Faruk Çakır

Faruk Çakır

Profesyonelce düşün

Profesyonelce düşün

Gerek terörle mücadele ve gerekse ‘mecburî askerlik’ konusu, her zaman Türkiye’nin gündemini meşgul eden meseleler arasında yer alıyor. Böyle olması da tabiîdir, çünkü çeyrek asrı aşan bir süredir kanlı terör örgütüyle mücadele ediliyor ve bu uğurda binlerce ocak söndü.

Terörle mücadele yöntemleri her zaman tartışma konusu oldu. Ortada bir hakikat var: Teröristlerle mücadelenin ‘acemi er’lerle yapılması mümkün değil. Devam eden mücadele görünüşte ‘usta er’lerle yapılıyor, ama bu ‘ustalığın’ teröristlerle başa çıkmakta yeterli olmadığı görülüyor. İşin ehli olan ‘uzman’lar bu mücadelenin ‘profesyonel’lerce yürütülmesini teklif ediyor; ki haksız da değiller.

Terörle mücadelenin tarihine bakıldığında da ‘profesyonel mücadele’ ile netice alındığı görülür. Çok az silah kullanmış, her gün ‘şafak’ sayan ‘er’lerle yapılan mücadele hem maddî hem de mânevî olarak Türkiye’ye pahalıya mal oluyor. Profesyonel mücadele ile bir ‘can’ dahi kurtulmuş olsa, bu yolu tercih etmeye değmez mi?

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Kurumu (USAK) Başkanı Sedat Laçiner, terör bölgesinde zorunlu askerlik yapan ‘er’lerin hayatî istihbarat zaaflarına yol açtığına dikkat çekmiş. Laçiner, zorunlu askerliğini yapan kişiler ile teröristle mücadele etmenin maliyetinin yüksek, etkisinin ise oldukça sınırlı olduğunu da ifade etmiş.

Terörle mücadelenin ‘uzman asker’ler tarafından yapılması gereği her fırsatta dile getiriliyor. Bunun için mümkün olan en kısa zamanda ‘profesyonel ordu’ uygulamasına geçilmesi gerektiği de hatırlatılıyor. Bu mücadele esnasında “acemi er”lerin şehit olması terör örgütüne propaganda imkânı da vermiş oluyor. Bunun yanında daha az maddî imkânla yapılması mümkün olan mücadelenin maddî faturası da yükselmiş oluyor. Profesyonel ekip kullanılmaması iki yönüyle de ülkeye zarar veriyor.

Mecburî askerlik konusu gündeme geldiğinde her defasında çetin tartışmalar yaşanıyor. Türkiye’yi idare edenler, tabandan gelen çözüm ve çare tekliflerine genel anlamıyla kapalı durumdalar. “Bedelli askerlik” konunusu tartışmak, gündeme getirmek neredeyse ‘ihanet’ olarak yorumlanıyor. Madem bu uygulama yanlıştır, o halde bundan önceki uygulamaları nasıl izah edeceğiz? “Bedelli askerlik” belki kalıcı bir çare değil, ama ‘profesyonel ordu’ya geçiş için bir yol olabilir. Belki de onbinlerce kişi ‘bedelli askerlik’ yapmak için umutla bekliyor. Parası olandan bunu alıp, olmayana vermek bir yol olarak düşünülemez mi? Bir yanda işsizlik, bir yanda askerlik için işini bırakmak durumunda kalan binlerce kişi. Bu çelişkileri bir noktada çözmek gerekmez mi?

Hiç inada gerek yok. “Hür dünya” bu işi nasıl yapıyorsa Türkiye de öyle yapsın. Madem insanlar konuşa konuşa anlaşır, o halde bu konuda da geniş katılımlı bir ‘şura’ toplanamaz mı? Sivil ya da asker, sözü olan herkes bu şurada konuşsun ve hakikat ortaya çıksın.

Yanlışta ısrarla terörün önlenmesi mümkün değil vesselâm.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Faruk Çakır Arşivi