Kadının statüsü geriliyor mu?

Kadının statüsü geriliyor mu?

'Namus' kelimesini 'entelektüel ahlâk' veya 'bilim etiği' anlamında kullanıyorum. Boğaziçi Üniversitesi'nin siyaset bilimi hocalarından Prof. Dr. Yeşim Arat, liberal-feminist bir bilim kadınıdır.


Yazdıkları ve söyledikleri, saygın bilimsel yetkinliğinin yanında, her şeyden önce feminist olduğu için ciddiye alınmalıdır. Çünkü feministler 'entelektüel ahlâk' sahibidir; yani namusludur.

Yeşim Arat 'dinî değerlerin yayılmasının kadınlar için bir tehdit olduğu' tezini yerleştirdiği 'demokrasi paradoksu' çerçevesi bu yüzden kanıksadığımız 'laiklik elden gidiyor' endişesinden farklı. Zaten Third World Quarterly'de yayımladığı, 'Türkiye'de din, siyaset ve cinsiyet eşitliği' başlığını taşıyan makalesini tartışma gündemine sokan da kendisi değil, Radikal'den Ezgi Başaran oldu.

Arat'ın öne sürdüğü paradoks şöyle: 'Dinî özgürlüklerin genişlemesi, kadın-erkek eşitliği açısından olumsuz sonuçlar doğurabiliyor.' Demokrasi sandıktan muhafazakâr bir iktidar (AK Parti hükümeti) çıkartıyor. Bu iktidar doğal olarak dinî özgürlüklerin alanını genişletiyor. Bu sefer egemen hâle gelen ataerkil-dinî değerler kadını ikinci sınıf bir birey haline getirmeye ve eşitliği zedelemeye başlıyor. Kısaca Yeşim Arat'a göre 'dinî değerlerin yayılması sorun teşkil ediyor.'

Çok basmakalıp görünen bu endişe, bilindik 'şeriat geliyor' endişesinden gerçekten farklı. Çünkü bu tezin sahibi, aynı zamanda başörtüsü özgürlüğünü savunuyor. Başörtüsü yasağının kalkmasının 'liberal bireyciliğin parametrelerini genişleteceği' kanısı taşıyor. Ve makalesinin sonunda, formüle ettiği demokrasi paradoksuna, yani demokrasi ile paralel olarak güçlenen 'ataerkil dinî değerlerin kadınlar üzerinde baskı oluşturması tehlikesi'ne karşı daha fazla çoğulculuğu savunuyor. Demokrasinin farklı paradoksları vardır; 'çoğunluk dikta yönetimi isterse?' gibi. Bütün bu paradoksların tek çözümü halkın iradesine güvenmektir.

Peki gerçekten böyle bir tehlike var mı? AK Parti iktidarı ile birlikte muhafazakâr değerlerin yayılması, kadınların statüsünde bir gerilemeye yol açtı mı?

Yeşim Arat'ın makalesinde, kadın istihdamı ve çalışma şartları, kadınlara yönelik şiddet, eğitim, alkol satışında düşüş gibi somut alanlara yönelik analizler ve iddialar var. Ancak bu iddialar, bilimsel anlamda kadının sosyal-siyasî durumu ile 'ataerkil dinî değerlerin yayılması' arasında bir sebep sonuç ilişkisi kuramıyor. Bana kalırsa doğru yöntem karşılaştırmalar yapmak. Arat'ın işaret ettiği alanların birçoğunda kadının statüsü, İran'da Türkiye'den daha ileri. Eğitim oranları, kadın istihdamı, kadının sosyal ve kültürel hayata katılımı gibi. İran'da kadın, dinî değerleri bırakın yaymayı kanun gücüyle zorlayan bir devletin çatısı altında bu ilerlemeleri başardığına göre başka sebeplere eğilmek gerekir. Kadın-erkek eşitliği ile ilgili sorun soyut dinî kurallarda değil; dinî bir hüviyet kazanan ataerkil geleneklerde saklı. Toplum değişince bu gelenekler de değişiyor.

Peki AK Parti iktidarı yıllarında kadının toplumsal-kültürel statüsünde bir gerileme oldu mu? Bu sorunun cevabı göreli olarak verilebilir. Ben de Yeşim Arat gibi bir gerileme olduğunu düşünüyorum. Ancak bunun sebebi 'dinî değerlerin yayılması' değil; kadın hareketlerinin zayıflığı. Demokratik rekabet koşullarında egemen erkek kültürü, özellikle siyasî alanda kadınlardan bir dirençle karşılaşmayınca boş bulduğu alana yayılıyor. AK Parti'de çok sayıda kadın siyasetçi olmasına rağmen kadın hakları savunucuları yok. Kadına yönelik şiddetin engellenmesi önemli bir gösterge. İşin garibi, CHP'de de yok.

Kadının statüsündeki göreli gerileme, yapay bir kadın-erkek eşitliği efsanesinin gerçek toplumsal-ekonomik tabanına geri dönüşüyle ilgili olabilir. Toplum ekonomisiyle, siyasetiyle ve kültürüyle değişiyor. Hiçbir toplum kadın rol almadan ve istemeden değişemez. Demek ki kadın da değişiyor. Dinî bir kisveye bürünen kadına dair ataerkil ve erkek-egemen değerlerin değişmesi ise kaçınılmaz. Bütün demokrasi paradokslarının çözümünde olduğu gibi çözüm yine toplumun yani kadının kendisinde.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi