Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Islak imza taklit makinesinde çalışacak ustabaşılar aranıyor

Islak imza taklit makinesinde çalışacak ustabaşılar aranıyor

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, kamuoyunda “Millete Komplo Planı” olarak bilinen Albay Dursun Çiçek imzalı belge için “kâğıt parçası” demişti...

Diyebilir...

Kurumuna sahip çıkmak istemiştir, “elemanının” kamuoyunda parçalanmasını istememiştir, bu meseleyi “kendi içlerinde” halledebileceklerini düşünmüştür...

Şöyledir böyledir...

Bana sorarsanız, Paşa’nın bir özür, bir de açıklama borcu var ama bu konuda “acul” davranmamak lazım.

Şimdilik kendi haline bırakalım...

Başının kalabalığı dağılsın, “siyaset-asker ilişkileri” normal seyrine girsin, memleketteki puslu hava dağılsın, “Ergenekon soruşturması” hayırlısıyla bir neticeye bağlansın, elbette çıkıp bir açıklama yapacaktır, gerekirse özrünü de dileyecektir.

Hadi, İlker Paşa’nın sırtında yumurta küfesi var...

Peki, “Islak imza taklit makinesi çıktı; tıpkısının aynısı imzalar atıyor” diyen sersemleri, bu iddiayı manşete taşıyan gazeteleri, bu iddia çerçevesinde yazı yazan köşe yazarlarını ne yapacağız?

Basın Konseyi’nin “değiştirilemez” Başkanı Oktay Ekşi’yi ne yapacağız?

Bidon kafayı ne yapacağız?

Küfürbaz serserileri ne yapacağız?

Bu köşenin kadrolu sapıklarını ne yapacağız?

İşte Adli Tıp’ın “Dursun Çiçek’in imzası ıslaktır, hem de dibine kadar gerçektir” kararı Jandarma Kriminal Dairesi tarafından da onaylandı. Üstelik, Askeri Savcılık, imza sahibini “tutuklanması” istemiyle Askeri Mahkeme’ye sevk etti.

Mahkeme gereğini yapmadı, belki de hiç yapmayacak, kararı zamana yayacak, ama bunun bir de “sivil yargı” ve Yüksek Askeri Şura ayağı var...
Dursun Çiçek, şöyle ya da böyle, bir cezaya uğrayacak. Belki terfisi engellenecek, belki kurumla ilişkisi kesilecek, belki Ergenekon soruşturmasına dahil edilecek...

Mutlaka bir şey olacak...

Peki, “Gerçeğinden ayırt edilemeyen imzalar atan ABD malı robot kollu makinelerden iki tanesi Türkiye’ye satıldı” diyen CHP Adana milletvekili Tacidar Seyhan ne yapacak?

İstifa mı edecek?

Kendisini en yakın uçurumdan mı atacak?

İntihar dalışında mı bulunacak?

Ne yapacak?

Değerli milletvekili “bilişim” sektöründen geliyormuş. Bir “yazılım mühendisi”ymiş. Bu işlerden anlarmış, filan...

Bence “bilişim uzmanı” bu arkadaş, niçin bu tür makinelere ihtiyaç duyulduğunu, müşteri profilinin kimlerden oluştuğunu, bunların manyak olup olmadıklarını, bu makinelerin hangi üretim koduyla piyasaya sürüldüğünü açıklamalıdır.

Madem iki tanesi Türkiye’ye satıldı...

İlaveten bu “manyak alıcılar”ın kimler olduğunu, ıslak imza taklit eden bu yararlı makinelerle hangi sektörde hizmet verdiklerini de açıklamalıdır.

Parça başı mı çalışıyor bunlar? Kabala mı iş yapıyorlar? Siparişi nasıl alıyorlar? Postayla mı? Kuryeyle mi? Elden mi? “Islak İmza Taklit Makinesi”nde çalışacak ustabaşıları nerden buluyorlar? Bunların SSK primleri ödeniyor mu? Servisi, yemeği, mesaisi var mı? Nasıl oluyor?

Değerli milletvekili bunları açıklasın.

Ben de ona, niçin bugüne kadar bağımsız hiçbir seçimi kazanamadıklarını, niçin bundan sonra da kazanamayacaklarını anlatayım...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi