Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Mavi Marmara ve yolcuları

Mavi Marmara ve yolcuları

Mavi Marmara ve yolcuları çoktan tarihe geçtiler... Tarihe en derin ve geniş yerinden girdiler ve belki bundan sonra Titanik gibi Mavi Marmara'yı da bir film bir hikaye bir roman olarak görebiliriz. Lakin Mavi Marmara'nın Titanik'ten farkı tefessüh ve yozlaşmayı temsil etmemesi, aksine fazilet, fedakarlık ve diğer kamlığı ifa ve ifade etmesidir. 20. yüzyıl Titanik ile anıldı, 21. yüzyıl ise Mavi Marmara'yla anılacak. Keza, 19. yüzyıl İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri ve israille birlikte anıldı, şüphesiz 21. yüzyılda Mavi Marmara ve Türkiye ile birlikte anılacaktır. Bu açıdan Mavi Marmara tarihe damgasını vurmuştur. Mavi Marmara küreselleşmenin değiştiğini gösteriyor ve küresel güzelliği adalet ve dayanışmayı temsil ediyordu. Belki de bu açıdan olmalı ki Netanyahu küstahça bir biçimde bu küresel güzelliği küresel kalleşlik olarak nitelendirmiştir. Esasında kalleşlik Osmanlı'nın çöküntüsü sırasında o ve onun gibiler tarafından gerçekleştirilmiştir. Osmanlı sırtından hançerlenmiştir. Netanyahu haklı; zira dünya eski dünya değil. Keza İsrail de eski İsrail değil, kaportası dökülüyor. İsrail'in kendisi ve imajı çatırdıyor bilakis yerlerde sürünüyor.

İsrail nasıl kurulmuşsa öyle de yıkılıyor. Sempati halesiyle kurulmuştu, nefret dalgalarıyla yıkılıyor. İsrail kendinden nefret ettirmek için elinden gelen hiçbir çabayı esirgemiyor. Böyle kendisine düşman bir varlık varken dışardan düşman aramak beyhude... Zehirli akrep gibi tıkandığında ve çıkmaza düştüğünde kendisini zehirleyecektir. Mavi Marmara'ya suikast yaparak da kendi ayağına ateş etmiştir. Mavi Marmara yolcularını açık denizlerde korsan gibi avlayarak ve kaçırarak kendisinin karakteristik özelliklerini ortaya koymuştur. Mavi Marmara otuz'dan fazla devletin vatandaşlarını bir araya getirmiştir. Fas'tan Endonezya'ya İsveç'ten Yemen'e yolcuları erdemliler ittifakının gönüllülerini oluşturuyordu. Bu da gösteriyor ki İsrail'in kuruluşu dönemindeki tablo ters yüz olmuş durumdadır. Onun kurulması için çalışan eller, onun payidar olması için titreyen yürekler bugün onun yıkılması için ferman etmektedir. Netanyahu nun sözlerini bu eksende değerlendirebiliriz.

Bu ülkenin Türkiye'de bulunan büyükelçiliği İHH gibi gönüllü kuruluşlar için terör örgütleri diyebilmektedir. Halbuki Ahmet Davutoğlu'nun dediği gibi bu apaçık korsanlık İsrail imalatı, bir 11 eylül olmaya adaydır. Eğer bir ülke, birçok ülke lideri tarafından terörist ve haydut bir ülke olarak tanımlanıyorsa o ülkenin temsilcisine atfedilen sıfat ne olmalıdır? Dolayısıyla büyükelçinin aynaya bakmasında fayda var onun ötesinde geriye bakmadan halkı tarafından istenmeyen ve dışlanan birisi derhal o ülkeyi terketmeli değil midir? Zaten ülkesiyle birlikte suyu giderek ısınmaktadır. Bundan dolayı artık ortalıkta açıkça gözükmesi herhalde zor olmalıdır. Bundan sonra büyükelçilik yaparsa herhalde yer altında yapacaktır. Bu da hem ülkesine hem de kendisine layık ve yakışır bir durumdur. İsrail'den nefret etmek için oldukça çok sebeb var ve İsrail nefret edene değil nefret ettirene bakmalıdır. Dolayısıyla suçlu ayağa kalk dendiğinde işaret parmağı sürekli o adresi gösterecektir.

Mavi Marmara tarihe altın harflerle geçmiştir, lakin bu daha bir ilk... Mavi Marmara geleceğin yollarını döşeyecektir ve umarım ki Mavi Marmara İsrail'i tarihe gömecek sürecin ve askeri harekatın da kod adı olarak tarihteki müstesna ve mutena yerini alacaktır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi