Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Arato savaşlarında son durum

Arato savaşlarında son durum

Kimse sizin Arato’nuza “kıymetsizdir, bir değer hükmü yoktur” demiyor ki...

Ünlü ve de mühim bir adamdır.

Biz adamın siyaset felsefesi konusunda demiş bulunduklarını tartışmıyoruz. Kendimizi ehil bir münazaracı saymıyoruz... “Arato da kimdir, ne anlar siyasetten?” demiyoruz.

Şunu diyoruz:

Bu ünlü siyaset bilimci, Türkiye’deki anayasa değişikliği bahsinde saçmalamıştır. Küfvü olmayan konularda ahkâm kestiği için de gülünç durumlara düşmüştür.

Öyle olmamış mıdır?

Bir de şu:

Koskoca bilim adamı, Doğan Grubu’nun elinde maymunlaştı ve itibarsızlaştı...

Bu, Arato böyle olduğu için değil; Arato’nun söyledikleri üzerinden operasyona kalkışan arkadaşlar böyle istediği için böyle oldu.

Madem maddeler halinde giderek meramımızı daha iyi anlatabiliyoruz, ben de öyle yapayım:

BİR- Bu dünyaca ünlü bilim adamı Koç Üniversitesi’ndeki toplantıda Ergun Özbudun’la Serap Yazıcı’yı morartmış olabilir. İzlemediğim için bilmiyorum... Ama Devrim Sevimay’a anlattıkları tam bir fecaatti. Bunları söyleyebilmek için dünyaca ünlü bilim adamı olmaya gerek yok. Ruhat Mengi ve Tufan Türenç de bu kadarcığını söyleyebiliyor çok şükür. Hatta Cüneyt Ülsever onun yanında Wittgenstein gibi kalıyor... Üstelik, Arato’dan daha beliğ, daha sarihler.

İKİ- Arato hukukçu değil, anayasacı değil, şarkiyatçı değil, garbiyatçı değil, Türkiye uzmanı değil... Ama bilmediği bir ülkedeki anayasa değişikliği konusunda ileri geri konuşabiliyor. Doğan Yayın Grubu’nun bir gazetesi de, “Bak, Arato böyle dedi” diyerek söylediklerini manşete çakıyor...

ÜÇ- “Anayasa değişikliği uzmanlığı” diye bir uzmanlık alanı ben duymadım. Duyanı da duymadım... Arato’nun söylediklerine itibar kazandırmak istiyorsanız, daha ze

kice yöntemler bulmalısınız...
DÖRT- “Arato’nun Türkçe bilmemesini dillerine doladılar. Hiç böyle saçma eleştiri duymadık” diyorlar.

Doğrudur... Bence de saçma eleştiriler bunlar...

Fakat, sen bilmediğin bir dilde yayımlanmış kitaptan “alıntılar” yapıp görüşlerini kuvvetlendirme cihetine gidersen, “Hayrola baba, ne zaman Türkçe öğrendin de, bize oradan iktibaslar yapıyorsun?” diye sorarlar.

Biz de bunu soruyoruz işte... Sormayalım mı?

BEŞ- Arato, Devrim Sevimay’a “Anayasa Mahkemesi elbette yerindelik denetimi yapabilir” dedi, İsrail’e gidince de “Yanılmışım, Anayasa Mahkemesi yerindelik denetimi yapamaz” diye tornistan etti. Ama bu “tashih” nedense Doğan Medya Grubu’nun gazetelerinde yer almadı.

Neden acaba?

ALTI- Radikal gazetesinden Nuray Mert, “Bugünlerde Arato’dan haberdar olmak, neredeyse suç haline geldi. Bir yazıda, Arato’yu ilk keşfeden olarak adım geçmiş. Türkiye’de Arato’yu ilk benim keşfettiğimi sanmıyorum” diyor...

Nuray Mert’in bahsettiği yazı bana ait... “Miş”li ifade kullandığına bakılırsa, herhalde “Seni okumuyorum” demeye çalışıyor. Beni okuduğunu ikimiz de biliyoruz. Demek ki kamuoyunun bilmesini istemiyor.

Arato’yu kendisi keşfetmemiştir. Eyvallah... Ama “Kimse haberdar değilken ben gittim, ben dinledim, ben yazdım... Gazetem bile ilgilenmedi” diyen bizatihi kendisidir. Suçlamada bulunmadım, sadece bir hakkı teslim ettim.

YEDİ- Arato çok büyük bir adammış... Görüşleri de Türkiye için çok önemliymiş... Bu düzeysiz karalama kampanyasıyla nereye varacakmışız...

Bu kadar mühimse, alın Arato’nuzun hayrını görün...

Bu da olsun SEKİZ...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi