M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

ÖLÜM’ü gösterip SITMA’ya razı etmek

ÖLÜM’ü gösterip SITMA’ya razı etmek

YÖK’ün son katsayı kararı, başlıktaki hâli yansıtıyor.
Çünkü “ağalar” öyle istiyor!
Bu son karara rağmen hâlâ kuşku duyanlar haklı.
Çünkü, imam hatiplileri “öldürmeye” niyetli olanların, onların “sıtma” olmasına bile rızaları yok gibi!
Ama, “sıtma” nın da ölümden beter, süründürmekten farkının olmadığını da Danıştay Genel Kurul üyelerinin hiç olmazsa yarısı fark etmiş durumda!
Bu son kararla bu kadar “puan farkı”nın bunu sağlayacağına artık bütün üyeler kanaat getireceklerdir sanırım.
***
İmam Hatipliler ve Meslek Liseliler açısından meseleye gelince;
YÖK Başkanı “eskiye kesinlikle dönüş olmayacak” demişti.
Eskiye dönülmedi ama bir öncekine göre aradaki fark daha da açıldı.
Önceki kararda ortalama 10 puanlık bir fark vardı.
Şimdi ise, nereden bakarsanız 15 puanlık bir fark var ortada.
Bu da asgari 9-10 soruluk bir fazlalığa tekabül ediyor.
Bu, adaletsizliğin ve eşitsizliğin artarak devam ettiğini gösteriyor!
Oysa bu okullardan mezun olanlar, tüm öğrencilerin bütün derslerde “eşit” şartlarda yarışmasını istiyorlar.
***
Esasen İmam Hatiplilerle Meslek Liselileri aynı kategoride değerlendirmek de yanlış.
Daha önceki bir yazımda bunun sebeplerini anlatmıştım.
İmam hatipleri, meslek okulu olarak görmek ve nitelemek yanlıştır, demiştim.
Bu konuya tekrar girecek değilim.
Sadece şunu söylemeliyim:
Hangi okuldan mezun olursa olsun öğrencilere belli alanları kapatmak yada kısıtlamak, ilkel ve zorbaca bir uygulamadır.
Araştırınca göreceksiniz.
Gelişmiş ülkelerde lise mezunları bilakis farklı alanlarda tahsil yapmaya teşvik edilmektedir.
Bu konuda en küçük bir kısıtlama veya puan farkı da söz konusu değildir.
***
Öğrenciyi illâ kendi alanındaki üniversiteye devam etmesini zorlamak, tek kelimeyle zorbalıktır.
Bırakınız, isteyen kendi alanındaki üniversiteye gitsin, severek tahsilini tamamlasın!
İsteyen de, sonradan sevdiği bir başka alanı seçerek tahsilini yapabilsin!
İnsan, kendi hayatına başkalarının değil, kendisinin yön vermesi gerektiğini, söyleyerek değil yaşayarak uygulasın!
Küçük yaşlarda yönlendirme elbette olmalı.
Çocuğun yeteneklerine göre rehberlik yapılmalı.
Bilgi ve becerilerini belli alanlarda yoğunlaştırmalı.
Ve o belirlenen alanda iyi bir eğitim almalı.
Bunların hepsi tamam!
Ama, ya bu öğrenci sonradan sevmediği, hoşlanmadığı bu alanı bırakıp başka bir alanda tahsiline, işine, hayatına devam etmek istiyorsa!
Bunun önünü nasıl kapatır, nasıl engel koyarsınız?!
***
Son olarak şunu söyleyelim.
Tam adalet ve eşitlik sağlanmamakla beraber, meslek liselilere “sus payı” olarak verilen bu 15 puan farklı katsayı kararı Danıştay’a tekrar gitmez, gitse de umarız artık bozulmaz!
Böylece, bugüne kadar firavnî bir “inat”la hebâ edilen yıllar inşallah tekrar yaşanmaz!
Ve öğrencilerin gelecekleri artık karartılmaz!
Bıkkınlık veren bu “orta oyunu”na da artık bir son verilmiş olunur.

[email protected]

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi