Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Cemaatle namaz kılamadığımız ev

Cemaatle namaz kılamadığımız ev

Yıllardan beri muhataplarıma söylüyorum: Evinizi eşya deposu olmaktan çıkarın. İhtiyacınız kadarını bulundurun. Kullanmadığınız, hatta çok nadir kullanacağınız şeylerin hammallığını yapmayınız. Depolaştırdığınız eşyalar bir gün gelir başınıza belâ olur.

Nitekim oldu. 17 Ağustos 1999'da cereyan eden zelzelede iki çocuğunu, hanımını ve bir bacağını kaybeden bir Müslüman kardeşimi ziyaret ettim. Ağlayarak bana şunları söyledi:

- Hocam! Evimdeki eşyalar, ömrümüzü tüketerek kazandıklarımızla aldığımız vitrinler, kanepeler, koltuklar arasına sıkışan yavrularımı kaybettim. Vitrin camının parçaladığı bacağımı kaybettim. Elimle aldıklarım katilimiz oldu.

Bu kardeşime teselliden gayri ne verebilirdim. İşte bu acılı hâldeki dosta o anda ihtiyaç duyduğu teselliyi verebildim.

Birçok defalar nasihatlarıma muhatap olan bu din kardeşim birazcık olsun söylediklerimi dikkate almış olsaydı belki de acısı bu derece korkutucu olmayacaktı. Çünkü tavsiyelerimin her birerleri tedbir mâhiyetindeydi.

Burada şu soru akla gelebilir:

Tedbir takdiri bozar mı? Allah'ın takdirini bizim tedbirlerimiz önleyebilir mi? Böyle bir soruya verilecek cevap şudur:

Tedbir takdiri bozmaz; ancak takdir edilen şeyi hafifletir. Sıkıntısını azaltır. Fırtına takdir edilmişse duâ ile tedbir ile Allah (c.c.) o fırtınayı meltem rüzgârı olarak tecelli ettirir. Azabı, acısı, ağırlığı kaldırılmış olur.

Evet, deprem takdir edilmiş. Eğer Müslümanlar bunun tedbirini alsalardı; duâlarını yapmış olsalardı, sadakalarını vermiş olsalardı, iyiliği emredip kötülüklerden caydırma çalışmalarını ihmal etmeselerdi, ibadetlerini terk etmemiş olsalardı, lükse, israfa, rüşvete, hortumlamaya dalmamış olsalardı, zulmü ikâme etmemiş olsalardı, helâli-haramı biribirine karıştırmamış olsalardı meydana gelen deprem bu derece felâkete dönüşmeyecekti. Feryad-ı figan bu derece kalbleri mahzun etmeyecekti.

Deprem oldu ne değişti demeyin. Çok şey değişti. Sapıtanlardan yolunu bulanlar, günah sarhoşluğundan ayıkanlar oldu. Bunlar kulluklarının gereğini yapmaya başladılar.

Felâketlerin kendilerine ders olmadığı zındıklar da var. Böyle devam ederlerse daha büyük belâlar beyinlerine balyoz gibi inecek. Ne bu dünyada ne de öbür âlemde yaptıklarının karşılığını görmekten kurtulamazlar.

Birkaç gün önce beş arkadaş bir dostu ziyârete gittik. Akşam vakti girdi. Bu Müslümanın evinde 6 Müslüman cemaatle namaz kılamadık. Akşam namazını sırayla iki vitrin arasında teker teker kılabildik. Hayır, ev sahibi mâni olmadı canım. Ev sahibi müsaade etti de evindeki eşyalar (koltuklar, vitrinler, sehpalar..) cemaate râzı olmadılar.

Daha ne belâ bekliyoruz?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi