Serdar Arseven

Serdar Arseven

PKK’ya mı çalışayım?!.

PKK’ya mı çalışayım?!.

Mehmet Ali Altındağ’ı bilir misiniz?..
ETÖ’nün bütün pislikleri ile karşı karşıya gelen ve bu mücadeleye başta evlâdı olmak üzere birçok yakınını kurban veren Altındağ, son olarak “İyi çocuklar” meselesinin üzerine gitmiş…
Ve ETÖ’nün bölgedeki katliamlarına ışık tutacak bilgileri “devletle” paylaşmıştı…
Altındağ, bu ameliyesinden dolayı hayli sıkıntıya sokulmuş…
Gözaltılar, tehditler, şunlar, bunlarla yıldırılmaya çalışılmıştı.

Bölgenin önemli iş adamlarından Mehmet Ali Altındağ, Cuma günü arayıp da, “Yarın Diyarbakır’da Kur’an kursu açılışımız var. Gelmek ister misin?” deyince…
Anında “olur” cevabını verdik…
Neden olmasın;
Kur’an kursu açılışından daha faydalı bir etkinlik mi var?..
Hem de bu dönemde…
Zinde heriflerin PKK ile işbirliklerinin fotoğraf ve ses kayıtları ile belgelendiği bir süreçte…
“Laiklik” adına öne fırlayanların, PKK’yı nasıl desteklediklerinin, İsrail-PKK hattında kirli taşeronluk yaptıklarının çatır çatır gözler önüne serildiği bir atmosferde…
Diyarbakır iyi gitmez mi?..
Hele Kur’an kursu!..
Hele, ETÖ mağduru işadamı Mehmet Ali Altındağ’ın açtığı, dıştan yedi içten dokuz katlı Kur’an kursunun açılışına katılmak ne bahtiyarlık.

Vaziyet şu:
Gittik oraya ki; ne kalabalık…
Hesabımız iyidir, şöyle bir metrekare hesabı sayım yaptık, 1500 civarı Diyarbakırlı var. Bir de ben Kastamonulu.
MHP’nin Belediye Başkanı çıkarttığı ilden size selam, size selam getirmişeeem!.

Ne diyorduk… Ha, Kur’an Kursu…
Muazzam bir bina yaptırmışlar; ultra modern denilebilir, asansörler acayip lüks, yatakhaneler, derslikler özel okul kıvamında.
Binayı sağ olsun Mehmet Ali Altındağ yaptırmış yine sağ olsunlar İslâmi camianın önde gelen yatak-çekyat-halı firmaları döşeme işlerini halletmiş…
Bölgenin, aileleri yoksul kendileri zeki, çevik, ahlaklı çocuklarına düşen bolca çalışmak; ülkeye, millete hayırlı fertler olarak yetişmeleri için sunulan bu imkandan faydalanmak.

Bize düşen ise… Oralara gidip olanı biteni size yansıtmak…
Etkinlikte bölgeden bazı İslâm Alimleri de hazır bulunuyordu..
Onları dinledik huşu içinde…
Başta Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri, Şeyh Said Hazretleri olmak üzere bölge evlâdı İslâm alimlerini yâd ettik…
Söylenenleri not aldık…
Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nin 1921’in ikinci yarısından itibaren “Kürdî”leri silip yerlerine “Nursî” yazmış olmasının altını çizmişiz…
Kürtlüğünü inkar etmemiş elbet…
Lâkin… Türk ya da Kürt olmanın ne önemi var…
Mektûbat’tan şu bölümü de almışız notlarımız arasına:
Hâlıkları bir, Rezzakları bir, Peygamberleri bir, kıbleleri bir, kitapları bir, vatanları bir,bir, bir, bir, binler kadar bir, bir…

Evet…
Bu kadar çok birliğimiz varken, niye kavga edelim!..
Ve niye Türklük ya da Kürtlüğümüzle övünelim!..

Şu gazetecilik amma ilginç bir meslek; birkaç gün önce Ankara’daki Hacı Bayram Camii’nin karşısına kondurulan pislik yuvası genelevdeki yıkımı izlemiş; orada olup bitenleri üslubumuzca dikkatlerinize sunmuştuk…
Üç gün evvel oradaydık.. Ve bugün Kur’an Kursu’nun açılışında.

Orası ne denli iğrençse burası o denli nezih bir mekan…
Mehmet Ali Altındağ, kesenin ağzını açmış Allah rızası için…
Ceplerinde akrep taşıyan iş adamlarına teşvik olsun yaptığı…
Az iş değil; büyük bir Kur’an kursunu açmak, hele Diyarbakır’da açmak… PKK ile karşı karşıya getirir adamı.
Zira; Kur’an kursunda yoksul ailelerin çocukları okuyacak.
Bunun anlamı nedir?..
Açıkça şudur: PKK’lı olmaya aday çocuklardan Kur’an kursunun eğitim verdiği kadarı kurtulmuş, kurtarılmış olacak.
PKK ne ister?..
Gayet net: Ruhu da karnı da aç bir gençlik!..
Bakın; Bugün gazetesinin neşrettiği ses kayıtları zinde güce sinmiş bazı heriflerin, PKK lehine faaliyetlerde bulunduğunu; temsil ettikleri ülkeye de güce de ihanet ettiğini açık ve seçik ortaya koyuyor.
Ses kayıtlarının gösterdiği o ki;
Bu işlerde ne paralar, ne paralar dönüyor!..

Peki… Olup biteni seyretmekle, hadi bir de belgeleri, ses kayıtlarını ortaya dökmekle mi yetineceğiz?
PKK’dan kurtarmaya çalıştığımız gençlere, ayakta durabilmelerini, yeni ufuklara açılabilmelerini sağlayacak imkanlar sunmamız şart değil mi?..

Mehmet Ali Altındağ’ın binasını yaptığı, Ehl-i Hizmet’in de faaliyetlerini sürdüreceği Kur’an kursu iyi bir örnek.
Buradaki çocuklara, iş hayatında kullanabilecekleri düzeyde Arapça öğretilmesi de harika olur.
Ha bu arada; Sivas’ın Kangal ilçesinde de güzel bir Kur’an kursunun açıldığını duyduk, yine aynı ekip tarafından…
“Artı bir” daha!..

Bak, vatandaş aslanlar gibi binalarını yapıyor, içini dayıyor, döşüyor…
Her şeyi devletten beklemek ne; devletten hiçbir şey beklememe noktasına gelmiş benim insanım.
Devlet bina mina yapmıyor; yapmasın zaten…
Yapacaksa, mevzuatı adam etsin.
Mesela… İlköğretim beşi bitirmeyenlere Kur’an kursu niye yasak?..
Devlet mi, hükümet mi, neyse ne…
Halletsin artık şu işi!..

Referandumdan “evet” çıksın bir, sonrasında bu iş için yüklenmek gerek… Yok yanlış oldu:
Yüklenmek şart!..
Kur’an kursu için çalışmayıp da PKK için mi çalışacağız yani!..


Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi