Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Bu kadarı hiç beklenmiyordu

Bu kadarı hiç beklenmiyordu

Muhayyel bir “irtica” korkusu akıllarını silip süpürmüş meğer...
Komediye bakar mısınız?
Dünyanın en büyük, en etkili ordularından birisi seneler boyu darbe yapma programları yürütmüş, amma iki adım ileri atamamış...
Demez misiniz şimdi:
Nerede o eski darbecilerimiz?
Garibim Mehmetçik emre amadedir... Çünkü kuruluşunda büyüklerine isyan yoktur...
Yeni bilineni... Bir bakıma yeni bulunanı 21 general, alaylardaki er sayısı kadar albay darbecilik oynamış...
Yarbayları, binbaşıları sayarsak herhalde Yunan ordusu kadar darbecimiz varmış... Varmış amma becerememişler...
Nerede o eski darbecilerimiz, demekte haksız sayılmayız herhal...
Emniyet güçleri bostandan kabak toplar gibi rütbeli toplamaktan yoruldular...
Bunlar mı yapacaktı darbeyi?
Yapamadılar ve ağızlarına, burunlarına bulaştırdılar...
Bülent Arınç’ın bir görüşü vardı:
“İyi ki bunlarla bir savaşa girmemişiz...”
Öyle ya; bunca beceriksizle savaşa girmiş olsaydık, ilk günde kaybederdik kesinlikle...
Bence mazurdurlar...
Her yeni gelene eskiler, “Birinci tehdit irtica” diye diye olmadık beyinlerini yıkamışlar...
Eller tetikte, gözler gedikte mürteci (!) bekçiliği yapmışlar yılmadan, usanmadan...
Karşılarına Türk polisi ve Türk savcısı, Türk hakimleri çıktı...
Ne feci akıbet!..
Nerede o eski darbeci Türk büyükleri?
28 Şubat postmodern darbesini bin yıl yaşatacak Hüseyin Kıvrıkoğlu, “Demokrasiye balans ayarı yapan” geçmişin muhteşem generali Çevik Bir?
Boy boy andıçlar icat eylemişti...
Seviyesiz medyayı karşısında elpençe divan durdururdu...
Nitekim Paşa bile bir gecede başarılı olmuştu...
Bunlar ya golf oynamışlar, ya balık avlamışlar...
Ya da masonik derneklerle irtica alışverişinde bulunmuşlar...
SARIKIZ demişler, kendileri sararıp solmuş...
AYIŞIĞI demişler, zindana gömülmüşler...
YAKAMOZ demişler, sudan korkmuşlar... Nihayet Denizcilere devredilmiş ulvi darbe görevi...
ELDİVEN demişler, ellerini ovuşturuyorlar şimdi...
BALYOZ demişler, rivayete göre balyozu yemişler, yutmuşlar...
Sevgili İlber Ortaylı’yı bile hale-yola getirmişler, fakat kendileri yoldan çıkmış...
Demirel’i siyasi danışman yapsalardı böyle mi olurdu?
Onursal Sabih’i hukuk danışmanlığına atasalardı bu hallere düşerler miydi?
Bu gibi önemli meseleler darbecilik oyunlarıyla kafa çekerek cart/curt etmeye benzemez...
Ya hiç bulaşılmayacak, demokrasi sahasında dolaşacaksınız... Ya da Talat Aydemir gibi dehleyeceksiniz isyanı...
O ipe çekilip öldürüldü değil mi?
Vallahi bana göre sizin düştüğünüz hacaletten daha şerefliydi Talat Aydemir’in vaziyeti... Tabii bunları söyleyince, hiç kimseye darbecilik yapmayı tavsiye etmiyorum...
Parola ne? İşareti nedir?
Tu Allah belanızı versin tekrar tekrar...
Bu kadar edepsizliğe düşer mi gerçekten Türk askeri?
Evet ya, milleti koyun sürüsü sayarsanız her hataya düşmeniz işten bile değildir...
Ayıp ayıp!..
Başaramadığınız işi bir başka kuruma servis yaptınız da ne oldu?
Her yer karıştı...
Sizi ezen balyoz bir gün inşallah emanetinizi sürdüren kurumun sapkınlarını da ezecektir... Bekliyoruz...
================
Takvimler ve saatler durmuş işittiniz mi?
Ve kuşlar avcıları vurmuş işittiniz mi?
Yürümüş dağ, tepe, orman, ova, yani herkes
Sadece ırmaklar uyurmuş işittiniz mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi