle buluştuğu düğün ve kavuşma günü. Dolayısıyla kavuşma günü hicri yıldönümüne rastladığından dolayı bu buluşmanın hayırlı gelişmelere yol açacağını ümit ediyor ve eskilerin tabiriyle bununla tefeül ediyoruz. Her ne kadar kargaşa ortamındaysak da su bulanmadan durulmaz ve hicret olmadan da selamete çıkılmaz. Mevlana'nın bir gazeli hicreti anlatıyor. Hicret olmasaydı hiçbir şey değişmezdi, nurlu Medine ( el Medinetü'l Munavvere) Yesrip olarak kalırdı ilelebet. Medine ancak hicret ışığıyla nurlandı. Madem hicret Şeb-i arusa denk geldi ve hicreti Mevlana'nın diliyle ve bir iki mısrasıyla değerlendirelim:

Fırat, Dicle ve Ceyhun nasıl da acı olurdu

Yerli yerinde dursaydı tıpkı deniz misali

Hava kuyuda sıkışırsa zehre dönüşür

Bak, beklemek yüzünden hava ne zarar etti?

Deniz suyu bulutla göğe yolculuk edince

Acılıktan kurtulur, olur tam helva gibi.

Alevler sönüp hareketten geri kalınca ateş

Küle dönüp ölüme ve yokluğa yöneldi

Kenan'lı Yusuf'a bak: Babasının yanından

Mısır'a sefer etti de oldu müstesna kişi...

Öyleyse nehirler denize ve denizler göğe doğru hicret ve kavuşum halindedir. Bu yolculuk şeb-i arustur. Hicretin bittiği yerde ölüm başlar. Sufilerin seyri sülükü de bir nevi gönül çöllerinden gönül vahalarına yolculuk ve hicrettir. Hicretin olduğu yerde zafer vardır ve bundan dolayı kutlu Peygamber: La hicrete ba'del yevm (bundan böyle hicret yok) buyurmuştur. Zira onun hicreti zaferlerin Everest'idir.

Bu yıl çarklar tersine dönüyor. Gazze konvoyu da bunun habercilerinden birisi. Tam da hicri yılda Anadolu'ya kavuştu, vasıl oldu ve buradan da nasıp olura Filistin'e hareket edecek. Kavuşma müyesserse o da olacak. Bu da, Filistin konvoyunun hicretidir. 6 Aralık tarihinde George Galloway'in öncülüğünde hazırlanan ve yola çıkan konvoy Avrupa'yı geçerek Türkiye'ye vasıl oldu ve buradan da Arabistan'a doğru yol alacak. 6 Aralık tarihi aslında çarkın tersine döndüğü tarihlerden birisi. Zira, 'keser döner sap döner; bir gün hesap döner' misali 9 Mart 1917'de Filistin, İngilizlerin eline geçmiş ve Allenby Kudüs'e iki tarafında Massingnon ve Lawrance olmak üzere girmişti. Ve bu meş'um günde İngilizler 200 yıllık hayallerine ulaşmışlardı ve kimi temsilcileri 'Haçlı Savaşları şimdi bitti (hedefine ulaştı)' diyecekti. Bush'un 11 Eylül sonrasında şuur altını boşaltırcasına 'bu bir Haçlı savaşı' demesi gibi. İşte 6 Aralık tarihinde Londra'dan yola çıkan konvoy, aslında 9 Aralık 1917 tarihinin tersine döndüğü tarihtir. Onun rövanşının başlangıcıdır. Zira ilk Haçlı Seferleri Fransa'da başlamış ve Arslan Yürekli Richard ile birlikte etkisini kaybetmişti. Yine sömürgecilik savaşları da Napolyon ile birlikte başladı ve Churchill ile birlikte sona erdi ve bölge 100 yıldan beri onun tesirlerini yaşıyor. Yunus Estel gibi şahsiyetlere göre İslam ümmetinin güneşinin 100 yıldan fazla gurup etmesi sünnetullaha aykırıdır ve şimdi bazı deyimlerde ifade edildiği gibi yanlış hesap Bağdat'tan dönüyor. Bu yaşanılan hercü merc ve karmaşa haliyse irhas ile muhad sancılarıdır. Bilindiği gibi peygamberlik öncesinde mucizenin bir mukaddimesi olarak irhasat zuhur eder. Bu mucizenin öncülü ve mukaddimesidir. Bir de doğumun sancısı vardır ve Araplar buna muhad derler. Doğumlar sancısız ve yağmurlar genelde gök gürültüsüz olmaz. Tavuk bile yumurta yaparken cihanı velveleye verir. Yaşadığımız sıkıntıları buna hamledebilirsiniz.

Her zaman rahmet bir damla ile başlar. Gazze konvoyu da işte bu damlalardan birisidir. Yeni yılınız hayırlı ve uğurlu olsun. İnşallah İslam aleminin iki yakasının bir araya gelmesinin ve kavuşmasının yani vuslat baharının önünü açar ve başlangıcı olur...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi