LütfüOflaz'la Sohbet

LütfüOflaz'la Sohbet

Mollalar uzayda!

Mollalar uzayda!

- Lütfü Bey; İran İslam Cumhuriyeti Uzay Dairesi, yakında uzaya insan göndereceklerini, bunun teknolojik altyapısının büyük ölçüde tamamlandığını açıkladı. Uygun görürseniz sohbetimize bu konudaki değerlendirmelerinizi alarak başlayalım mı?
- Malumunuz CHP’liler Türkiye’de hoşlarına gitmeyen bir adım atılacak olsa, “Mollalar İran’a” demekte. Bu da geçmişte faşistlerin “Komünistler Moskova’ya” demesine benzemekte. “Komünistler Moskova’ya” denme noktasından “Mollalar İran’a” denme noktasına geldi ülke. CHP’liler “Mollalar İran’a” demekle iki şey kastediyor. Öncelikle İslamcılara “Ya Kemalist rejimi kabul et, ya da ülkeyi terk et” demek istiyor. Tıpkı vakti zamanında komünistlere denildiği gibi. Sonra da CHP’liler böyle demekle, İslamcıları küçümsediklerini zannediyor. Kısacası, geçmişte ülkemizde komünistlere yapılan muamele, günümüzde İslamcılara yapılageliyor. Oysa geçmişte Komünist Rusya uzaya ilk giden ülkeydi. Şimdi de İslamcı İran’ın uzaya gidecek olması, CHP’lilerin ezberini bozan bir gelişme değil mi? CHP’liler “Mollalar İran’a” demekle güya İran’ı küçümsediklerini zannediyorlardı ama, artık bu ezberlerinden vazgeçmelerinin zamanı gelmedi mi? Bakın bugün İran, nükleer bomba dahil, uzun menzilli füzeler dahil, savaş uçakları dahil, savaş helikopterleri dahil, bütün bunları kendisi yapacak hale geldi. Başka bir deyişle, kendi silahını kendi yapar hale geldi. Demek ki “mollalar” deyip, onları küçümseyip geçmemeli. Türkiye’de “Mollalar İran’a” diyenler bilmeli ki, mollalar uzaya gidecek hale geldi. Ama benim İran’ı önemsememin asıl nedeni, İran’ın ABD emperyalizmine karşı dik duran halidir. Yıllar önce de dile getirdiğim gibi, bu yönüyle benim için İran, Kurtuluş Savaşımızda emperyalizme kafa tutan Türkiye’ye benzemektedir. Tüm yaşamı boyunca emperyalizme karşı çıkmış biri olarak, benim için asıl bu önemlidir. Sadece İran değil, Castro’nun Küba’sı da, Chavez’in Venezuella’sı da, emperyalizme karşı çıkmaları, emperyalizme teslim olmamaları nedeniyle benim için önemlidir. Zaten İslamcı Ahmedinejad’ın yönettiği İran ile sosyalist Castro’nun yönettiği Küba, sosyalist Chavez’in yönettiği Venezuella gibi ülkeler dayanışma halindedir. O kadar ki bu sosyalist liderler, İran’a yapılacak bir ABD saldırısını kendi ülkelerine yapılmış gibi kabul edeceklerini söylemektedir. İşte CHP’lilerin beğenmediği İran böyle bir ülke. Şimdi de uzaya gitmeye hazırlanan bir ülke. Keşke Türkiye de emperyalizme İran gibi direnebilse; kendi silahını yapar hale gelse ve de uzaya gidebilse. Mollalar uzaya giderken, onları küçümseyen CHP’lilerin, Türkiye’nin Güneydoğu’suna bile gidememesi ne hazin değil mi?
ABD İSTERSE DARBE, İSRAİL İSTERSE MUHTIRA!
- Genelkurmay Başkanlığımızda bir İsrail odası olduğu ve burada 25 İsrail subayının çalıştığı haberleri çıkmıştı. Sözkonusu haberlere sizinle bu sohbeti yaptığımız şu ana kadar Genelkurmay’dan bir açıklama gelmedi. Nasıl yorumluyorsunuz bunu?
-Genelkurmay Başkanlığımızda bir İsrail odası varsa, holding medyasında da birçok İsrail odası bulunuyor! Zaten bu odaların marifetiyle İsrail yanlısı yayınlar yapılıyor. Bu yayınlarda İsrail ne kadar zalimlik yaparsa yapsın, ona zalim değil mazlum muamelesi çekiliyor. Yine holding medyasında pek çok ABD odası da bulunuyor! Bu ABD odaları ile İsrail odaları emperyalizme, siyonizme destek kıtaları gibi çalışıyor! Bunu belirttikten sonra Genelkurmay’daki İsrail odası ile ilgili sorunuza geliyorum. İsrail ile gizli anlaşmaların gözden geçirilmesini işte bunun için hep öneriyorum. Eğer Genelkurmay Başkanlığımızda bir İsrail odası varsa, belli ki bu gizli anlaşmaların sonucu. Peki Türkiye’nin savunmasının kalbi olan Genelkurmay’da bir başka devletin, hele de İsrail gibi bir devletin odasının olması kabul edilebilir bir durum mu? Bu durum bazı kuşkuları da doğurmuyor mu? Bakın geçtiğimiz pazartesi akşamı Ulusal Kanal’da yayınlanan “Kalemler-Kılıçlar” adlı programda, dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın, dört günlük İsrail gezisinden döndüğü gün 28 Şubat Muhtırası’nın verilmesine dikkat çekildi. ABD istediğinde darbe yapılan, İsrail istediğinde muhtıra verilen bir ülkenin bağımsızlığından söz edilebilir mi? Nedir devletimizin bu iki ülkeyle derin ilişkisi? Bu derin ilişki oldukça, ülkemiz derin devletin pençesinden kurtulabilir mi?




Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
LütfüOflaz'la Sohbet Arşivi