Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

İsrail’e verilmesi gereken cevap

İsrail’e verilmesi gereken cevap

İsrail kuduz köpek gibi sivil halka saldırıyor...
Milletlerarası kara sularında seyreden, yardım malzemesi yüklü gemileri vuruyor, adamları öldürüyor...
Dünya alık alık seyretmekte ne yazık...
Dahilimizde ise PKK köpeklerinin kudurma mevsimi geldi galiba...
Onlar da saldırıyor, tanımadıkları insanları öldürüyor...
Aklıma çeşitli düşünceler geliyor:
- Siz ordan, biz burdan dayanışması muhtemelen...
Peki ne olacak, neler yapılmalı?
İsrailli yöneticiler ne devletlerarası hukuktan anlıyorlar, ne de insani hasletlerden...
Herkese meydan okuyorlar gördüğünüz gibi...
Övünme faslına geçince dağları/taşları yol eden madalyalı kahramanlarımız ve yoldaşları İsrail’e çıt çıkarmıyor...
Bu mesele Birleşmiş İlletlerle, Amerika tosunu ile, AB asalakları ile hale-yola sokulmaz.
İsrail Büyükelçiliği önünde, konsoloslukların çevresinde slogan atmakla, cart/curt etmekle bu iş olur mu?...
Eğer ki gerçek bir netice elde etmek istenirse, İsrail’in yaptığının aynısını yapmak gerekmez mi? Nasıl ki İsrail gemilerimizi işgal etti; yüzbinlerin, milyonların da İsrail Büyükelçiliği’ni işgal etmesi, onların eylemine misli ile mukabele olmaz mı?
Devlet yetkilileri belki bunları yapamazlar... Halk olarak yapmaya kim mani olabilir?
Umarım bu yazımdan dolayı Yahudi Hahambaşı İzak Haleva yine Türk gazetecilere mektup yazarak benim aleyhimde tavır koymaları emrini vermez... O malum gazeteciler de bire bin katarak masum eylem talebimi bastırmaya kalkışmazlar...
Tabii ki herhangi bir mani olan çıkmazsa istedikleri meydanlarda diledikleri şekilde at oynatırlar...
Kuduz köpeği nerede bulursanız orada karantina altına alacaksınız....
Gazze’de veya İskenderun’da veya Şırnak’ta...
Ben başka çare görmüyorum...
Ben bu yazıyı yazarken İsrail Büyükelçiliği ve Başkonsolosluk önünde protestolar oluyordu...
Amma hiç gereği yok...
Çünkü, İsrail zorbaları protestonun kofluğunu, boşluğunu bilir...
Bir gün, iki gün bağırıp çağırırlar, sonra susar unuturlar...
Mukabele-i bilmisil gerek...
Serbest Akdeniz sularında gemilerle yol almaya karşı çıkan, askeri gemilerle, uçaklarla, helikopterlerle, botlarla el koyan, silahlı müdahalede bulunan zorbalara iyi niyet kâr etmez...
Nota vermek de fuzuli meşguliyettir...
Sesini keseceksiniz lanetli devletin...
Bari İsrail ile diplomatik ilişkileri kesin... Bunu Müslüman ülkeler ve namuslu gayrimüslim ülkeler de yapabilir...
Amma korkarlar ABD’den ve Avrupa Birliği’nden.
Az kaldı beyler, azz...
Saldırgan İsrail yakın bir zamanda hava yollarını da keser...
Uçakları teslim alır... Olmazsa vurur düşürürler...
Ne diye bekliyorsunuz? Söyleyin öğrenelim...
Korkarım ki Türkiye içinde medyayı abluka altına alan İsrail yandaşları vardır...
Ben onları iyi bilirim... Onlar da beni bilirler...
Hahambaşı İzak Haleva da çok iyi bilir...
Fakat bu sefer çember daha da genişlemiştir...
Avrupa Parlamentosu milletvekilleri vardır bloke edilen yardım gemisinde...
Biz henüz katledilen masum kişilerin sayısında bile mutabakata varmış değiliz...
Bayrağımızı taşıyan gemiye İsrail kopillerinin el koymalarına ne cevap verilecek, ibretle seyrediyorum...
Hele bir yarın çıkacak gazetelere bakalım... Acaba kim kimdir, kim kim değil...
=============
Yaz ayını beklerken, ters döndü makaralar
İsrail itlerinin kudurma vakti geldi…
Kabarmakta öfkeler, kanamakta yaralar
Pervasız saldırganı durdurma vakti geldi.


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi