Ali Eyvaz

Ali Eyvaz

Kılıçdaroğlu’ndan iş isteyen gazeteciler

Kılıçdaroğlu’ndan iş isteyen gazeteciler

CHP kurultayına gelenler ve ekranlardan “analiz” yapanlar arasında öyle tipler vardı ki, bu kişiler CHP’deki yeni dalgaya masumane destek vermenin çok ötesinde beklentiler içinde olduklarını gizleyemediler.
Bankası bile olan ve siyasi bir partiden çok bir şirket görünümünü andıran CHP’nin yeni patronundan adeta iş isteyen bir ruh hali, en pervasız biçimde sergilendi.
Bu hercümerç içinde ortaya çıkan tek gerçeklik vardı, o da şu: Ortada ne iktidara yürüyen bir siyasi parti, ne kitleleri bir parmak hareketiyle kıyama kaldıran bir lider söz konusudur. İnkâr edilemez imkânlara sahip bu koskoca sofraya bundan sonra kimlerin oturacağı mevzu bahistir. Gerisi lâf-ı güzaftır.
“Kral öldü, yaşasın yeni kral” diyen bu zevattan, vaktiyle İslamcılar uzmanı olarak kendini piyasaya lanse ettirmiş biri, kurultayın ilk günü, “uzman gazeteci” havasıyla canlı yayında şunları söylüyordu: “Hep yaşlılarla, eski isimlerle uzlaşma görüntüsü de Kılıçdaroğlu için bir tuzaktır. 30’lu, 40’lı yaşlarda yeni yüzler gelecek mi? Genel Başkan’ın konuşmalarını kim hazırlayacak? Partiye yeni vizyon verecek, başka siyasi çevreleri de tanıyan insanlar önem kazanıyor. Sadece profesörlerle veya hukukçularla bu işlerin gitmediği ortada.”
Bu arkadaşımız “Beni almazlarsa bunlardan bir şey olmaz” demeye getirmek için bu kadar laf dolaştırmak yerine, ekrandan direkt adını haykırsaydı izzet-i nefsi daha az rencide olmazdı, ancak hiç olmazsa, “Adamdaki medeni cesaret müthiş” diyen birkaç kişi çıkabilirdi.
Bu kişiler arasında, daha evvelden sağcı-solcu demeden bir çok partiye ve sermaye kuruluşuna sözde etnik temelli problemleri çözmek iddiasıyla raporlar hazırlamış olan, kendisine “siyaset bilimci” sıfatını yakıştırmayı pek seven profesörlerden tutun da, ekmeğini çanak yalayıcılık ve tetikçilikten çıkaran medya finolarına kadar çok çeşitli “iş kollarından”, Kılıçdaroğlu’na “Beni de gör beniiii” diye haykıranlara şahitlik ettik.
Arapça’da “âdileşmiş, basit dişillik” şeklinde anlamlandırmalarda bulunulan “dünya” kelimesi bile, bağrında besleyip büyüttüğü bu erkekler karşısında utancından anlam kaymasına uğrayacak.
****
Bir de Kılıçdaroğlu lirizmiyle mesleki vazifelerini unutup “ver coşkuyu” yapan koca adamlar vardı. NTV anchormani Oğuz Haksever bu modellerin başını çekti. Haksever, liste seçiminin yapıldığı ikinci gün, kurultay salonundan bilgi verirken, “Bakın şu anda sucular, köfteciler, simitçiler; yani bütün emekçiler, işçiler burada. Herkes CHP’nin bu yeni sürecine tanıklık etmek istiyor” dedi. CHP kurultayına su, simit, köfte satarak üç beş kuruş kazanmak için gelmiş insanları bile “Kılıçdaroğlu için buradalar” diye göstermek ne müthiş bir gazetecilik gözlemiydi ama.
Yine aynı kişi, ilk güne göre gayet sakin geçen kurultayın ikinci günü, TV8’in zavallı muhabirinin ayağı kırıldığı için yaşanan büyük paniği de “Kılıçdaroğlu’na tekrar sevgi seli başladı, orada büyük izdiham oluyor” diye duyurdu. Aynı Oğuz Haksever, coşkudan kendini kaybettiği bir başka karede “Burası Kâbe gibi. İnsanlar uğultulu bir şekilde dönüyorlar” diye bağırdı. Aslında dönen kendisinden başkası değildi. Bu durumda dünyayı durdursan ne olur ki. Hızını iyi almış bir topaç yorulana dek dönmeye devam eder. Tam düşeceği sırada halis at kuyruğundan mamül kamçıyı yerse yeniden hızlanır. Öyle bir kamçı ki günlerdir kartel topacı, ardı ardına sivriltisine yediği şaklamalarla şahlanıyor.
***
Kılıçdaroğlu olayında medya yönünden bir başka gerçek de sağ olsun Gürsel Tekin sayesinde duyuldu. Tekin, kurultayda genel başkan konuşmasını kendisinin yazıp Kılıçdaroğlu’na verdiğini, ancak geceleyin başka bir metnin kaleme alındığını ve kurultay salonunda Kılıçdaroğlu tarafından bu metnin okunduğunu söyledi. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı bu konuşma için “Medyanın tesirinde kaldı” diyen Tekin, konuşma metnini kimin hazırladığı konusunda ise esrarengiz adresler göstermiş oldu.
Kılıçdaroğlu’ndan açıkça iş isteme tiynetinde sıraya geçmiş oldukları gözlenen gazetecilerden hangisinin bu metni kaleme aldığıyla ilgili toto oynayacak değiliz. Ancak kartel medyasının televizyonlarındaki canlı yayınlarda yorum yapan ve Kılıçdaroğlu’nu göklere çıkaran bu gazetecilerden herhangi birinin böylesi bir metni kaleme almış olması, özellikle meslektaşlarını hiç şaşırtmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Eyvaz Arşivi