Ahmet Varol

Ahmet Varol

Zorbalığa “Hukuk” Çerçevesi

Zorbalığa “Hukuk” Çerçevesi

Daha önce de muhtelif yazılarımızda dile getirdiğimiz üzere düşünce yapısının ve bakış açısının belirlenmesinde kavramların önemli yeri var. O yüzden önce konumuzla ilgili bazı kavramlar hakkında özet bilgiler vermek istiyorum.
Hukuk, hak kelimesinin çoğuludur. Yani “haklar” anlamına gelir. Dolayısıyla “hukuk” nizamı da toplumun ve fertlerin haklarının güvence altına alınması amacıyla şekillendirilmiş bir nizamdır. Bu itibarla uygulamadaki yasaların ve onların uygulanış tarzının gerçekten “hukuk” kavramının çerçevesine girebilmesi için hem toplumun hem de fertlerin haklarını güvence altına alması, haksızlıkların önüne geçmesi gerekir. Aksi takdirde adının hukuk sistemi olması bir şeyi değiştirmez. O yine zulüm düzenidir.
Hukukun veya yasaların uygulanmasına genellikle “adalet”, yasaları uygulayan kurumlara da “adliye” deniyor. Arapçadaki köküne bakıldığında “adalet” kavramının “eşitlik” anlamına geldiği görülür. Eşitliği sağlayana “âdil”, bir şeyin dengine, aynen benzer olanına “adîl” denir. Bu kavramın kullanılmasıyla kastedilen toplumun bütün bireylerine yasaların aynı şekilde uygulanması, kimseye ayrıcalık tanınmaması, cezalandırmada da hakları kullandırmada da herkesin eşit tutulmasıdır. Eğer bu yapılmıyorsa uygulama adalet değil zulümdür. İsim olarak adaletin kullanılması, yasaları uygulayan kurumlara adliye denmesi bir şeyi değiştirmez.
Bu iki kavramı incelediğimizde hukukun yasal çerçeveyle, kanunların şekillendirilmesiyle adaletin ise onların uygulanmasıyla ilgili olduğu görülür.
Arapçada kanunların uygulanması hakkında yaygın olarak yargı anlamına gelen “kadâ” kelimesi kullanılır. Osmanlı döneminde de daha çok bu kavram kullanılıyor ve yasaları uygulayan kişiye “kâdı” deniyordu. Sonra “şeriatı” uygulayanlar hakkında kullanıldığı zannıyla bu isim kaldırıldı.
Bu arada “şeriat” kelimesinin de belli bir yasal düzenlemenin, hukuk sisteminin bütünü hakkında kullanıldığını hatırlatalım. İslâm’ın da kendine göre bir yasal düzenlemesi, hukuk sistemi olduğu için ona da İslâm şeriatı adı verilmiştir. Ama şeriat kavramı sadece İslâm şeriatına has değildir. Bundan dolayı hukuka, kabul edilmiş yasal düzenlemelere uygun olana meşru yani şeriata uygun, tersine de gayrimeşru yani şeriata aykırı denmektedir. Şeriata karşı çıkanlar da normalde hukuka karşı çıkmaktadırlar.
Bir yasal düzenlemenin “hukuk” olabilmesi için insanların haklarını güvenceye alması ve haksızlıkların önüne geçmesi gerekirken insanların meşru haklarını kullanmalarına imkân tanımayan, bunu engelleyen düzenlemelere, zorbalıklara, resmî şiddete ve baskıya dayanan uygulamalara da “hukuk” çerçevesinin geçirildiğini görüyoruz. Bu, tamamen isimlendirmeyle ilgilidir; uygulamada hukuk devre dışıdır.
Mısır’daki zorba rejim bundan bir süre önce Müslüman Kardeşler’in bazı ileri gelenlerinin tutuklanmasını yargı mekanizması vasıtasıyla gerçekleştirdi. İki gün önce de yine yargı organları vasıtasıyla bu kişiler hakkındaki soruşturmanın devam ettiği iddiasıyla tutukluluklarının devamına karar verdi. Bu zulmün sürdürülmesinde yargı organlarının kullanılmasının amacı zulme ve haksızlığa “hukuk” çerçevesinin geçirilmesidir. Gerçekte ise bizzat yargı mekanizması vasıtasıyla hukuk devre dışı bırakılmıştır.
Mısır zulmünün gerekçesi, tutuklanan kişilerin yasa dışı siyaset yaptıkları iddiasıdır. Oysa yasa dışı veya yasalara uygun siyasetin mahiyetini belirleyen yine aynı zulmü uygulayan sistem ve anlayıştır. Hâkim sistemin yardakçılığını ve şakşakçılığını yaptığın zaman yasalara uygun, zulüm ve haksızlıklara karşı çıktığın, yasal düzenlemenin hukuka uygun bir şekilde yapılmasını istediğin, bu amaçla toplumu bilinçlendirmeye kalkıştığın zaman ise yasa dışı siyaset yapmış oluyorsun.
Mısır’daki uygulama sadece bir örnektir. Bugün ne yazık ki İslâm coğrafyasının önemli bir kısmı zulüm uygulamalarına, zorbalıklara, haksızlıklara “hukuk” çerçevesinin geçirilmesinden dolayı büyük sıkıntı yaşıyor.
Önemli not: Time Türk haber sitesinde Ferit Yiğit imzasıyla “Filistin’de Dört Yıldır Oynanan Büyük Tezgâh” başlıklı mükemmel bir yazı yayınlanmış. Yazı Filistin Enformasyon Merkezi’nin Türkçe bölümünde de iktibas edilerek okuyucuların istifadesine sunulmuş. Bugün Filistin içinde yaşanan ihtilafların arka planını çok net bir şekilde ortaya koyuyor ve dört yıldan beri oynanan oyunları özetliyor. Yazı biraz uzun ama vakit ayırmaya değer. Okuyucularımıza bu yazıyı mutlaka okumalarını, tavsiye etmelerini ve hatta e-mail listelerindeki arkadaşlarına göndermelerini öneriyorum.



Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi