M. Emin Parlaktürk

M. Emin Parlaktürk

Alt Üst Olan Bilgiler

Alt Üst Olan Bilgiler

Hızla gelişen "bilgi çağı"nda yaşıyoruz.

Ancak popüler kültür, bu gelişimin en büyük engeli.

Bu yüzden "doğru bilgi"ye ulaşmak hayli zor oluyor.

Bu zorluğu aşmak için çalışanlar yok mu?

Elbette var ama gayretleri gereğince yankı bulmuyor.

Bulanlar da, magazin ağırlıklı aktüel haberlerin arasında kaybolup gidiyor.

***

"Doğru bilgiyi almak ve yaymak, hayatı doğru anlamak ve yaşamak."

Herkesin amacı bu olsa gerek.

Bu amaç doğrultusunda insanlar araştırıyor, okuyor, seminerlere katılıyor..

Bu konuda en etkili çalışmalardan biri de, sürekli seminerler ve dizi sohbetlerdir.

Bazı sivil toplum kuruluşları bunda hayli başarılılar.

Bunlardan biri de Aydınlar Ocağı.

Böyle bir sohbette Prof.Dr.İbrahim Sarmış, "Hz.Muhammed'i Doğru Anlamak" kitabını tanıtmıştı.

Sohbeti dinleyenlerden birinin şu sözleri konuyu adeta özetliyordu:

"Bütün bilgilerim alt-üst oldu."

***

Bu söz doğruydu.

Çünkü, vahiy anlayışının alt-üst edildiği bir toplumun geleneksel din anlayışıydı sorgulanan.

Doğruların yanlış, yanlışların doğru takdim edildiği folklorik bir inanç hegemonyası altındayız ne yazık ki!

İslam'ın güzelliklerini değil, Müslümanların çirkinliklerini sergileyen bir anaforun içindeyiz adeta.

Halis iman lâfta kalmış, salih amel rafa kaldırılmış, menkibe edebiyatının hakim olduğu bir toplum olmuşuz neredeyse.

Peygamberimizi insanüstü vasıflarla donatırken, onun bir beşer olduğunu unutmuşuz.

Velilik pâyesi biçtiğimiz salih kulları, esrarengiz nitelemelerle tabulaştırmak adetimiz olmuş.

Onları "kutlu şahsiyetler" olarak ilan etmişiz elimizde delil olmadan.

Mertebelerine ulaşılamaz ve hayatları yaşanamaz halde tanıtmışız yıllarca.

Hatta, ruhaniyetlerinin dünyayı idare ettiği, manevi güçlerinin beldeleri koruduğu inancını yaymışız.

Sonuçta, "biz onlar gibi olamayız ve böyle yaşayamayız" diyerek bu bilgilere göre bir hayat tarzı geliştirmişiz.

***

Allah'ın Kelamına ve Hz.Peygamber'in sahih sünnetine baktığımız zaman, bu bilgilerin gerçekten alt-üst olması gerektiği anlaşılmalıydı.

"Geleneksel Müslümanlık" anlayışı, artık yerini "Vahiy İslamı"na bırakmalıydı.

Kur'an'da anlatılan Müslüman tipiyle, günümüz Müslüman tipinin arasındaki derin uçurum artık fark edilmeliydi.

Aynaya bakarak artık kendimizi kandırmayı bırakmalıydık.

Dünya insanlarını da.

Bugün yeryüzünü bir ahtapot gibi saran "islamofobya" gerçeği varsa, bunun suçlusu biziz.

Sevgi ve barış elçisi konumunda olması gereken "salih müslüman" örneğini bizat kendimiz insanlığa sunamadığımız için.

Alemlere şefkat ve merhamet modeli olan ve en güzel ahlak üzere yaratılan Hz.Muhammed aleyhisselamı doğru anlayıp, dünyaya anlatamadığımız için.

Ve "Onu örnek alın" buyruğuna rağmen, örneklikten çıkarıp onu yaşanamaz konuma çıkardığımız için.

***

Değerlerin ve doğruların alt-üst olduğu toplumlarda, elbette bilgilerin de alt-üst olmasına ihtiyaç var.

En büyük güvencemiz, doğru bilgi kaynaklarının elimizde sapasağlam mevcut olmasıdır.

Kaygımız ise, elimizin altındaki bu bilgilere ulaşmama tembelliğimiz ve değiştiremediğimiz önyargılarımız...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
M. Emin Parlaktürk Arşivi