LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Berlin Duvarı’ndan önce yıkıldı yatak odalarının dört duvarı!

Berlin Duvarı’ndan önce yıkıldı yatak odalarının dört duvarı!

- Lütfü Bey; ana muhalefet lideri Deniz Baykal’ın sekreteriyken milletvekili yaptığı hanımla seks görüntülerinin yayınlanması ve ardından istifası son haftanın en çok konuşulan konusu. Uygun görürseniz bu haftaki sohbetimizi bu konuya ayıralım ve bu konudaki ilk yorumunuzu alarak sohbetimize başlayalım.
- Ana muhalefet lideri Deniz Baykal ile partisinin milletvekili olan hanım anadan üryan bir vaziyette görüntülendiğine göre, anadan üryan bir muhalefetle karşı karşıyayız! Öyleyse bu konudaki yorumumuza yatak odalarındaki dört duvarın yıkılması olayıyla başlamalıyız. Gerçek şu ki, Berlin Duvarı’nın yıkılması kadar önemli bir olay da yatak odalarındaki dört duvarın yıkılması! Daha önceleri dört duvar arasında kalan özel hayatların ortalığa saçılması. Gizli kamera icat oldu; dört duvar arasındaki gizlilik yok oldu! Peki bunda holding medyamızın herkesten fazla suçu yok mu? En başta onlar başkalarının yatak odalarına gizli kameralar koymadılar mı? Sonra da bu gizli kameralar marifetiyle elde ettikleri görüntüleri yayınlamadılar mı? Ve böylece bugüne kadar sayısız insanın hayatıyla oynamadılar mı? Sanki bunları yapan kendileri değilmiş gibi, şimdi bu holding medyasının yöneticileri kalkmışlar yatak odasının mahremiyetinden, özel hayatın gizliliğinden söz ediyorlar. Yatak odasının mahremiyetini, özel hayatın gizliliğini Deniz Baykal’ın seks görüntülerinin ortaya çıkması üzerine hatırladılar. Yatak odasının mahremiyetini, özel hayatın gizliliğini birden bire savunur oldular. Başkalarının yatak odalarında olup bitenlerin ortalığa dökülmesine lafta karşı çıkar oldular. Lafta karşı çıkıyorlar, ama fiiliyatta başkalarının gizli kamera yoluyla çekilmiş görüntülerini yayınlamaya devam ediyorlar. Hatta bu konuda işi o kadar ileri götürmüş bulunuyorlar ki, holding medyasının mesela Ayşe Arman gibi yazarları kendi yatak odasında olup biten her şeyi en ince ayrıntısına kadar ballandıra ballandıra anlatıyor. Adeta kendi yatak odasına kamera koyup, kendi yatak odasında olup bitenleri teşhir ediyor! Bütün bunları yapanların şimdi kalkıp yatak odasının mahremiyetinden, özel hayatın gizliliğinden söz etmesinin inandırıcı bir yanı var mı? Röntgenciliği meslek edinenlerin, röntgencilikten şikâyet etmeye hakları var mı?
TÜRKİYE İRAN OLMUYOR, İTALYA OLUYOR!
- Deniz Baykal’ın CHP Genel Başkanlığı’na dönüp dönmeyeceği en çok merak edilen konu. Bu konudaki yaygın görüş ise, Deniz Baykal’ın ortaya çıkan seks kaseti nedeniyle CHP Genel Başkanlığı’na geri dönemeyeceği. Sizce ortaya çıkan seks kaseti, Deniz Baykal’ın yeniden CHP Genel Başkanlığı koltuğuna dönmesine engel mi?
- Niye engel olsun ki? Türkiye İran olsa engel olabilirdi. Ama “Türkiye İran oluyor” diyenlerin aksine Türkiye İran olmuyor ki. Türkiye İran olmuyor; İtalya, Fransa gibi bir ülke oluyor! Nitekim bakın Deniz Baykal’ın zina halinde yakalanmasını pek çok İslâmcı aydınımız, ilahiyatçımız bile hoşgörüyle karşılıyor. Hatta mesela Cübbeli Ahmet Hoca gibi hocalar, Deniz Baykal’a destek mesajları yolluyor. Kaldı ki Türkiye’de daha önce seks kaseti ortaya çıkanlar hiçbir şey olmamış gibi işlerine devam etmediler mi? Seks kasetleri ortaya çıktığında “Artık sokağa çıkamaz, halkın yüzüne bakamaz” denilenler bırakın sokağa çıkmayı, her Allah’ın günü ekranlara çıkıp halka hitap etmeyi sürdürmediler mi? Mesela ünlü televizyon yöneticisi Ali Kırca, seks kaseti ortaya çıktıktan sonra yine her Allah’ın günü ekrana çıkıp, halka hitap etmeyi sürdürmedi mi? Ali Kırca, emrindeki bir kadınla ilişkiye girdiğini gösteren seks kaseti ortaya çıkmasına rağmen dünya aleme hitap eden bir televizyon kanalını yönetebiliyor da, seks kaseti ortaya çıkan Deniz Baykal niye CHP’yi yönetemesin ki? Yine mesela şarkıcı Gülben Ergen, seks kaseti ortaya çıkmasına rağmen AK Parti tarafından Türk kadınlarına “örnek kadın” olarak ilan edilmedi mi? Kendisine bizzat Başbakan Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan tarafından “örnek kadın” ödülü verilmedi mi? Yahu askerdeki kocasını başka bir erkekle aldatan manken Pınar Altuğ’a bile “yılın eşi” ödülü verilmedi mi bu ülkede? Bu Pınar Altuğ’a çocuklara hitap eden televizyon dizilerinde bile halen başrol verilmiyor mu bu ülkede? Türkiye böyle bir ülke. Onun içindir ki Deniz Baykal yeniden aday olursa sadece CHP Genel Başkanlığı’na seçilmekle kalmaz; “yılın eşi”, “örnek aile babası” bile seçilir bu ülkede!
KENDİSİNİ AKLAMADI, FETHULLAH GÜLEN’İ AKLADI!
- Son olarak şunu sormak istiyorum: Düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamaları dikkate aldığınızda Deniz Baykal kendisini aklayabildi mi sizce?
- Deniz Baykal kendisini aklayamadı; ama Fethullah Gülen Cemaati’ni akladı! Malumunuz CHP sözcülerinin, başta Ergenekon davası olmak üzere, Kemalistlere yönelik tüm yıpratma faaliyetlerinin arkasında Fethullah Gülen Cemaati’nin olduğuna dair iddiası vardı. CHP sözcüleri bu konuda Fethullah Gülen Cemaati’ni suçlamaktaydı. Hatta gerek polis içinde, gerek yargı içinde “F tipi” dedikleri bir “Fethullahçı” örgütlenmenin olduğunu savunmaktaydı. Onlara göre, başta Ergenekon davası olmak üzere, Kemalistlere yönelik tüm yıpratma faaliyetlerini “F tipi” dedikleri bir örgüt tezgâhlamaktaydı. Onlardan etkilenenler de bunun doğruluğuna inanmaktaydı. Ancak Deniz Baykal, istifa ettiğini duyurduğu basın toplantısında yaptığı açıklamayla, Fethullah Gülen Cemaati’ni akladı. Aslında Deniz Baykal’ın düzenlediği bu basın toplantısı da sadece bu işe yaradı. Çünkü Deniz Baykal, Fethullah Gülen Cemaati’ni akladı ama, kendisini aklayamadı. Oysa bu basın toplantısında Deniz Baykal’dan sözkonusu seks görüntülerini yalanlaması beklenmekteydi. “Bu seks görüntüleri bana ve milletvekilim Nesrin Baytok’a ait değildir” demesi beklenmekteydi. “Hodri meydan; bu kasetteki seks görüntülerinin bize ait olduğunu ispat edin, o zaman istifa etmezsem namerdim” demesi beklenmekteydi. Ne var ki Deniz Baykal bunları demedi, diyemedi. Milletvekiliyle kendisi arasında bir seks ilişkisi olduğunu zımnen kabullendi. Sadece bunun gizli kamerayla çekilmesinin özel hayatına bir tecavüz olduğunu belirtmekle yetindi. Dediğim gibi, Deniz Baykal’ın bu basın toplantısı kendisini aklamaya hizmet etmedi; Fethullah Gülen Cemaati’ni aklamaya hizmet etti!


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi