Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Siyasal İstiareler

Siyasal İstiareler

Bu haftaki kitabımız yazı ve söz dünyamızın sevilen, sayılan ve en çok okunan ismi Rasim Özdenören’e ait. “Siyasal İstiareler” adını verdiği kitabı, İz Yayıncılık’tan yeni çıktı.
Rasim Özdenören, ülkemizin ciltler dolusu yazılabilecek siyasi tarihini, 415 sayfalık “Siyasal İstiareler” kitabında çok akıcı bir üslupla anlatmış. Eseri eline alan herkesin asla okumadan bırakmayacağını peşinen söylemeliyim.
Hele hele Ergenekoncuları, cuntacıları, darbecileri ve bunların siyasi kanadı olan CHP ve yandaş muhalefeti ile medyasının Türkiye üzerinde nasıl oyunlar oynadıklarını, kitapta tıpatıp bulacaksınız. Tarih tekerrürden ibaret denilir ya, darbecilik, cuntacılık ve CHP halleri de tam 50 yıldır zerre değişikliğe uğramadan aynen devam ediyormuş.
Kitaptan kısa bir alıntı yapmak istiyorum. 28 Nisan 1960 günü Menderes iktidarının sona ermesi için düğmeye nasıl basıldığını özetleyen bir olay. Gelin görün ki, aynı olay ve benzerleri, mevcut iktidar için de çok yapıldı ama Allah’a şükür ki, tutmadı ve tutmayacak da.
“Menderes, bütün Cumhuriyet tarihinde hiçbir siyaset adamının nail olmadığı bir sevgi halesiyle kuşatılmıştı. Onu bir tek CHP’liler sevmiyordu. CHP, Menderes’in halk tarafından benimsenen icraatını kendine örnek alacağına, ona düşmanca bir tavır koyma politikası izliyordu. Menderes’in iktisadi ve toplumsal politikasını eleştirmeye güç yetiremeyeceğini gördüğünden, belden aşağı vurmayı tercih ediyordu.”
CHP’nin insanlık dışı iftiraları üzerine Meclis Araştırma Komisyonları kurulmasına karar veriliyor. İşte ne olduysa ondan sonra oluyor. Rasim Özdenören’den okuyalım:
“Ben o tarihte İ.Ü. Hukuk Fakültesi’nin birinci sınıfındayım. Günlerden Perşembe ve ilk dersimiz medeni hukuk. Hocamız Hıfzı Veldet Velidedeoğlu. Her zamanki gibi derse girdi. Kürsüde, konuşmadan bir süre öğrencilere baktı. Biz, onun, sınıfı sükunete davet sadedinde konuşmadan beklediğini düşünürken, hoca konuşmaya başladı:
“Arkadaşlar, dedi, Meclis Araştırma Komisyonları’nın çalışmaya başladığı bir günde, bir hukuk hocası olarak ders vermeyi içime sindiremediğim için, bu dersi vermiyorum; hepiniz serbestsiniz.” Ve kürsünün hemen arkasındaki hocalara tahsisli kapıdan çıkıp gitti.
Hoca sınıfı terk eder etmez, son sınıftan adının Nuri Yazıcı olduğunu bildiğim bir öğrencinin kürsüye atıldığını gördük. Orada, el çabukluğu ile Namık Kemal’in Hürriyet Kasidesini okudu. Arkasından, adını şimdi yanlış hatırlamaktan çekindiğim için söylemeyeceğim bir başka öğrenci kürsüye fırladı ve “Arkadaşlar rektörümüz Sıddık Sami’yi vurmuşlar, hocamız alnından ağır yaralanmış” haberini verdi.
Üçüncü bir öğrenci onun arkasından kürsüye çıkarak: “Arkadaşlar öğrenciler orta bahçede toplanmış, biz de onlardan geri kalmayalım, buyurun protesto için bahçeye çıkalım” davetinde bulundu. Bir grup öğrenci kışkırtıcı protesto çığlıklarıyla bahçeye yönelince bütün sınıf -ki mevcudu 1000’in üzerindeydi- bahçeye yöneldi.
Aslında bahçeye çıktığımızda, orada, yalnızca bizim bulunduğumuzu gördüm. Ancak yüzlerce öğrenci orada toplanmıştı. İşte tam o sırada birtakım atlı polislerin, orta bahçenin Süleymaniye Camisine bakan tarafında, kütüphane ile yemekhane arasında at koşturduğunu gördük. Kısa süre sonra birkaç tabanca sesi işitildi. Merkez binanın girişindeki geniş holde patlatılan tabancalardan çıkan bir kurşun, som mermer sütuna çarparak sekmiş ve öğrencilerden Turan Emeksiz’e isabet etmişti.
O günün akşamı sıkıyönetim ilan edildi. Üniversite tatil edildi. Ve 27 Mayıs hükümet darbesine giden süreç böylece başlamış/başlatılmış oldu. Hıfzı Veldet hocanın dersi tatil etmesiyle, arkasından bazı öğrencilerin kürsüye çıkarak öğrencileri kışkırtması arasında, bu günden geri bakıldığında bir bağlantının bulunduğu daha iyi görülebiliyor.” Daha neler neler.
Eser hakkında bilgi için: İz Yayıncılık 0212 520 72 10

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi