Ahmet Kekeç

Ahmet Kekeç

Bu bomba, Baykal olayını gölgede bırakır

Bu bomba, Baykal olayını gölgede bırakır

Hangi hukuk fakültesi öğrencisine sorarsanız sorun, isterse Zambia üniversitelerinde eğitim görsün; size “referandum”la “seçim”in aynı şey olmadığını söyleyecektir.

Şu hukukçu olmayan halimle ben bile, referandum süresini kısaltan değişikliğin “seçim yasası”yla uzaktan yakından alakalı olmadığını söylerim ve her platformda haklı çıkarım.

Beni bile haklı çıkarabilecek bu basit “münazara konusu”, CHP’nin üstün gayretleri, mütekait Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in eşsiz yorumu sayesinde, siyasal kapışmanın en önemli aracı haline geldi yahut getirildi.

Durum şudur:

Cumhurbaşkanı Gül’ün imzaladığı “anayasa değişikliği paketi” referanduma gidecek...

Bu süre, 80 gün olarak belirlenmişti.

Fakat, mahut “üstün gayretler” ve “eşsiz yorum” sayesinde, bu sürenin 120 güne çıkarılmasına karar verildi.

Daha doğrusu, Yüksek Seçim Kurulu CHP’nin itirazı doğrultusunda bir karar alarak, referandum süresiyle ilgili değişikliği yok saydı ve süreyi 120 güne çıkardı. Böylece yeni bir “367” skandalımız oldu.

Bundan sonra ne olacak?

Şamil Tayyar dünkü yazısında süreci özetlemişti.

Henüz yürürlüğe girmediği için, Anayasa Mahkemesi mahut değişikliği görüşemiyor... Görüşme hakkı bulunmuyor.

Fakat bu “görüşmeyecek” anlamına gelmiyor.
Görüşecek...

Başkan Halim Kılıç, CHP’nin itiraz başvurusunu gündeme alırsa, mahkeme toplanacak, hiç de üzerine vazife değilken ve böyle bir yetkisi yokken, konuyu görüşüp çatır çatır “iptal kararı” verecek.

Bu mahkeme, “Tedbirler Kanunu”nu devrimin ruhuna uygun bulan bir kuruluş.

Bu mahkeme, yürürlükteki bir kanunu yok hükmünde sayan bir kuruluş.

Bu mahkeme, “toplantı yeter sayısı”yla, “karar yeter sayısı”nı karıştıran bir kuruluş.

Bu mahkeme, çatır çatır parti kapatan bir kuruluş...

Bu mahkeme, 12 Eylül’de varlık sebebi ortadan kaldırıldığı halde görevine devam eden bir kuruluş.

Bu mahkeme, anayasa değişikliğini “esastan” görüşerek, kendisini yasama organının yerine koyan bir kuruluş.

Bu mahkeme, “367” gibi harika buluş

lara imza atan bir kuruluş.
Bu kadar çok şey yapan mahkeme, üzerine vazife olmayan bir konuyu mu görüşüp karara bağlamayacak? Hem görüşecek, hem de itirazcıların istediği yönde karar verecek...

Birkaç gündür, Baykal’a ait olduğu öne sürülen bir kaseti konuşup duruyoruz.

İlginç olmaya ilginç...

Bomba olmaya bomba...

Sarsıcı olmaya sarsıcı...

Fakat, YSK’nın referandum süresini 120 güne çıkaran karara daha mı az sarsıcı? Muhalefetin “zaman kazanma çabası” ve elde edilen iki aylık ek sürenin Başkan Haşim Kılıç üzerinde baskı unsuru olarak kullanılması, kullanılmak istenmesi daha mı az sarsıcı? Başkan’ın izni halinde yüksek mahkemenin konuyu “hemen” görüşeceği ve mutlak surette “anayasa değişikliğine hayır” kararı vereceği bilgisi daha mı az sarsıcı?

Bu yazıya oturmadan önce, internet sitelerinde dolaşan yeni ses kaydını dinledim. Ürperdim.

Bir yüksek mahkeme üyesi, Ergenekon sanığı olan bir generale duruşmalara katılmaması konusunda nasıl “akıllar verdiğini”, tahliye kararlarıyla ünlü hâkimin nasıl “iyi bir çocuk olduğunu”, darbe soruşturmalarını nasıl “akamete uğratacaklarını” anlatıyordu ballandıra ballandıra...

Biz Baykal’ın kasetini konuşuyoruz ama geride ne bombalar var...


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Kekeç Arşivi