Mahir Kaynak

Mahir Kaynak

İki model

İki model

Kırgızistan’da Soros’cu Lale Devriminin yıkılması ve Rusya yanlısı bir yönetimin işbaşına gelmesi yeniden geleneksel ABD-Rusya rekabetini gündeme taşıdı. Bu görüşe göre Kırgızistan’da Manas üssünü kullanan ABD bu değişiklikten rahatsızdı ve bölgedeki etkinliğini kaybetmek endişesi taşıyordu.
Bu yaklaşım temel bir varsayıma dayanıyordu: Her büyük güç kendisiyle rekabet edebilecek gücün rakibi hatta hasmıdır. Bu nedenle ABD ve Rusya birbirinin tasfiyesini ve Dünyada tek güç olmayı ister. Zaten yarım asrı aşan bir sürede, aynı varsayımdan hareketle, bu iki gücün birbirini tasfiye etmek için mücadele ettiğini düşünerek yaşadık.

Olaya başka bir açıdan bakabilir ve çok farklı bir model kurabilirdik. Buna göre iki büyük güç aralarında kurulan dengeden faydalanıyordu ve ABD Batı Avrupa’yı kontrol ederken Rusya Doğu Avrupa’da egemen oluyordu. İkisi arasındaki düşmanlık bu güçleri farklı çözümler aramaktan alıkoyuyordu ve kurulan denge sürüyordu. Böylece kontrol altında tutulan ülkelerden herhangi biri farklı bir arayış içine girerse hain ilan ediliyor ve düşmana hizmetle suçlanıyordu.

Dünyaya bu açıdan baktım ve analizlerimi ikinci model üzerine kurdum. Dünya düzeninin yeniden bu iki gücün kuracağı denge üzerine inşa edileceğini ve Türkiye’nin yerinin ABD-Rusya ekseninde olacağını söyledim. Bu ikiliyle rekabet edecek güçlerin Avrupa ve Uzakdoğu’daki odaklar olacağını ve yeni bir devlet dışı aktörün, Küresel Sermayenin dünyada tek başına egemen olmak istediğini ve bu gücün herhangi bir coğrafyayla tanımlanamayacağını düşündüm. Küresel sermaye ABD-Rusya ikilisine karşı Avrupa ve Çin’i klasik rekabet aracı olarak kullanıyordu.

ABD ve Rusya’daki ulus devlet yapıları Küresel Sermaye ile mücadele ettiler ve son ekonomik krizle onu çok zayıflattılar. Rusya’daki Küresel sermaye etkisi zaten Putin’in gelişiyle tasfiye edilmişti. Ukrayna, Gürcistan ve son olarak Kırgızistan’daki renkli devrimler sona erdirildi. Avrupa ve çevresindeki ülkelerdeki Küresel Sermaye etkisinin tasfiyesi bu ülkelerdeki siyasi değişimlerin analizi ile anlaşılabilir.

Önümüzdeki dönem için tahminlerimi şöyle ifade edebilirim: Kırgızistan’daki ABD varlığı sona erecektir. Zaten Afganistan’daki savaş ve bunu destekleyen Manas üssü NATO ülkelerinin ortak hareketiydi. Buna karşılık ABD Çin’e karşı Rusya ile ortak bir cephe oluşturacak ve açıkça ifade edilmeyen bu birlikteliğe hizmet için, tek başına, Afganistan’daki varlığını sürdürecektir.

İran’ın Çin’le ilişkileri sona erdirilecek ve Avrupa ülkelerinden biriyle ilişkisinin kontrol düzeyine çıkmasına izin verilmeyecektir.

ABD ile Rusya’nın uzay çalışmalarının adeta iç içe geçmesi, nükleer silahların kontrolünde uzlaşmaları gözardı edilerek bu iki ülkenin rekabet içinde olduğunu söylemek ne kadar doğrudur? Rekabetin yok olacağı söylenemez ama bunun ortaklar arasındakine benzer olacağı söylenebilir.

Asıl önemli hamlenin nükleer silahlarda olacağı gözleniyor. Yeni nükleer güçlerin oluşması engellenirken ABD ve Rusya dışındakilerin de kontrol altına alınmasının ipuçları var.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mahir Kaynak Arşivi