Baykal ölçüyü fena kaçırdı!

Baykal ölçüyü fena kaçırdı!

A nlaşılan “Ergenekon Avukatlığı” kesmemiş olacak ki, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, bu defa “Balyoz Harekatı”nın avukatlığına da soyundu... Ancak fazla konsantrasyondan mıdır nedir, Sayın Baykal bu defa ölçüyü bir hayli kaçırdı. Öyle ki hızını alamayıp, “Balyoz Harekâtı” soruşturması çerçevesinde önceki gün gözaltına alınan emekli ve muvazzaf general, amiral ve subayların durumunu, 1919 yılında İngiliz işgal kuvvetlerinin Malta Adasına sürgün ettiği 145 devlet adamı, asker ve aydınlara benzetti. “Malta Sürgünleri yeniden Türkiye’nin gündemine girmiştir...” diye lafa başlayan Baykal, çok haksız ve yakışıksız benzetmelerle, Türk devletinin temel erkleri olan hükümeti ve yargıyı, müstevlilerle aynı kaba koydu. Şüphesiz bu çok talihsiz ve o derece yanlış ve sakil bir benzetmedir. Ne yazık ki, Baykal gibi bir tecrübeli siyasetçi bu büyük gafı yapmış bulunmaktadır...
Baykal’ın asıl hedefinin hükümet olduğunda şüphe yok da, Türk milletinin hür iradesiyle teşekkül etmiş olan; Büyük Millet Meclisi’nden çıkan hükümeti işgal kuvvetlerine benzetmek, hangi akıl ve mantıkla izah edilebilir? Buna benzetme ve teşbih deyip geçmek mümkün değildir. Eleştiride dozu bu derece kaçırmak ve işi vahim boyutlara vardırmak, normal siyaset ölçülerini zorlamaktır. Böyle hırçın bir üslup hem siyasete hem de topluma zarar verir... Açık söyleyelim, burada siyasi muhalefetten ziyade açık bir provokasyon söz konusudur. Bu kamuoyunu ajite ve orduyu tahrik etmektir.
Nitekim Baykal’dan önce de, CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek, Özel Yetkili Cumhuriyet Savcılarının talebi ve hakimlerin kararı ile gerçekleşen gözaltı işlemlerini “RÖVANŞ” olarak niteledi. CHP yöneticileri, böylelikle adli makamları töhmet altında bıraktıklarının farkında değil mi? Baykal yargının siyasallaşmasından bahsediyor... Yaklaşık üç yıldır devam eden bir yargı süreci var. Binlerce sayfalık iddianameler ve bunlara delil teşkil eden milyonlarca sayfalık bilgi, belge, görüntü, silah, mühimmat ve diğer malzeme orta yerde duruyor. Bütün bunlara rağmen, Sayın Baykal ve arkadaşları; nasıl bu kadar emin olabiliyor da, yargının yürütmekte olduğu bu büyük kapsamlı soruşturma ve kovuşturmayı bir kalemde silip atabiliyor?
Daha da ötesi, milli yargı sisteminin yaptığı hukuki bir operasyonu; nasıl oluyor da, İngiliz işgal kuvvetlerinin, istilaya direnen vatanseverlere yaptığı muameleye benzetebiliyor? Sayın Baykal ve arkadaşları, ileride bu ağır ithamın altında kendilerinin kalabileceğini acaba hiç düşünmüyor mu? CHP’lilerin bu noktadaki yaklaşımları son derece tehlikeli!.. Demek ki, CHP’nin talep ve arzuları dışında karar veren yargı mercileri siyasallaşmış oluyor! Acaba CHP, her seferinde Anayasa Mahkemesi’nden istediği kararı çıkartmanın alışkanlığı ile mi böyle bir tutum takınıyor?
Bakınız Erzurum Ağır Ceza Mahkemesi, Başsavcı İlhan Cihaner’in tutuklanmasına yapılan itirazı ikinci defa reddetti. Mesela bu durum CHP yöneticilerine bir şey anlatmıyor mu?
Herhalde fazla uzak olmayan bir gelecekte, ilgili mahkemelerden kararlar çıktıkça, neyin gerçek neyin yalan olduğu anlaşılır. Ama o zamana kadar da kimsenin ortamı germemesi lazım.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi