Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Bu bir şiddet değil mi?

Bu bir şiddet değil mi?

Kadına yönelik şiddeti önlemek için çeşitli çalışmalar, seminerler ve yönlendirmeler yapılıyor. Ancak bütün bu çalışmalar sürerken, başörtülü kadınların yaşadığı baskılar ve psikolojik şiddet göz ardı ediliyor. Oysa, Psikolojik şiddet, bağırma, tehdit etme, korkutma, aşağılama ve eğitim hakkını elinden alma... şeklinde tezahür eder ve örtü mağduru kadınlar da bütün bu sıkıntıları tek başına yaşamışlardır. Ne yazık ki toplumumuzda şiddet deyince sadece, kocasından dayak yiyen ve yüzü gözü moraran kadınlar akla geliyor. Oysa, şiddetin bir de psikolojik boyutu var ve bu tür örselenmelere maruz kalan kişiler ruhsal hasarlar görebiliyorlar.

Örtü mağduru kadınlara yapılan baskılar da, bu şiddet fazlasıyla yaşanmış ve hasar direk kişinin benliğine ve benliğinin bir parçası olan inancına yönelmiştir. Kişinin kimliğine yapılan darp ise onun hayatında büyük travmalara neden olabilir. Çünkü, kimliğimiz kim olduğumuzu belirler ve bizi diğerlerinden ayıran farklılığımızı ortaya koyar. Dolayısıyla hiç kimseyi biz olmaya zorlayamayız, kişisel farklılıklara, kişisel yaşam tarzlarına saygı gösterir ve kendi doğrularımızı ifade etsek de kimseye baskı yapmayız... Kimliğimizi oluştururken, çevremizden gelen verileri zihinsel filitrelerimizden geçirir ve kendimizi tanımlamaya çalışırız. " Ben kimim ? sorusuna ergenlik döneminde daha bariz bir cevap ararız. Ben kimim? Yaşadığım toplum, inandığım değerler, arkadaş çevrem, yeteneklerim, beklentilerim... Ve uzunca bir yolculuğun ardından, kimliğimizi tanımlar kim olduğumuzun bilincine varırız... Başörtüsü bu süreçte benimsediğimiz ve inancımızın bir gereği olarak gördüğümüz bir örtüdür... Değerini de buradan alır. Yani, örtüyü değerli kılan, İlahi bir emri yerine getiriyor olmamızdandır. Yoksa tek başına örtü hiçbir şey ifade etmez...

Bilinmelidir ki, inançlar bir kaledir. Eğer kaleye yaklaşırsanız ya da zarar vermek yıkmak isterseniz kalenin sahibini karşınızda bulursunuz.

Ben inancım gereği örtünüyorum diyen bir bayanın örtüsünü çıkarmaya zorlamak da onun kalesini yıkmaya yeltenmekten başka bir şey değildir. Bu bir zorlamanın da ötesinde aslında psikolojik bir şiddettir ve şiddete maruz kalan kişi mağdur edilmektedir. Zira örtünme gerekçesini bu şekilde ortaya koyan bir kişiye ısrarla başını açmasını söylediğinizde onun kişiliğiyle şekillenmiş ve onunla bütünleşmiş olan değerlerine darbe vuruyorsunuz demektir. Bu durumda bayan kendini korumaya çalışacaktır. Çünkü, kişinin örtüsüne yönelen saldırı aynı zamanda onun inandığı değerlere uzanmıştır.

Her insan, nasıl ya da neye göre giyineceğini, nasıl yaşayacağını özgür iradesiyle seçme hakkına sahiptir. Bu konuda yapılan dayatmalar ise er geç güçsüz kalacaktır. Çünkü zorladığınız, ısrarla dayattığınız hiç bir şeyin temeli yoktur. Oysa iman eden kişi gücü kainatı kuşatan bir Yaratıcıya sığınmaktadır...Ve O'nun kanunlarını yıkmaya kimsenin gücü yetemez.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi