Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

CHP savaşları bitmez aslında

CHP savaşları bitmez aslında

Ben siyaseti ve dahi siyasi hokkabazlığı hiçbir zaman anlamadım...
Hele de CHP markalı siyasetçileri hiç kimse doğru-dürüst anlamadı, bundan sonra da anlayamazlar...
70 yıl gerilere gidiyorum zaman zaman...
Ebedi şef vefat etmiş, yerine bir milli şef seçilecek... Aday sayılan insan çok... Fakat kim hangi güç tarafından Atatürk’ün koltuğuna oturtulacak?
Mareşal Fevzi Çakmak, “Ordunun adayı İsmet İnönü’dür” diye restini çekti ve İnönü Milli Şef (Cumhurbaşkanı) seçildi...
CHP mensuplarının ayakları sağlam zemine basınca velinimetlerini dahi siler/süpürürler...
Mareşal Fevzi Çakmak vefat ettiğinde Milli Şef İnönü’nün müzisyenleri marşlar, orotoryalar ve Çigan müziği ile Ankara’yı-İstanbul’u inletiyorlardı...
CHP’yi anlamak için siz de geriye dönüp bakmalısınız...
Ve sonra:
Milli Şef İnönü kendi eliyle yetiştirdiği, yazar yaptığı, siyasetçi ruhu aşıladığı Bülent Ecevit tarafından diskalifiye edildi... İnönü türküsü çağıran kalabalık aniden Ecevit rapsodisine geçivermişti...
Kocaman Garp Cephesi komutanı bir çelmeye dayanamamıştı...
Gün geldi Bülent Ecevit’in yıldızını Devlet Bahçeli ve Mesut Yılmaz büyük emek vererek parlattılar... Bir müddet Demirkazık gibi oturuverdi “Ak günler” tahtına... DSP’li olundu, SHP’li olundu, dönüldü sonunda CHP’ye.
Amma kavgalar bitmedi...
Tsunami gibi sökün etti Deniz Baykal ve arkadaşları...
Bir süre sonra Baykal, az kalsın “hain” ilân edilecekti... Direndi amma nafile...
Nesrin Baytok klibi çekildi ve Baykal saltanattan çekildi...
Baykal’ı iteleyen ve 53 yıllık dost kazığı atan ise büyük siyasetçi Önder Sav olmuştu...
Alelacele kolundan tutulup başına bir kasket geçirilen Kemal Kılıçdaroğlu ismindeki Dersim’li, CHP’nin başına geçirildi...
Bülent Ecevit’i, Mehmet Haberal’ın hastanesinde elden/ayaktan kesen güç ve zihniyet bu sefer de Baykal’ı saha dışına sürmüştü...
Resmen “ben sürdüm” diyordu... Kim? Önder Sav...
Önder ustanın uzun soluklu bir programı olduğunu tahmin etmedi hiç kimse...
El yordamıyla, cart-curt etmekle siyasi prestij sağlamak ne kadar doğruydu, ne kadar mümkündü? İşte bu bilinmedi...
Kılıçdaroğlu tarikat büyüklerinden aldığı tavsiye gereği sabırlı, sebatlı, ileriye dönük hesaplar yapıyordu...
Ayağı yer tutmaya, yandaşları diklenmeye başladıklarında velinimeti Önder Sav ustaya bir salto attı ki aklı gide yazdı garibimin...
Amma bu da geçer...
Yargıtay Başsavcısı, CHP’yi kendine yakın görüyordu... Kemal Kılıçdaroğlu’nu da en yakınında görüyordu...
Meşhur Osmanlı pehlivanlarından Kazıkçı Karabekir misali fena kazık vuruldu Önder Sav’a...
Yakınları da topluca diskalifiye edildi...
Kılıçdaroğlu’nun gözdesi Gürsel Tekin...
Unutmayın, Gürsel Tekin gelecekte Kılıçdaroğlu’nu kıvrak bir çelme ile sırtüstü yere sererse hiç şaşırmayın... Çünkü CHP’nin taktiği, tekniği, karakteri savaşla vücut bulmaktadır...
Kim bilir???
Belki de Yargıtay Başsavcısı Yalçınkaya CHP saflarına katılır, hiç ummadığınız vakitte o da Kılıçdaroğlu’nu ham yapar...
Şu da var ki mezhebi ustaları, büyükleri Kılıçdaroğlu’nu kimselere yedirmezler...
Seyfi Dede yol göstericiliğini, büyüklüğünü esirgemez bu meselede...
Amma burası CHP olunca kavga/kıtal eksik olmaz...
Hepsi olabilir de, Saadet Parti büyükleri Önder Sav’dan aldıkları siyasi taktikleri hangi kritere göre uygulayacak...
Velhasılı garip haller oluyor Türkiye’de...
CHP’nin dibe vurması ve MHP’nin baraj altında kalması ihtimal dahilinde sayılıyor...
Gün bugündür... Gürsel Tekin yağlamayı sakın ihmal etmeyin...
Erbablar kızıl renge boyar yalçın dağları
Sapıklar ana/üryan soyar yalçın dağları
Coğrafyadan çekilip gitti o eski dağlar
İnsancıl köstebekler oyar yalçın dağları.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi