Ahmet Varol

Ahmet Varol

Afganistan'da Siyasi Süreç

Afganistan'da Siyasi Süreç

Afganistan'da oynanan oyun ve izlenen strateji Filistin'de oynananlara çok benziyor. Birinde siyonist işgalci katiller sahnede yer alarak hâkimiyet savaşı veriyor. Diğerinde işgalci ABD katilleri ve onların arkasında duran NATO güçleri. Ayrıca şunu da ifade edelim ki Afganistan topraklarındaki ABD ve NATO'nun askeri varlığı ne derece işgal ve gayrimeşru ise Filistin toprakları üzerindeki siyonist hâkimiyet de o derece işgal ve gayrimeşrudur. Filistin topraklarındaki siyonist hâkimiyetin farkı işgal ettiği topraklara sivil kıyafetli göçmenleri de getirip yerleştirimiş ve işgal ettiği toprakların adını değiştirmiş olması. Ama bu, o topraklar üzerindeki işgale meşruiyet kazandırmaz. Örneğin ABD, Afganistan topraklarına Columbia'dan göçmenler getirip yerleştirseydi yahut o toprakların adını Pensilvanya olarak değiştirseydi gerçekleştirmiş olduğu işgal meşruiyet kazanacak değildi. “İsrail” isimlendirmesi ve toprakların asıl sahiplerinin göçe zorlanması suretiyle gasp edilmesinden sonra üzerine dünyanın değişik bölgelerinden yahudi göçmenler getirilip yerleştirilmesi ile Filistin topraklarının kimliği değişmemiş ve siyonist işgal de meşruiyet kazanmamıştır. İşgalcilerin bu topraklara satın alma yoluyla sahip oldukları yalanlarına “Filistin Hakkında Yanılgılar” adlı kitabımızda ayrıntılı cevap verdik. Beka Yayınları'nın yeniden bastığı bu kitabımızı mutlaka okumanızı tavsiye ediyoruz.
Filistin'de olduğu gibi Afganistan'da da işgal güçleri askerî yönden zor durumda. Ama bunun açığa çıkmasını istemiyor ve karşı tarafı yıldırmak istiyorlar. Bundan dolayı özellikle savunmasız insanları hedef alan hava saldırılarına ağırlık veriyorlar. Askerî yönden üste çıkmaya ve karşı tarafı yıldırmaya çalışırken kan kaybettiklerini gördükleri için “siyasi çözüm” sürecini hızlandırmak istiyorlar. “Siyasi çözüm”ün de kendilerinin dikte ettikleri formüle göre olmasını ve kendilerinin gayri meşru sultalarının resmen tanınması ve meşrulaştırılması ilkesine dayanmasını istiyorlar.
Amerikan işgal güçlerinin eski genel komutanı General Stanley A. McCrystal, bundan bir süre önce yaptığı açıklamada Afganistan'da karşı karşıya oldukları durumu itiraf etti. Bu itiraflar işgal güçlerinin Afganistan'da askerî yönden başarılı olma ihtimalinin bulunmadığını açıkça gözler önüne seriyordu. Oysa yine bu adamın daha önce takviye güç istediği biliniyordu. Takviye güç istenmesi mevcut güçlerle başarı elde edilmesinin zor olduğu ama takviye güçlerle amaca ulaşılması ihtimalinin bulunduğu mesajının gönderilmesi anlamına gelir. Bush sonrasında işgal politikasında değişiklik yapacağını bildiren Obama da bu kanaatte idi.
Sonra olayın içinde olan general gerçekleri gördüğü için Afganistan'daki işgal güçlerinin bir bataklığın içinde olduklarını ve başarı elde etmeleri ihtimalinin bulunmadığını açıkça itiraf etti. Onun itirafları Amerikan parlamentosunun yaşlı muhabiri Bayan Helen Thomas'ın Filistin'le ilgili gerçekleri açık yüreklilikle dile getirmesini hatırlatıyordu. O da Filistin topraklarındaki göçmen yahudilerin burada hak sahibi olmadıklarını, o toprakların sahipsiz olmadığını, sahiplerinin tehcire zorlanarak mülteci durumuna düşürüldüklerini Filistin meselesinin çözümünün de ancak göçmenlerin geldikleri yerlere geri dönmeleriyle yurtlarından çıkarılmış mülteci Filistinlilerin de yurtlarına dönmelerine imkân sağlanmasıyla mümkün olacağını söylemişti.
Gerçekleri açık dille söylemelerinden dolayı her ikisi de görevden alındı. Ama doğruları söyleyenler her ne kadar görevlerinden alınsalar da doğrular değişmiyor.
Amerikan emperyalizmi Afganistan'da siyasi süreci başlatmak amacıyla geniş katılımlı bir uluslararası toplantı düzenledi. Fakat Filistin'de İslâmî direnişi gözardı eden bir çözüm formülünün başarılı olması mümkün olmadığı gibi Afganistan'da da Taliban'ı gözardı eden bir siyasi formül başarılı olamaz. Filistin'de İslâmî direnişin siyonist işgali meşrulaştırması beklenemeyeceği gibi Afganistan'da da Taliban'ın işgale rağmen, işgali onaylayan ve onunla birlikte hayata geçirilmesi söz konusu bir siyasi çözüme razı olmayacağı açıktır.
Afganistan'ın işbirlikçisi Karzai'nin Filistin'in işbirlikçisi Abbas'a göre biraz daha akıllıca ve işgale karşı sürdürülen özgürlük mücadelesini nazarı dikkate alan bir tutuma yöneldiği hissediliyor. Her ne kadar bu tutumunda samimi ve inandırıcı olmaktan uzak dursa da. Filistin'in işbirlikçisi tam tersi bir şekilde direnişe karşı, onu tamamen hesaptan çıkaran ve ezmek için işgalciyle işbirliğine öncelik veren tutumunda ısrar ediyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi