Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Mardin fetvasından Kaşıkçı istifasına..

Mardin fetvasından Kaşıkçı istifasına..

Her fikrin seviyelileri arasında anlaşma sağlanamasa da uzlaşma sağlanabilir. Cehaletle birlikte seviyesizlik ise kavga nedenidir. Dolayısıyla bir yerde fikri kavga varsa orada taşlaşma, donma ve seviyesizlik vardır. Keskinleşme, kutuplaşma hizipleşme işaretidir.
Hasan Cemal yeni kitabında Türkiye’de Berlin Duvarının yıkıldığını söylemiş. Bir benzeri de Suudi Arabistan da yıkılıyor. Oradaki resmi anlayış da her yönden darbe alıyor. Evet, insanları bir anlayışa zorlamak doğru değildir ve İmam Malik, Harun Reşid’in böyle bir talebini geri çevirmiştir. Halbuki, Suudi Arabistan’da Hanbelilere ve İbni Teymiyye’ye istinad edilen bir anlayış tamim ediliyor ve bu anlayış İslâm’ın türevi değil de kendisiymiş gibi yer yer Müslümanlara dayatma suretinde tebliğ ediliyor. El Vatan gazetesinin Yayın Yönetmeni Cemal Kaşıkçı, Rabıta Genel Sekreteri Abdullah Ömer Nasif’in kızı Fatıma ile üçüncü evliliğini gerçekleştiriyor. Ama fırtınalı ve dalgalı bir ortamda. Ömer Nasif, İbni Teymiyye’nin fetvasını iptal için tertip edilen Mardin toplantısını düzenleyenlerden veya en azından iştirakçilerden birisi. Suudi Arabistan’da yayınlanan el Vatan gazetesini 3 yıldan beri yöneten damat (adayı) Cemal Kaşıkçı ise Mardin fetvası toplantısıyla bağlantılı nedenlerden dolayı görevinden el çektirildi. Rabıta Genel Sekreteri Abdullah Ömer Nasif’in kızıyla evlenmek üzereyken El Vatan’da Selefilikle ilgili yayınlanan bir makale başını yemiş. Yazı bardağı taşıran son damla olmalı ki apar topar gerdek öncesi Cemal Kaşıkçı gazetesinden istifa ettiğini duyurdu. Lakin bu el çekme mi, çektirilme mi tam kestirilemiyor. İbrahim Tali el Elmai isimli bir yazar Selefilik üzerine zehir zemberek bir yazı kaleme alıyor ve lakin ‘Selefi fi makamı Seyyidi Abdurrahman’ isimli makalesi dolayısıyla (yayınına izin verdiğinden) kabak Cemal Kaşıkçı’nın başına patlıyor. Esasında gazete muhafazakar bir muhit olan Ebha’da yayınlanmasına rağmen Cidde’den yönetiliyordu. Nedeni de, Cemal Kaşıkçı daha liberal bir ortam olan Cidde’yi yeğlemesidir. Bu, gazete ve çevresiyle alakalı doku ve kan uyumazlığı nedeniyle Kaşıkçı’nın makamı birkaç defa gidip geldikten sonra nihayet kalıcı olarak görevden el çektiriliyor. Gerekçe olarak, Fatıma Nasif ile dest-i izdivacından sonra özel işlerini kovalamak için gazetecilikten ayrılmak zorunda olduğu gösterildi. Kaşıkçı’nın gider ayak izin verdiği ve kellesine mal olan makalede Selefilik akim bir fikir olarak nitelendiriliyor ve derin köklerden mahrum bir anlayış olarak resmediliyor. Bu değerlendirmeler saçma değil lakin bu eleştiriler liberalizm makamında yapılıyor. Belki de muhafazakar kesimleri kızdıran boyut budur. Boydan boya Arap dünyasının en önemli tartışma alanlarından birisi ihtilat yani kadının kamusal alandaki varlığıdır. Bizde kadının bu alandaki varlığı başörtüsüyle tartışılsa da orada bizatihi varlığıyla tartışılmaktadır. Yüzünü açıp açamayacağı da elbette ki tartışmanın diğer boyutlarını temsil ediyor.
¥
Kaşıkçı, muhafazakar ve selefi çizgiyi temsil eden Hey’etü kibarı ulema ile sık sık karşı karşıya geliyordu. Bu bağlamda, Abdullah Ömer Nasif gibi liberal ulema ile kurumsal dini yapıyı temsil eden ulema arasında da görüş ayrılıkları son yıllarda ülkenin yaşadığı reform süreci ve atmosferi ışığında iyice gün yüzüne çıktı. Bunlar tamamlayıcı ihtilaflar olmayıp ayrıştırıcı ihtilaflar (ihtilafu tenevvü değil ihtilafu tezad). Ve 7 yıldan beri devam eden dini ve idari reformlar çerçevesinde taraflar sıklıkla karşı karşıya geliyorlar. Aslında kimileri Cemal Kaşıkçı’nın gitmesiyle birlikte Sa’ad Şeşri’nin intikam ve rövanşının alındığını düşünüyor. Suudi Arabistan’da ilk deney olarak Cidde’de kurulan teknoloji üniversitesinde ihtilata yer verilmesi üzerine Hey’etü kibar ulemadan Şeşri bunu Mecd Kanalında eleştirmiş ve bunun üzerine görevinden azledilmişti. Şeşri’nin görevden el çektirilmesinde Kaçıkçı’nın dahli olduğu ve tahrikkar yazılarının payı bulunduğu ileri sürülüyor. Bundan dolayı da Vatan gazetesinin başından alınması ihkak-ı hak bağlamında adaletin tecellisi olarak değerlendiriliyor. Vatan gazetesinden Hamd Aşivan, Kaşıkçı’nın görevden çekilmesini veya çektirilmesini kabus üreticilerinin marifetine bağlamıştır. Ve Kaşıkçı’nın istifasına inanmıyor ve yorum makamında şunları söylüyor: Adam zifaf gecesi neden istifa etsin ki? İnsanlar Kaşıkçı’nın büyük baskı altında istifa ettiğini düşüneceklerdir. Kimileri de Kaşıkçı’nın güneyli gazeteye (Ebha) Batılı fikir şırınga etmeye yeltendiğine ve İslâmi sabiteleri ve değerleri aşındırmaya ve sarsmaya çalıştığına inanacaktır.
¥
Burada bir tespit yapmamız gerekir. Demek ki, Mardin’in sindiremediğini Ebha da sindirememiş ve Vatan gazetesi Cemal Kaşıkçı’yı sırtından silkelemiştir. Demek ki Mardin bağlamında gösterilen tepkiler Ebha’da da yaşanmıştır. Aşivan bunların doğru olmadığını söyleyerek yaptıklarının tamamının Suud Kralı Abdullah’ın ıslahatı ve reformları çerçevesinde geliştiğini ve seyrettiğini ve dolayısıyla devlet onaylı olduğunu ileri sürmektedir. Http://www.aljazeera.net, Kaşıkçı’nın istifasıyla alakalı ulemanın tepkilerini almış ama kimse bu hususta konuşmak istememiş yalnız birisi: “Kaşıkçı gitse de Suud basını liberallerin kontrolü altında” diye tepkisini göstermiş. Lakin Kaşıkçı’nın gitmesi ale’l ade birisinin gitmesi değil belki liberallerin başının gitmesidir. Tartışma reform ekseninde değerlendirilse de ulema bunu böyle görmüyor ve Kaşıkçı’nın yayın çizgisini batılılaştırma projesi olarak değerlendiriyor. Mesele selefi-gayri selefi çatışması olarak takdim edilse de işin özünde Batılılaşma rüzgarlarıyla ona direnen İslâmi değerler ve buna bağlı zümreler var. Bu zümrelerin yanlışları çatışmanın özünü değiştirmiyor. Selefilerin yanlışları Cemal Kaşıkçı’nın doğruları değildir ve onun yanlışlarını doğru da kılmaz. Dolayısıyla reformların bağlamı(contex/sibak ve siyak) yanlış.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi