Erdal Şafak

Erdal Şafak

Örnek aramak

Örnek aramak

Terör, silahlı kalkışma, isyan, iç savaş gibi tehditlerle mücadele eden her ülkede koşullar, gelişmeler ve çözüm farklıdır. Daha doğrusu kendine özgüdür.
O nedenle PKK sorununa çözüm aranırken farklı modellerden esinlenmek, yurtdışındaki çözümlerden örnekler aramak ne doğru bir yaklaşım olur, ne de pek bir işe yarar.
Örneğin, Bask ayrılıkçı örgütü ETA ile mücadele Türkiye'de çok sık gündeme geliyor. Ama ETA teröristleri hiçbir zaman dağa çıkmadılar, kamplar kurmadılar, İspanya ordusuyla çatışmadılar. Onlar bir tür "Şehir gerillası" stratejisi izlediler.
Yine sıkça seslendirilen Kuzey İrlanda'daki Katolik terör örgütü IRA da PKK şablonuna asla uymuyor. Evet, onlar da İngiliz ordusuna bombalı saldırılar düzenlediler ama ne operasyonlar söz konusu oldu, ne dağlara çıkmak, ne binlerce militanı sınır içinde ve dışında kamplarda toplamak... IRA, "Gündüz külahlı gece silahlı" diyebileceğimiz, halkın içine karışan, halktan biri olan sivil teröristlerin sadece eylem sırasında silah, bomba kullanmalarına dayanan bir taktik uyguladı.
Abdullah Öcalan ile Nelson Mandela arasında paralellik kurmaya çalışarak, Güney Afrika'daki çözümden esinlenilebileceğini (Örneğin; "Gerçekleri Arama Komisyonu" kurulması talebi gibi) iddia edenler de var. O da işe yaramaz; zira Güney Afrika'da ezici çoğunluğu oluşturan Siyahlar'ın ırkçı Beyaz azınlığa karşı özgürlük ve kaderine sahip çıkma mücadelesi verildi. Güney Afrika, 1960'ların başındaki sömürgeciliğin tasfiyesi sürecine direnen bir "Garabet"ti; ortadan kalkması kaçınılmazdı.
Peru'daki "Aydınlık Yol", Kolombiya'daki FARC örneklerinin de faydası olmaz. Çünkü ikisi de köylü ayaklanmasıydı ya da topraksız köylülerin haklarını savunmak için doğmuş oluşumlardı. Önce silahlı direniş grupları olarak ortaya çıktılar, bir süre sonra "Maocu" ideolojiyi savunan terör örgütlerine dönüştüler. Sonunda "Aydınlık Yol" yok edildi, FARC ise yozlaşarak uyuşturucu çetesi, yani organize suç örgütü haline geldi.
PKK ve onunla yıllardır süregelen mücadeleye ille de dışarıdan bir örnek veya emsal aranacaksa, Sri Lanka'nın Tamil Kaplanları işaret edilebilir. O da ancak bir yere kadar.
Daha yakın bir örnek olarak ise Irak'ta Molla Mustafa Barzani'nin başlattığı Mesud Barzani ile Celal Talabani'nin devam ettirdikleri silahlı mücadele öne sürülebilir.
Tamil Kaplanları'nın macerası toplu imha ile noktalandı. Türkiye'ye uymaz, uymamalı.
Barzaniler'in mücadelesi merkezi hükümete pamuk ipliğiyle bağlı bir özerk oluşumun doğmasıyla sonuçlandı. Eh, ne PKK, ne de -artık adını koyalım- onun siyasal vitrini BDP, Kuzey Irak boyutlarında bir özerkliği talep etmediklerini ısrarla vurguladıklarına göre, o da Türkiye'de geçerli bir çözüm olamaz.
Biz uzak bir coğrafyada kısmen esinlenilebilecek bir örnek bulduk: Orta Amerika'nın küçücük cumhuriyetlerinden El Salvador.
Onu da önümüzdeki hafta anlatırız; çünkü yarın "SABAH'tan Mektup" günü.
Ama olası itirazlara karşı başta belirtelim: O küçük diyardaki silahlı terör hareketinin çıkış koşulları ve talepleri Türkiye'den çok ama çok farklı. Terörle mücadele sürecinin de -olağanüstü kanlı geçmesi dışında- Türkiye'dekiyle pek ilgisi yok. Ancak bulunan çözüm pekala "Dikkate değer" bulunabilir.
Evet, önümüzdeki hafta, fırsat buldukça, iki-üç yazımızın konusu El Salvador olacak.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Erdal Şafak Arşivi