Aslında bazen, aynı kelimeleri söylediğimiz halde, aynı dili konuşmuyor olabiliriz.
Mesela "Kürt sorunu var" dediğimizde herkesin bu ifadenin içini aynı şekilde doldurmadığı açık. Aynı şekilde doldurmadığı, buna rağmen herkesin aynı şeyleri kastediyormuş gibi gözükmeyi tercih ettiği de açık.
AK Parti hükümetinin "Var" dediği ve çözmeye çalıştığı "Kürt sorunu" ile ABD'nin, AB'nin "Kürt sorunu" tanımlamaları aynı mı? MHP'nin Kürt sorunu tanımlaması ile BDP'ninki aynı mı? PKK'nınki ile Barzani'ninki aynı mı? TSK'nın sorun tanımı ile hükümetin sorun tanımı aynı mı? Türkiye'de yaşayan, "sade vatandaş" hüviyetindeki herhangi bir Kürt ile "dağdaki"ninki ya da "siyasetçi"ninki aynı mı? Kürt olduğu halde TC. bünyesinde en tepe görevlerde bulunmuş olan bir kişi ile Diyarbakır'daki işsiz Kürt için "sorun" aynı mı? Korucu ile sade vatandaşınki aynı mı?
"Sorun"un tanımlaması farklı olduğu için, "çözüm" diye ortaya konan paketlere karşı tavır da farklı oluyor. Birisinin "çözüm"ü, bir başkası için "ihanet" olabiliyor, yine birisinin "çözüm" dediği diğeri için "sade suya tirit" cinsinden bir adım olarak görülebiliyor. Yine bir dış odağın "Kürt sorunu ve çözüm" projesi, bir başka noktadan baktığınızda, ülkenize karşı bir stratejinin uzantısı olarak görülebiliyor.
Gelmek isteğim nokta şu:
Bu, "Kürt sorunu"nda herkesin durduğu yer tam netleşmeden, sadece "sorun vardır"da aynı çizgide olmak, herkesin birbirini idare etmesi veya aldatmasından başka bir anlam taşımayabilir.
Mesela, Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi Başkanı Mesud Barzani'nin dünkü Milliyet'te Namık Durukan imzalı haberde yer alan sözlerini ele alalım.
Barzani Mısır'da yayın yapan OTV'ye konuşurken, "Türkiye, Irak, İran ve Suriye'de yaşayan Kürtler'i acaba bir gün bir devlet bir araya getirebilecek mi" sorusunu şöyle cevaplıyor:
"Kürtler bir ulustur. Bu ulus kendi istemi dışında Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Arap ve diğer bölge ülkeleri üzerinde paylaştırıldı. İçinde yaşadığımız bu koşullarda gerçekliğimizin bilincindeyiz. Ben şiddetin kullanılmasına karşıyım. Fakat Kürt ulusunun da kendi meşru hakkı olarak Türk, Fars ve Arap ulusu gibi kendi devletine sahip olması gerekiyor. Biz onlardan daha güçlü olduğumuzu iddia etmiyoruz. Fakat o uluslardan da hiçbir eksikliğimiz yoktur. Bu istemimizi de savaş ve şiddet ile elde edemeyiz. Farklı bir süreç gelişebilir, bu devletler bir gün bu gerçekliği kabul edebilir, o uluslar için kardeş bir ulus olan Kürt ulusunun bu meşru hakkına destek verebilirler."
Milliyet bu haberi "Devlet kurmak Kürt ulusunun meşru hakkıdır" başlığı ile vermiş.
Barzani sonra şunları söylüyor:
"Ben her zaman bu sorunların askeri yöntemler ve şiddet yolu ile çözümlenemeyeceğini dile getirdim. Türkiye Cumhurbaşkanı, Başbakanı ve diğer üst düzey yetkililerden, Türkiye'deki Kürt sorununun siyasi ve diplomatik yollar ile çözümlenmesi konusunda tam bir inanca sahip olduklarını duymaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. Kürtler de bu sorunun barışçıl yollar ile çözümlenmesini istiyorlar. Son gelişmelerden dolayı büyük bir üzüntü duyduk. Çünkü böylesi bir sürecin gelişeceğini sanmıyorduk. Bu sorunun askeri yollar ile çözümlenmeyeceği konusundaki değişmeyen tavrımıza yeniden vurgu yapıyoruz. Bana göre Türk hükümeti başlattığı demokratik açılım ile bu sorunun gerçekçi çözüm yolunu ortaya koymuştur ve biz de buna destek veriyoruz."
Bu ifadeleri okuduğumuzda, "sorunun çözümü"nde Barzani ile Türk hükümetinin aynı çizgide olduğunu anlıyoruz değil mi? Barzani diyor ki: "Türk hükümeti de sorunun askeri yöntemlerle çözülmesini istemiyor."
Peki burada hayati soru, "sorunun ne olduğu" değil mi?
Türk hükümetine baktığınızda "sorun" terör ve birçok toplum kesimi gibi Kürtler'in insanca bir hukuka sahip olmalarını sağlamak olarak görünüyor. Hükümetin "sorun" tanımlaması ve "açılım" politikalarının hiçbir noktasında, yapılan işlerin "Kürtler için devlet" beklentisi ile alakası bulunmuyor.
Oysa Barzani, "ana sorun"u "Kürtler için devlet" şeklinde ortaya koyuyor.
Üstelik Barzani, mesela Kuzey Irak'taki yapılanmayı yeterli görmüyor.
Hatta iki sebeple yeterli görmüyor:
Bir: "müstakil devlet" olarak değerlendirmediği için yeterli görmüyor.
İki: Kürt varlığı dört ülkeye dağılmış bulunduğu için yeterli görmüyor.
Buradan gelinen nokta şu olabilir: Barzani için sorun "Kürtler'in bir devlete sahip olmaları" sorunu, bir, bunun "dört ülkedeki Kürtleri kapsaması" sorunu, iki.
Ben, Barzani'nin yaklaşımının haklılığını haksızlığını tartışmıyorum.
Aynı şekilde Barzani'nin kendi hedeflerine gerçekçilik açısından nasıl baktığını, "Kürt devleti için hangi takvimi öngördüğü"nü de tartışmıyorum. Bunlar ayrıca değerlendirilecek konular.
Yapmak istediğim sadece, "sorun" tanımlamasındaki farkın kimi zaman ne kadar hayati nitelik taşıdığına işaret etmek.
Bunu yapmazsanız, Barzani'nin sözlerine baktığınızda, "Hükümetin öngördüğü çözüm profili bizim beklentilerimize uygun" sonucundan, çok uç sonuçlar çıkarabilirsiniz.
Bu yüzden ben Sayın Cumhurbaşkanı, Sayın Başbakan ve Sayın Dışişleri Bakanı'nın, Barzani'nin bu sözlerini okuduklarında ne düşündüklerini merak ediyorum.
- Bahçeli'den Abdullah Gül'e uyarı!Karamollaoğlu ile Akşener görüşmesi sona erdiErdoğan'dan çok kritik telefon"ömür boyu nafaka" açıklaması!CHP'li başkan gözaltındaG.Saray ve F.Bahçe'ye ceza geldi!Beşiktaş divan kurulu "derbiye çıkmayalım" dedi!"Gülen'i getirsinler yoksa kendimi yakacağım"AB'den Türkiye'ye skandal Yunanistan çağrısı!Yürekleri dağladı! 15 günlük nişanlısı şehide...
- Bir Ayet
- Bir Hadis
- Namaz Vakitleri
- Hava Durumu
- “İman edenlerin Allah'ı zikretmekten ve inen haktan dolayı kalplerinin saygı ile ürpermesinin zamanı gelmedi mi? Daha önce kendilerine kitap verilip de, üzerinden uzun zaman geçen, böylece kalpleri katılaşanlar gibi olmasınlar. Onlardan birçoğu fasık kimselerdir.” (Hadîd, 16)
- “Dünya ve onun içinde olan şeyler değersizdir. Sadece Allâh'ı zikretmek ve O'na yaklaştıran şeylerle, ilim (mârifet ilmi) öğreten âlim ve (Hakk'a lâyıkıyla kul olmak için) tahsil gören talebe bundan müstesnâdır.” (Tirmizî, Zühd, 14)
- için namaz vakitleri
İmsak 04:26 Güneş 06:02 Öğle 13:08 İkindi 16:55 Akşam 20:02 Yatsı 21:31 - 23°C Adana
- 19°C Adıyaman
- 18°C Afyon
- 12°C Ağrı
- 23°C Amasya
- 22°C Ankara
- 22°C Antalya
- 18°C Artvin
- 24°C Aydın
- 19°C Balıkesir
- BIST: 107.015 -0.36
- Altın: 172,048 -0.94
- Dolar: 4,0658 -0.91
- Euro: 4,9307 -1.38
"Sorun"da anlaşmak...

Ahmet Taşgetiren / Star
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Bu yazıya henüz yorum eklenmemiştir.
Yazarın Diğer Yazıları
- Türkler... Kürtler... Duygular...21 Eylül 2017 Perşembe 08:23
- TEOG muamması20 Eylül 2017 Çarşamba 08:36
- Kürtler19 Eylül 2017 Salı 08:43
- Kafa karıştırmayacak bir yazı17 Eylül 2017 Pazar 09:26
- Lale soğanı - Beyin göçü15 Eylül 2017 Cuma 07:51
- Kral var mı Kral kim?14 Eylül 2017 Perşembe 07:22
- Kol saati - milli dava ayrımı13 Eylül 2017 Çarşamba 07:34
- Hep eğitim utancını konuşmak12 Eylül 2017 Salı 08:34
- Zarrab, Atilla, Çağlayan... Pis kokular10 Eylül 2017 Pazar 08:34
- Erdoğan’dan Arakan için çözüm dili07 Eylül 2017 Perşembe 07:59
- Yargı, Adalet, Ak Parti’ye maliyet06 Eylül 2017 Çarşamba 07:36
- YAŞAM
- SİYASET
- DÜNYA
- EKONOMİ
Eşine gelen SMS'i görünce...
Üniversiteli Buse'nin acı sonu!
Otel zinciri sahipleri FETÖ'den tutuklandı!
PKK'nın işkencecisi hain paketlendi
Kendini mehdi ilan etmişti! Yine gözaltına alındı
Yol kavgası cinayetle bitti!
2 yaşındaki bebek evden kaçtı! Nerede bulundu?
7 yaşında vergi rekortmeni
‘Sakatatçı’ Yeşim ve kasap İkram ABD yolcusu
İran'da düşen jetin sırrı çözülüyor! Tam 51 kez..
İsmail Küçükkaya'ya 16 ay 20 gün hapis
Mühimmat taşıyan TIR'da patlama!
- Abdurrahman DilipakKaramollaoğlu Kılıçdaroğlu’na ne dedi?
- Hayrettin Karamanİşte ilâhiyat fakülteleri
- Kemal ÖztürkArınç-Erdoğan görüşmesi… Sevinenler üzülenler
- Aydın ÜnalAdamlık sınavı
- Aziz ÜstelKılıçdaroğlu Kemal Bey!
- Ahmet KekeçBu karaktersizler nerden çıktı?
- Engin ArdıçCumhuriyet çocuğu
- Haşmet BabaoğluAday tartışmalarına aldanmayın esas hikâye başka!
- İbrahim KahveciRekor faiz bile yetmez oldu
- M. Şevket EygiGazete İsimleri
- Fatma TuncerYalnızlığın ikinci boyutu
- Zeki CeyhanÖyle bir dertleri yokmuş!
- Abdulkadir ÖzkanSavaşa değil seçime gidiliyor
ÜYE İŞLEMLERİ