Abdulkadir Özkan

Abdulkadir Özkan

Anayasa seçimi!..

Anayasa seçimi!..

Yapılacak anayasa değişikliği ile ilgili referandumdan söz ediyor değilim. Başlığa bakıp böyle bir düşünceye kapılmayın. İçişleri Bakanı Atalay'ın açıklamasının ardından aylar önce bu sütunda dile getirdiğimiz düşüncemizin Hükumetin de gündemine girdiğini gördük ve bu sebeple anayasa seçimi başlığını attık.

Elbette anayasa için seçim garip bir nitelendirme olur. Ancak, meseleyi izah ettiğimizde yanlış bir başlık atmadığımız anlaşılacaktır. Hatırlayan okuyucularım olacaktır. Bu köşede muhalefet ile mutabakat sağlayarak yeni bir anayasa hazırlamanın hatta 8-10 maddelik değişikliği bile gerçekleştirmenin mümkün olmadığını belirterek bunun için birinci gündem maddesini anayasa değişikliği oluşturan bir seçim ile belki de Kurucu Meclis işlevi yüklenecek bir genel seçim yapılmasını teklif etmiştim. Hatta o teklifimde sadece yeni bir sivil anayasa hazırlamak üzere temsilcilerin seçilmesini de ikinci bir teklif olarak sunmuştum. Çünkü, ne zaman yeni bir sivil anayasa hazırlanması gündeme gelse darbe anayasalarına dokunulmasını istemeyen çevreler yeni anayasaların ancak Kurucu Meclisler tarafından yapılabileceğini ileri sürerek karşı çıkıyorlar. Demokrasinin tüm kurum ve kuralları ile yerleşmesini sağlayacak yeni bir anayasa yapmak için herhalde birileri darbe yapsın da böyle bir anayasa hazılasınlar diyecek halimiz olmadığına göre halk tarafından bir ister Kurucu Meclis ister Anayasa Meclisi diyelim temsilcilerin seçilmesini istemek en doğru olanıdır.

Çünkü, bu anayasa ile insan hak ve hürriyetlerinin teminat altına alınması halkın iradesinin egemen olmasını sağlam mümkün olmadığına göre yeni bir anayasa yapılması mecburiyeti vardır. Bunun iki yolu vardır. İlk yol halkın seçimle belirlediği Parlamento'da partiler arası uzlaşmadır. İkinci yol ise iktidar partisinin tek başına yeni bir anayasa hazırlaması ve gerekirse bunu referanduma sunmasıdır. Görünen o ki bu iki yol da tıkalıdır. Ne muhalefet ile bir uzlaşma sağlamak mümkündür ne de iktidar partisinin yeni bir anayasa hazırlayarak referanduma sunması mümkündür. En fazla Başbakan'ın gündeminde küçük çaplı bir anayasa değişikliği vardır. Ancak, bu küçük çaplı değişiklik ile sözü edilen değişimin sağlanması pek mümkün görünmüyor.

Bu bakımdan bir seçim kararı alarak ve her parti düşündüğü yeni anayasa taslağını bu kampanya boyunca seçmenin bilgisine sunup izah ederek halktan oy istemelidir. Halk da kendisine sunulan anayasa taslaklarından hangisini istiyorsa o partiye oyunu vermek suretiyle yeni anayasa hazırlanmasının yolunu açmalıdır. Elbette bunun için bir erken seçime de gerek olmayabilir. Zamanında yapılacak seçimde özellikle yeni anayasadan yana olan partiler bu husustaki tekliflerini halka sunarak seçim kampanyasını yeni bir anayasa üzerine bina edebilirler. Böylece hem genel seçim zamanında yapılmış hem de seçimlerde yeni anayasa için seçmenden onay istenmiş olur. Böyle olunca oluşacak yeni Meclis aynı zamanda Kurucu Meclis görevini de üstlenmiş olacaktır.

İçişleri Bakanı Atalay'ın konuşmasından anladığım kadarıyla yeni anayasa hazırlanması önümüzdeki seçimlerden sonraya kalacaktır. Ancak, seçime kadar dar çerçeveli bir anayasa değişikliği milletin önüne getirilebilir. Ufak çaplı da olsa bir anayasa değişikliğine muhalefet karşı çıkacaktır. Çünkü, özellikle CHP ve MHP sadece iktidara karşı olmak hususunda ittifak halindedirler. Bu ittifaklarından kısa sürede vaz geçekleri de görülmüyor. Kim bilir beklide gereken oyu sağlayabilirlerse seçimlerden sonra iki parti arasında bir koalisyon hesabı bile olabilir. Gerçi Ecevit ile koalisyon yaptılar da ne oldu? diye bir soru akla gelebilir ama dün dündür bugün bugündür mantığı siyasetimize hakim olduğu sürece bu millet genellikle aynı senaryoları tekrar tekrar izlemeye mahkum olacaktır. Bu değerlendirmem kesinlikle muhtemel bir seçim sonu tahmini değildir. Sadece muhtemel bir hesaba dikkat çekmekten ibarettir. Çünkü yapılacak ilk seçimi sadece AKP, CHP ve MHP etrafında düşünmek ve ona göre tahmin yürütmek gerçeğe ters düşer. Bununda ötesinde seçmeni yönlendirme gayreti anlamına gelir. Önümüzdeki seçimin yeni belirleyicileri olacaktır. Bunların başında da Saadet Partisi geliyor. Bu arada Sarıgül hareketinin alacağı oy da CHP'nin durumunu belirleyecektir.

Kısacası sistemin rayına oturması, hukuk kuralları içinde aksamadan yürüyebilmesi için yeni bir anayasaya ihtiyaç vardır. Bunun yolu da bir anayasa seçiminden geçiyorsa geciktirilmeden yapılmalıdır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdulkadir Özkan Arşivi