Mustafa Özcan

Mustafa Özcan

Reziller

Reziller

Mavi Marmara gemisinde yaşananlarla alakalı olarak bazı reziller hafifliklerini sergilediler. Şamata ettiler. Bunlardan birisi hafiflikleriyle ünlü sözde Fransız filozof Bernard Henri Levi'den başkası değildi. Son çıkışıyla hafifliklerine tüy dikti. İlk tepkisinde İsrail'in meşru savunma yaptığını ve nefsi müdafaa pozisyonunda olduğunu ileri sürdü. Bu adam hafiflikleriyle ve tutarsızlıklarıyla meşhur biri. Tutarsızlığı, Bosna savaşında haklı tarafı tutmasına rağmen Irak işgali sırasında haksız tarafın yanında yer almasıdır. Dolayısıyla, hakikat karşısında seçmece ve çifte standartçı bir tavır sergilemektedir. Bundan dolayı kesinlikle hakperest değildir. Adaleti tarafgirliğine kurban etmektedir. Bernard-Henri Levy, Fransa'da adının baş harfleriyle BHL olarak anılıyor. Aktris ve şarkıcı ve dansöz Arielle Dombasle ile evli... Sarkozy'lerin filozof timsali. Tasarım kıyafetler giyip poz vermekten çok hoşlanıyorlar. Geçmişte savaş muhabirliği de yapan Levy 1990'larda Bosna Savaşı'na müdahale edilmesi çağrısında bulunurken, 2003'te ise Irak Savaşı'na destek vererek tepki çekmişti. Velhasıl, Cem İpekçi ayarında bir filozof. Yahudi asıllı 'Fransız filozof' Bernard Henry Levy, Mavi Marmara gemisinde İsrail askerlerinin saldırısına uğrayan Türk yardım gönüllülerinin, "AKP uzantısı Türk Müslüman Kardeşler üyeleri" olduğunu öne sürdü. Peki gayri Müslimler de aynı mıydı? Levy, İsrail'de yayınlanan Haaretz 'e yazdığı makalede, İsrail'in yardım konvoyuna karşı aldığı önlemi savunarak konvoyu "kışkırtıcılık yapmak"la suçladı. Levy, yazısına, "Bu provokasyonu başlatanların aslında Türkiye'deki hükümetin bir uzantısı olan Müslüman Kardeşler'in Türkiye kolu olduğuna inanıyorum" diye devam ediyor. Esasında bu sözleriyle birlikte Levy daha önce aynı ifadeleri kullanan eski bodyguard İsrail Dışişleri Bakanı Lieberman'a derkenar olmuştur. Onun sözcülüğünü yapmıştır.

Adam zevkinin peşinde gününü gün etmek varken bakın nelerle uğraşıyor! Demek ki hakperestlik değil, kan çekiyor. Pekala, İsrailli yazar Omos Oz gibi daha hakperest davranamaz mıydı? Acaba bunun için İsrail'de yaşaması mı gerekiyor? Bilinmez.

İkinci rezil adam ise siyasetçi ve Amerikan Başkan Yardımcısı Joe Biden'dan başkası değil. Arsız bir biçimde 2007 yılında kendisiyle yapılan bir mülakatta Siyonist olduğunu söyleyebilmiştir. Mavi Marmara yolcu gemisine yapılan hunharca saldırıyı da aynı zaviyeden değerlendirmiştir. PBS televizyonunda "Charlie Rose Show" adlı programda soruları cevaplayan Biden, İsrail'in, gemilerdeki malzemeyi arama hakkına sahip olduğunu ifade ederken, "İsrail, gemiye askerleri çıkarmalı mıydı, çıkarmamalı mıydı, bunu tartışabilirsiniz. Ama işin doğrusu, Hamas ile savaş halindeki İsrail'in, silah kaçırıp kaçırılmadığını bilmeye hakkı var. İsrail'in kendi güvenlik çıkarlarıyla ilgilenmeye kesin bir hakkı bulunuyor" diye konuştu. Biden, "İsrail, 'Buyurun, işte Akdeniz'desiniz. Birazcık kuzeye kırıp yükünüzü boşaltırsanız, biz bunları Gazze'ye sokacağız' dedi. Bunda ne sorun var? Doğrudan Gazze'ye gitmede ısrar etmenin ne anlamı var? İsrail'in, 'Gemide ne olduğunu bilmiyorum. Bu kişiler (Hamas) benim halkına 3 bin roket atıyor' demesi meşru" diye konuşmuştur.

Bu, adamın ilk rezilliği değil. ABD'de Mart ayında yürürlüğe giren ve sağlık sisteminde son 40 yılın en büyük değişikliklerini içeren tarihi reform paketinin imza törenine Başkan Yardımcısı Joe Biden'ın küfürlü sevinci damgasını vurmuştu. Televizyonlarda canlı yayınlanan imza töreninde ABD Başkanı Barack Obama'yı takdim ettikten sonra Başkan'ın kulağına, İngilizce'de vurgu için kullanılan ve çoğu zaman Türkçe'ye 'lanet olası' şeklinde çevrilen ağır bir küfür kullanarak, "... büyük bir iş çıkardık (big f*cking deal)" dedi. Ancak Biden'ın bu sözleri mikrofonlardan da duyuldu. Sokakta dahi insanların bu küfrü ettiğinde hoş karşılanmadığı halde Başkan yardımcısının milyonların gözü önünde hem de Başkan'ın kulağına fısıldaması hemen her kesimde şaşkınlığa neden oldu.

Bu adamın Mavi Marmara yolcu gemisiyle alakalı söyledikleri de bu tarz bir şey. Gazze turnusol kağıdı veya mihenk taşı gibi. Sahte kahramanlarla gerçek kahramanları birbirinden ayırdı.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mustafa Özcan Arşivi