Ali Eyvaz

Ali Eyvaz

Bay Güneri yok böyle “Bernal Show”

Bay Güneri yok böyle “Bernal Show”

Hindistan’da 9 bin yıllık Bhimbetka kaya sığınakları, Güney Anadolu’da 9 bin 500 yıllık Çatalhöyük kalıntıları ve Mısır’da 5 bin 300 yıllık mezar yazıtlarına göre insanın o devirlerde dahi dans ettiğini rahatlıkla görebiliyoruz.

Üstelik bu insanlar o dönemde ne kız tavlamak, ne sosyal statü elde etmek, ne de Güneri Cıvaoğlu gibi “bağnazlara tepki vermek için” ve Batılılaşma göstergesi olsun diye dans ediyorlardı.

Bir kültür aktarımı ve bir ifade biçimi, hatta bir tapınma seremonisi olarak, daha geç zamanlarda ve halen dini ve mistik pek çok tören, ayin, anlatı biçimi ve hâl olarak dansın binlerce türünün var olduğunu biliyoruz.

Bugün Güney Asya’da ve Afrika’da pek çok pagan kabile hâlâ en temel dini ritüellerini oldukça ritmik danslarla ortaya koyuyorlar ve sırf bu yüzden hiç de Batılılaşmıyorlar.

Hatta Batılı sarışın bir kadının içine atıldığı kocaman bir kazan etrafında kendinden geçmiş vaziyette raks eden kara derililer tablosu, son 400 yıllık Batı vahşetinin en temel arkaik gerekçesini ve kendinden menkul meşruiyetini oluşturur.

Fakat Güneri Cıvaoğlu dün Milliyet’teki köşesinde durup dururken ağzını bozdu ve müdafaa ettiği şeyle kendisi arasındaki gerçekliğin mesafesini açtıkça açtı. Dansın bir “Batılılaşma” öğesi olarak memleketimizde Atatürk’le başladığını söyleyerek, “dans edemeyen veya dansa karşı olan bağnazlara” veryansın etti. Öyle bir programa katılmış olmanın sakilliğini üzerinden atamayan bir adamın olaya siyaset ve ideoloji katarak vaziyeti kurtarmasından başka bir şey olmayan bu uğraşının belirli kesimlere hakaret ve aşağılama eylemine dönüşmesi üzerine Cıvaoğlu’na “dur” deme gereği hasıl oldu.

Sanki ona “Acun Ilıcalı’nın artık bayatlamış balık tadı veren üçüncü sınıf dans yarışması programına, yaşına başına bakmadan niye katıldın?” diyen var. Şahsen hiç tuhaf bulmadık, çünkü hepimiz bunu senden beklerdik.

Üstelik, “Hadi katıldın da, partnerin olacak yabancı kadın bir panter gibi elde avuçta duramazken, sen utana sıkıla çivi gibi yerinde çakılı kalarak ferrarisini satıp da kazıklandığını geç fark eden süzgün bilge gibi ‘bari molla desinler’ kaygısıyla niye manasız jantilik sergiliyorsun?” diyen de yok.

O halde mesele ne Bay Güneri?

Hem dans edemiyorsun, hem yakışmıyorsun, hem bilge adam gibi duramıyorsun, hem utanıyorsun, hem utandığının belli olması yüzünden sıkılıyorsun, hem de bunları bastırmak için köşenden saldırganlaşıyorsun.

Biri çıkıp da senden evli barklı kadının elin Aleksandır’ının kollarında tango yapmasının hesabını mı sordu?

Ayrıca Bay Güneri yazısında Acun Ilıcalı’nın içki içmediğini söyleme gereğini de duydu. Bu da tuhaf. Ne yani “Bakmayın siz nikah düşen avratlarla adamları siyam ikizi gibi salındırıp durduğuna, Acun ağzına içki bile koymaz” mı demek istiyor?

Eğer bunu diyerek bir ön alma yapıyorsan, ağzına içki koymayı bırak, rakıyı sünger gibi çeken nice yiğit adamların bu ülkede o bahsi edilen ve de bizzat sergilenen “genişlikler” mevzu bahis olduğunda kırılmadık deyyus kafası bırakmayacaklarını da bir yere not ediver.

Aslında Bay Güneri o programa katılmaktan ve de programda elini ayağını koyacak yer bulamamasından anlaşılıyor ki epey sıkıntıda. Bu yüzden mesaj yüklü lakırdılar ederek, işi neredeyse “sosyal sorumluluk paylaşımına” kadar götürüyor.

Şu laflara bakar mısınız: “Acun Ilıcalı’nın ‘Yok Böyle Dans’ programı daha ilk gece reyting tavanı yapmışsa önemli bir sosyal işlevi sahiplenmiş oluyor. Bağnazlığa karşı tavırdır. Kan kültürüne karşı genç kuşaklarımız için bir çekim alanı olabilir.”

Bay Güneri sözün bu kısmında televizyon dizilerini eleştirerek, “kaliteli yapım” olarak “Yok Böyle Dans” programını gösteriyor ve “Dans stüdyosu kurmanın engellendiği Türkiye’ye ‘Yok Böyle Dans’ sadece bir TV programı değildir” diyor.

Burada “içki içmez ama çağdaş”, “siyasetten hazzetmez ama sosyal sorumluluk bilir” yeni apolitik gençliğin idolü Acun’a dönüp “Adam seni Atatürkçülüğün beklenen kurtarıcısı yapmış. Ne ayak?” diye sormak gerek. Bu kadarını bile Acun’un kaldıracağını sanmayız.

Son bir mevzu da bütün yazılarında ve “Şeffaf Oda” adındaki, izlendiği vakit yetişkinlerde şiddetli karın ağrısıyla karışık intihar dürtüsü semptomlarına neden olan programında Güneri Cıvaoğlu’nun sergilediği “yüksek kültür sahibi adam” kisvesini dünkü yazısında da itinayla göstermek istediği, ama bunu gösterirken nasıl çuvalladığını biz de itinayla örneklemek isteriz.

Cıvaoğlu’nun, “Bernal Show” diye yazdığı ama doğrusu George Bernard Shaw olan büyük yazarın dans eden çiftleri izlerken söylediği “Peki ama neden ayakta?” sözünü “cinsel mercekten bakmış” diye nitelendirip “O tarihler çok gerilerde kaldı” diyerek Bernard Shaw’u bile “gericilikle” suçlaması da literatüre geçecek bir hareket oldu.

Üstelik onu Freud’a havale etmesi, hiçbir şeyi derinine bilmeyip, sadece değinilerle entel şaklabanlıklar yaparak bir şey olunmayacağını, cümle aleme gösterdi.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ali Eyvaz Arşivi