Abdurrahman Dilipak

Abdurrahman Dilipak

Kader ve Beraat…

Kader ve Beraat…

Beraat gecesinde, bir sonraki Beraat gecesine kadar yaratılmışlıkla ilgili kader planlarının kilidi açılacak.. Kader, rızık ve ecel bu bilmecenin içinde saklı..
Hz. Ali, “Ecelim ömrümün kefilidir” der.. Ecel, ölümün habercisi değil, takdir ve tayin edilen zamanın sonudur.. Gerçek zaman ise süreklidir.. Hayat zamanın ruhuna doğru süren yürüyüşü ifade eder.
Eskiden “Amin alayları” olurmuş.. Dua ve af vesilesi gecelerimizden biridir bu gece. Affedilmeyi beklemek değil sadece yapmamız gereken iş, affetmek ve affedilmeyi hak etmek gerekir... Kadir ya da Miraç gecesi gibi haber verilen, dini bir referansa dayalı bir gece değil, ama insanı hikmete yaklaştıran, zikre, duaya ve merhamete çağıran, nas temelli, dini nitelikli değil, dine dair geceler bunlar..
Bu günlerde bolca dua edelim..
Ne garib değil mi, insan ölümden kaçarken bile eceline koşar aslında.. Allah bizden; bize dair olanın değişmesinden önce bizim kendimizi değiştirmemiz gerektiğini söyler.. Ama gel gör ki, herkes başkalarını ve başkalarını dönüştürmek için siyaseti dönüştürmenin yollarını arar durur.. (Haşa) Evengalishlerin “Tanrıyı kıyamete zorlaması” gibi, Allah’ı kendilerine yardım ve zafer, zenginlik ve iktidar vermesi için zorlamaya kalkarlar sanki..
Sahi biz kimiz, nereden geldik ve nereye gidiyoruz.. Kendini İlah ve Rab sanan, gazabı merhametinden, nefreti sevgisinden büyük bir sürü insan, kendini “ıslah edici” olarak görürken aslında sırtlarına yüklendikleri odunlarla kendi cehennemlerine doğru koşuyorlar.. Hep istiyor ve sadece şikayet ediyorlar.. Kendi nefislerini ve yakınlarında olanları eleştirmiyorlar.. Şeytanın ve onun askerlerinin hilelerini kendi günahlarının gerekçesi gibi göstermeye çalışıyorlar.. Sabretmeyi bilmiyorlar. Bir imtihan üzre olduklarının farkında da değiller..
Onun için de çokça tevbe edip, aynı şekilde dua etmemiz, zikirle kalbimizi yumuşatmamız gerekiyor..
Aslında Beraat Kandili dündü. Ama tevbe ve dua için hiçbir zaman geç değil.. Dediğim gibi bu gece Kadir ya da Miraç değil.. Elbette bu gecenin zamanla ayrı bir ilişkisi var, ancak bu durum bizim sorumluluklarımız açısından mutlak bir şart anlamı taşımaz. İlahi takdirin kendi döngüsü içinde bu işler berdevamdır.. Her gün yeni bir evre başlar. Her gün yeni bir miladdır aslında..
Siyasilerin söylemlerine bakıyorum: “Bu kaderimiz değildir” diyorlar. Kaderi değiştirmekten söz ediyorlar.. Prometeliğe soyunuyor bunlar.. Oysa kaderi yapanın hükmü değişmez. Değişen şey de kader değil.. Kader Allah’ın bilgisidir çünkü. Onun bilgisinde ise eksiklik, yanlışlık yoktur..
Kaderiyecilik de bir başka çıkmaz sokak. “Allah alın yazımıza bunu yazmışsa, benim sorumluluğum ne” demek de doğru değil.. Kader, sizi ve sizin amellerinizi yaratan Allah’ın tercihinize ilişkin eylemden önceki bilgisidir.. Ki o bilgi olmasa zaten nasıl yaratacaktı o eylemi?.
Hürriyet, 1. sayfadan anons ettiği haberine Pazar ekinin ortasında iki tam sayfaya tek bir manşet atmış: “ .. Evlerinin havuzunda boğuldu KAZA MI, KADER Mİ, İHMAL Mİ?”
Manşet sadece kocaman bir CAHİLLİĞİN belgesi gibi.. Demek koca gazetede bu işi bilen tek kişi bile yok. Cesaretleri de cahilliklerinden geliyor.. “Kader” bilgiyi, “kaza” ise bu kaderin pratik hayata geçmesini ifade eder.. Evet bu bir kaderdir ve kaza gerçekleşmiştir. İhmal ise bu gerçekleşme sürecindeki kişilerin sorumlulukları ile ilgilidir.. Bu “teammüd” olabileceği gibi “taksir” de olabilir.. “Taksir”in sebebi de “ihmal” ya da “dikkatsizlik” olabilir..
Eskiden ilçeye “kaza” denmesinin sebebi de, kanunla takdir edilen hükümlerin uygulama, idari icra makamı olduğunu göstermek içindir.. Yani bu iş, trafik “kaza”sı ile sınırlı bir şey değil.. “Trafik kaza”sı, “trafikle ilgili bir durumun gerçekleşmiş olması”nı ifade eder..
Ne garip bir tecellidir bu? Beraat Kandili’ne denk geldi Balyoz’un tutuklaması. Beraat Gecesi tutuklanmak ne garip bir tecellidir Rabbim! Kozmik odalarda nasıl hesaplar yapmışlardı, şimdi başlarına gelene bak.. Tıpkı referandumun 12 Eylül’e denk gelmesi gibi.. Ve bu hafta sonu, 5 gün sonra YAŞ var.. YAŞ bitecek, ardından Ramazan başlayacak..
Kader ağlarını örmeye devam ediyor.. Allah’ın görmediği bir iş, duymadığı bir ses, bilmediği bir durum yok. Hepimiz suçüstü oluyoruz her doğru, her yanlışımızda.. İnsanlar, güvenlik amaçlı dinlemeler kadar Kiramen katibinin dinlemesini, fişlemesini ciddiye almıyorlar..
Madem Allah her şeyi biliyor ve hüküm sahibi olan O, o zaman ne gam! Herkes kendi işine, sorumluluğuna baksın..
Şevket Kazan gitsin Sav’la görüşsün, Kurtulmuş vesayete karşı çıkmayı sürdürsün.. Herkes kendi amel defterini doldursun. Sonunda bütün bu çabalamalar sonunda her şey olacağına varacak ve herkes bu yaptıkları ile, ya kendi cennetine sırtında tuğla taşıyor olacak, ya da kendi cehennemine sırtında odun!
Unutmayalım ki, şeytanın varlığı, nasıl günah işlememizin gerekçesi değil ve olamazsa, şeytanın askerlerinin varlığı da bizim için bir bahane olamaz..
YAŞ kararlarından ne çıkacakmış, ne olursa ne olurmuş. Bu merak bizim kendi sorumluluklarımızı örgütlemek açısından akli birtakım hesaplar için gerekli olan verilerden daha fazla bir kıymet taşımıyor bizim için.. Her kişi ve her iş, sonuçta o ilahi planın gerçekleşmesi yönünde olacaktır.
Hem bize hayır gibi gelen şeyde şer, şer gibi gelen şeyde hayır olabilir.. Ve Allah dilerse kafirleri de kendi dinine hizmet ettirebilir.. Unutmayalım O “Kadir-i Mutlak”tır.. Rezzak olan, kadere, rızga ve ecele hükmeden O’dur O!..
Karanlık aydınlığın yokluğudur. Işık gelince karanlık yok olur.. Kafamız bilginin ışığını, kalbimiz Allah’ın nurunu yayıyorsa ne yazar, Allahu ekber!.. Ki her Müslüman Kadir-i Mutlak / Mutlak iktidar sahibi Allah’ın yeryüzündeki temsilcisidir. Allah, onlara muhtaç olmamakla birlikte, onlara ikramda bulunmak için, onların eli ile zalimleri cezalandırmak ve mazlumlara yardım etmek ister..
ABD ne der, İngiltere ne yapar. İsrail faktörü önemli. Putin’i hesabtan uzak tutmamak gerek. Derin devlet, Ergenekon, Mason Locaları, istihbarat örgütleri.. Media, mafia, sermaye, siyaset, STK, bürokrasi.. Şeytan esbabı cefa için bütün adamlarını toplasın gelsin ne yazar! Benim Kadir-i Mutlak olan bir Rabbim var!
Selam ve dua ile..
NOT: Beraat Kandilinizi tebrik ediyorum.. Dilerim beraatimize vesile olacak bir ömür yaşarız.. Ve dilerim bu günler hayırlara vesile olsun bizim ve insanlık için..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahman Dilipak Arşivi