Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Kılıçdaroğlu! Başka ülkeden halk gelmedi ama sen geldin

Kılıçdaroğlu! Başka ülkeden halk gelmedi ama sen geldin

Değişik geldin...
Baykal’ın yatak odası serüvenleri deşifre edilince sen geldin...
Söylediklerin ne hesaba uyuyor, ne kitaba...
Birleşik kaplar hikayesi gibi, birisinden boşaltıp diğerine dolduruyorsun.
Diyorsun ki:
“1982 Anayasası’na yüzde 92 ‘evet’ oyu veren kimdi? Başka ülkeden bir halk mı geldi?”
El insaf...
Gelen giden olmadı ama ortada bir paranoya var...
Görmezlikten geliniyor.
1982 oylamasında bu halk sandık başına nasıl gitti?
Sağlı sollu ya jandarma veya polis...
Eline oy pusulası diye tutturdukları zarflar pembe...
İçerisi 10 metreden görünen oy pusulaları.
Öylece darbe anayasası % 92 ile çıktı ama röntgenli, vatandaş oyunu kullanırken ciğerlerine kadar komite tarafından izleniyordu.
Halk o günleri unuttu mu zannediyorsunuz?
Unutmadı, unutmadık...
82 Anayasası oylamasını sivil yönetim değil, askeri yönetim yaptı.
Şimdiki oylama sivil yönetimin hür iradesi ile yapılacak.
Aynı şey mi?
Kılıçdaroğlu, CHP’nin geçmişi ile övünsün dursun...
Geçmişi ile övünüyor ama bu geçmişte oldukça karanlık gedikler var.
En başta Şeyh Sait vakası, sonra da Dersim katliamı...
Analar ağlayadursun da...
CHP’nin Turancı Adalet eski Bakanı Mahmut Esat Bozkurt bakın ne diyor:
"Türk bu ülkenin yegane efendisi, yegane sahibidir. Öz Türk olmayanların bu memlekette tek hakları vardır; hizmetçi olma hakkı, köle olma hakkı.”
Tarihi CHP budur işte...
CHP, altı oku gereği Türk olmayanlara köle hakkı tanıyorsa, o zaman Kürt halkı CHP ile müttefikleri olan Bahçeli, BDP, Haydar Baş, Edibalı, Öcalan kutsal ittifakına(!) hayır oyu neden versin? Şimdi anladınız mı “hayır oyu”nun ne demek olduğunu?
Hizmetçilik ile köleliğe devam deniyorsa “hayır”, değilse “evet”.
Şimdi de Güneydoğu’dan PKK’nın haberleri gelmeye başladı.
Kırsal kesimlerde sandık başına koyacak görevli bulamıyor devlet.
Terör korkusundan kimseler gitmek istemiyor.
Hani ateş kesilmişti?
Hani BDP Öcalan buyruğunda seçmeni serbest bırakmıştı?
Güneydoğu’nun kırsal kesimlerinde terör korkusundan sandıklar boş çıkacak...
Bu hava ülkede acı bir şekilde eserken sayın Kılıçdaroğlu pompalıyor:
“Bütün yurttaşlarımdan şunu istiyorum; özgürlüğü kaybetmenin sonradan faturası çok ağır olur. O yüzden yargı siyasallaştığı zaman bunun acısını çekeriz.”
Efendi, bu halk hangi özgürlüğü kaybedecek?
Sandık başına gidememe özgürlüğünü mü?
Dört kişinin iki dudağı arasında olan HSYK’yı mı?
Kararları yargıya kapalı olan YAŞ’ı mı?
Devlete dört kuruş vergi borcu olanın havaalanında alıkonulmasını mı?
Kılıçdaroğlu, gerçekten haburaya mısun?!.
Yoksa, bu bir popülist siyasetin gereği mi?
Baktığı halde görememek hali...
Uç bir benzetme olsa da yeridir diye düşünüyorum.
Kedi, yerken gözünü kapattığından sorsanız yemedim der.
Kedi bir bakıma da haklı, gerçekten yediğini görmemiştir.
Nankör kedi...
Bu ülkenin nereden nereye götürüldüğünü yediği içtiği halde görmek istemeyen ve de zula cumhuriyetini devam ettirmek isteyen zihniyet nankör değil de nedir?
Yargı siyasallaşıyormuş!
Ne zaman siyasallaşmaktan kurtuldu ki?
Vatandaş bu sistemin nasıl çalıştığını ve de sistemden kimlerin otlandığını bilemeyebilir, bize de mi lolo?.. 34 yılım bu kurumda geçti... Kimin ne yaptığını çok iyi biliyorum...
HSYK ile Anayasa Mahkemesi’ne ve bir de askerlerin sivil mahkemelerde yargılanma değişikliğine can simidi gibi yapıştılar. Yapışırlar efendim yapışırlar...
Sürdükleri laikçi ve de keyfî düzenin tadı damaklarında kaldı, bu kurumlar değişir demokratikleşirse bir daha eski günleri bulamayacaklar...
Halk bu azınlığa yayla havası çalmaya başladı, tepinmeleri ondan...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi