Hasan Karakaya

Hasan Karakaya

Erdoğan, 3 general konusunda son derece kararlı

Erdoğan, 3 general konusunda son derece kararlı

Önceki gün de yazmıştım... Gündemdeki her konuya, Salı günkü AK Parti Grup Toplantısı’nda değinen, soruların hepsine cevap veren Başbakan Tayyip Erdoğan’a, “Lübnan’dan dönüş yolu”nda acaba ne soracaktık?.. Ancak Erdoğan; Çarşamba günü Lübnan’a giderken, “bomba”yı patlattı...
Hükümet, cesur bir adım atarak YAŞ’ta terfi alamadıkları gerekçesiyle Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne giden Balyoz davası sanıklarının oyununu bozmuştu... Jandarma Tümgeneral Halil Helvacıoğlu, İçişleri Bakanı Beşir Atalay tarafından; Tümgeneral Gürbüz Kaya ve Tuğamiral Abdullah Gavremoğlu ise Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül tarafından açığa alınmıştı...
Erdoğan, Lübnan’a uçmadan önce, işte bu konudaki haberleri “doğruluyor” ve “Evet, bakan arkadaşlarım takdir yetkilerini kullanmış ve 3 generali açığa almışlardır” diyordu.
Böylece, Hükümet; “60 yıl sonra bir ilk”e imza atmış oluyordu.
Al sana gündem.
İki günlük Lübnan ziyareti boyunca, biz gazeteciler kendi aramızda bu konuyu konuştuk... Gerçekten “cesur bir adım”dı...
Lübnan’da “yoğun bir program” vardı... Biz gazeteciler, “geziyi izlemek”ten yorulduk... Kelimenin tam anlamıyla turşumuz çıktı, pestile döndük... Ama, Başbakan’ın “maşallahı” var... Okul ve hastane açılışları, Türk Askerî Birliği’ni ziyaret, ikili görüşmeler filan derken, önceki gece saat 24.00’e kadar süren yoğun programa rağmen; Başbakan hâlâ dinç, hâlâ güleryüzlü idi.
Bizler, bu “bitmez-tükenmez enerji”nin sırrını merak ederken, kafamızdaki sorular da netleşmeye başlamıştı... Elbette, “3 generalin açığa alınması”ndan başlayacaktık sormaya...
Başbakan’ın bulunduğu bölüme geldiğimizde, herhalde “turşu”ya döndüğümüzden, kısa bir sessizlik oldu...
Sayın Erdoğan’ın ifadesiyle; “en kıdemli gazeteci” olarak, ilk soruyu ben sordum... Sonra gerisi geldi...
LÜBNAN HALKININ İLGİSİ BÜYÜKTÜ
¥ “- Lübnan Başbakanı Saad Hariri, hastane açılışında yaptığı konuşmada, çok kapsamlı değerlendirmelerde bulundu... Önceki konuşmalarından farklıydı... Bu durum yaptığınız görüşmelerin bir sonucu mu?”
Şu cevabı verdi Erdoğan:
Doğrusu o, kendi takdiridir. Bir plan gereği, ya da danışmanlarıyla yaptığı istişareler sonucunda oluşan bir metin... Ama ondan çok, beni hastane etkiledi... Arkadaşlarımızın bu kadar kısa zamanda böyle bir projeyi gerçekleştireceklerini beklemiyordum... 100 yataklı bir hastaneyi burada yaklaşık 2 yıl içinde bitirmiş olmaları Türkiye’nin şanına yakışır bir netice oldu... İçeriyi gezdiğimizde de başarıyı gördük, bizleri mutlu etti. Burada ülkemize, milletimize karşı olan sıcak ilgi gayet güzel. Türkiye’nin bölgedeki bu durumu, bizim de hassasiyetlerimizi daha çok arttırıyor.
¥ 2006’da da gelmiştiniz. O gün ile bugün arasında fark var mı?
Var tabii... Ahmet Davutoğlu da ben de o günden bu yana gelip gittik... Bu bölge epeyce toparlandı. Her yer harabeydi burada... Hatta havalimanında çukurlar vardı. İlgi açısından da çok farklı. Lübnan halkını Davos, baya etkilemiş... Arkasından Gazze olaylarındaki tutumumuz..
¥ Davos’tan sonra ilk gelişiniz mi?
Davos’tan sonra ilk kez geliyorum... Bunlar anlıyor da bizim ülkedekiler anlamıyor... Füze Kalkanı meselesinde bizim ortaya koyduğumuz tavrı, duruşu bölge anlıyor. İran, gerek Ahmet Bey’le yaptığı görüşmede, gerek beni aramalarında takdirini bildirdi. Hatta büyükelçilerini özellikle yolladılar, geldiler, teşekkür ettiler... Ordaki duruştan, hazırlanan metinlerden filan, bütün bunlar açık ve net olmasına rağmen bakıyorsunuz... Türkiye’deki emekli büyükelçiler filan bir yerlere çekiyorlar. Türkiye bekleneni alamadı filan. Onlar Türkiye’nin beklediği ne, onu bilmezler. Füze Türkiye’ye yerleşecek filan... Nereden biliyorsunuz? Metinlerde var mı? Yok... Olmayan şeyi göstermeye çalışıyorlar.
8 LİDERLE AYRI AYRI GÖRÜŞME
¥ Bugün öğleden sonra tüm muhalefet liderleriyle görüştünüz... Daha önce de böyle temaslarınız olmuş muydu, tüm taraflarla görüşmek gibi. Bu çok sık olan bir şey değil...
İlk defa 8 tane liderle ayrı ayrı görüştük. Daha önceki gelişte ikili-üçlü görüştük... Barıştırma sürecinde yine 5-6’sıyla görüştük... Bu defa Cumhurbaşkanı’ndan Parlamento Başkanı’na gerek Sünni gerek Şii gerekse de Hıristiyan... Parlamentodaki siyasi partilerin temsilcileriyle tek tek görüştük. Hizbullah’la olan görüşmemize biraz daha zaman ayırmamız gerekiyordu.
İşin önem arz eden bölümü orası. Zira Refik Hariri’yle ilgili gelişmeler burada belirleyici olacak. Uluslararası mahkemenin kararıyla alakalı süreç var. Bu süreç, tabii merak konusu. Sahiplenenler var, sahiplenmeyenler var.
Bu iş uzadıkça, sıkıntı büyüyor. Biliyorsunuz yeni bir süreç başladı. Oranın da desteklenmesi kanaatindeyiz. Suriye ile Suudi Arabistan arasında buradaki problemin çözümüne yönelik temaslar var... Bizim telkinlerimiz de bu süreci desteklemek için...
¥ Görüşmelerin sonucu konusunda öngörünüz?
Hizbullah diyor ki; biz Lübnan’ın direnişçi ruhuyuz. Refik Hariri için de Şehit Hariri ifadesini kullanıyorlar... Bizim böyle bir suikasti düşünmemiz mümkün değil diyorlar... Gerilimi azaltma noktasında da Suriye-Suud görüşmesini destekliyorlar. Görüştüklerimizin de böyle bir desteği var. Temenni ederiz ki Lübnan’da hükümet sağlıklı bir denkleme kavuşur.
Ve, Lübnan’dan Türkiye’ye giriş...
O soruyu soruyoruz:
TAVRIMIZI YAŞ’TA KOYDUK
¥ Üç generalin görevden alınması... Türkiye tarihinde ilk defa oldu... Üç general ile ilgili işlem Askeri Şûra’da olmalıydı gibi eleştiriler var... Sürece ilişkin ne söylersiniz?
Biz gerekeni yaptık. Askeri Şura’da yaptığımız; terfi istendiği halde terfi ettirmemekti... Yani benim ve Milli Savunma Bakanı ile İçişleri Bakanı’mın ortak kanaati; danışmanlarımın ortak kanaati aslında 30 Ağustos’ta bu üç arkadaşın emekli olması istikametindeydi. Çünkü terfi olmadılar... Dolayısıyla; biliyorsunuz, korgenerallerde bekleme süreleri 4 yıldır. Eğer 4 yılda terfi etmezlerse 4 seneyi doldurunca emekli olurlar... Bugüne kadar böyle uygulandı... Bugün ilk kez böyle bir karar çıktı. Bize düşen görev de açığa almaktı... Arkadaşlarımız onu uyguladılar, açığa aldılar. Eğer açığa aldıktan sonra farklı adım atılırsa bizim atacağımız adım var.
O da şudur: Bir kere şunu bilmek lazım; sivil irade karar vermiştir... Sivil iradenin verdiği bu karar farklı yollarda aşılmaya çalışılırsa, sivil iradenin de bu noktada atabileceği yasalar çerçevesinde veya yasama organıyla birçok adımlar vardır, bu adımı atarız. Tekrar AYİM’e gideceklermiş, bir üst mahkeme filan diye... Gideceklerse gerekçeleri nedir? Değerlendirmeleri yapacağız.
¥ Yüksek Askeri Şûra döneminde de sizin değerlendirmeleriniz öncekilerden farklıydı. Bu son işlem de sivil iradenin mevzuatı yeniden yorumlaması gibi değerlendirilebilir mi?
Biz zaten terfileri uygun değildir diye baktık... Terfiye uygun değildir diye bakarken zorla terfi ettirilmesine yönelik yaklaşımı anlamakta zorlanıyoruz... Terfileri engellemek için, gerekirse yasa çıkartırız!
YARGIDA İKİ BAŞLILIĞA SON!
¥ Askeri Yargı-Sivil Yargı tartışması var. İki başlı yargı konusunda bir adım atmayı düşünüyor musunuz?
Bunu, yeni anayasada değerlendireceğiz... Yeni anayasa hepsini içerecek inşaallah...
¥ Yani seçimden sonra?
Bazıları yeni anayasa için iktidar ipe un seriyor filan diyor. Bizim böyle bir sözümüz oldu mu? Ben 12 Eylül’ün akşamı da söyledim. Dedim ki; hemen buyurun, çalışmaları başlatalım... Bu çalışmalar da Haziran’da yapılacak seçime kadar bitsin... Uzlaşma komisyonu kurabiliyorsak, kuralım. Kuramıyorsak herkes kendi çalışmasını yapsın... Haziran sonu Meclis’teki tabloyla birlikte yeni anayasayı çıkaralım... Aksi sözümü bulsunlar, bulunduğum yeri bırakırım... Öncelikle uyum yasalarını çıkartacağız.
Yeni anayasanın kendisi, bana göre seçim beyannamesinde önemli yer alacaktır... Ayrıca, bir de bizim eylem planımız var. Şu anda Medya Tanıtım Başkanlığımız Haziran sonrası eylem planı ve seçim beyannamesi için çalışmaları yürütüyor.
¥ Sizin bu çalışmalarınız mı Kılıçdaroğlu’nu fıtık etti?
Kendisini arayıp geçmiş olsun dedim.
KÜRT SORUNU VE PKK
¥ Kürt sorunu nereye gidiyor? Önümüzdeki 4-5 yılda ne olacak? Öngörünüz var mı?
Şu ana kadar sorunu çözmek için attığımız adımları görmüyor musunuz? Bugüne kadar kimse bu adımları atmadı...
¥ Bundan sonra nasıl bir yol yöntem?
Görüşme noktasında zaten bir sıkıntı yok. Zaten arkadaşlar da görüşüyor. Görüştüğümüz kişiler sözlerinde sadık kalmayınca bir daha neden görüşeyim diyorum, arkadaşlara siz görüşün diyorum... Ben görüşünce mesafe almalıyım. Alamıyorsam kayıp zamandır.
Diyorlar ki niçin devlet görüşüyor?
Devlet her yerle görüşür.. Sadece İmralı değil, normal cezaevleriyle de görüşür. Bu işin tarihine baktığımızda hep görüşmüşler.. Bizim dönemimizde yapıldığında neden yapılıyor? Avukatı şusu-busu her şeyi gidiyor. Ailesinin dışında. Bütün bunlar oluyor, ordan belli yerlere belli mesajlar da veriliyor. Bütün bunlar yapılıyor, devlet görüşünce niye görüşüyor. Siyasetçi görüşürse durup düşüneceksin. Biz hükümet olarak devleti yönetiyoruz... Yönetirken de bütün enstrümanları kullanırız... Şu anda yaptığımız da odur. Benim Kürt kökenli vatandaşlarla sorunum yok ki. Gerekeni, gider yaparız. Diplomatik alanda ne gerekiyorsa yaparız ama özellikle de milli birlik ve kardeşlik projesi de sürdürülmeye devam edilecek. Bundan da geri adım atamayız. Fakat ülkemizin birliğine gölge düşürecek adımlara da müsaade etmeyiz. Kürt sorunu dendiğinde ben oraya takılıyorum... Benim ülkemde sadece Kürtlerin sorunu yok ki. Benim ülkemde Kürt’ün de, Türk’ün de, Laz’ın da sorunu var. Kalkıp da önümüze birçok şeyi başlık olarak getirirlerse bu dayatmadır.
¥ Çözüm için çok enstrüman kullandınız. Bundan sonra ne gibi enstrümanlarınız olacak?
Tüm bu yaptıklarımız çözüm değil mi? TRT 6 çözüm değil mi? Bilbordlardaki Kürtçe afişler, ilanlar çözüm değil mi?.. Kursların açılması çözüm değil mi?
¥ PKK’yı dağdan indirmek için ne yapacaksınız?
Bizim mesajımız çok açık: Silahı bırak, dağdan in!.. Birilerinin kalkıp da, PKK ağzıyla, ordumun silah bırakmasını istemesi, haksızlık değil mi?
BAZI VEKİLLER ELENECEK
¥ Haziran’daki seçim için startı verdiniz. Parti içinde de heyecan had safhada. Liste dışı kalacaklar, listeye girecekler... Yeni isimler olacak mı?
Dışarıdan bazıları, ‘Parti içi demokrasi çalışmıyor’ filan diyor. Bizde vekil olmak Tayyip Erdoğan’ın tasarrufunda değildir. 7-8 kişilik ekip var, sonunda ona riayet eder. Süreç, en alt kademede, ilçe teşkilatlarında başlar. Aday adayları içinde birinci eleme yapılır. Sonra oralara görevlendirdiğimiz kişiler vardır. Onlar adaylar üzerinde ayrıca çalışır. Puanlama yapar, bize bildirirler. Sonra o sekiz kişilik ekip, onlar üzerinde tek tek çalışma yapar.
Sonra da o ilimizde kimlerin aday olacağına karar veririz. Tek başıma benim verdiğim bir karar değil. Tabii ki Genel Başkan olarak bizim de ihtiyaca göre şu alanda şu arkadaşı tavsiye ettiğimiz olmuştur...
O kadar hakkımız da olsun...
İsimler noktasında çalışmamız yok.
Mevcut kadroda elenenler tabiî ki olacaktır. Şu 4 yıllık performans, bunun çok açık göstergesidir...
Bunların içinde devamsızlık yapanlar, tabiî ki elenecektir. 336 kişi olacaksın, yeri gelecek toplantı yeter sayısı olmayacak. Bize bu acıyı çektirenlerle yola devam edemeyiz. Hedeflerimiz içinde 25-30 yaş arası birkaç genci parlamentoya sokmak var... Bayanlarda, daha çok arkadaşı parlamentoya taşıyacağız.
BAŞÖRTÜLÜ VEKİL OLABİLİR
¥ Başörtülü vekil görebilir miyiz?
Bu yolu siz açacaksınız.
¥ Yani olabilir mi?..
Siyasette her şey olabilir...
Sayın Erdoğan’a; Yargı Reformu ve Vergi Affı ile ilgili sorularımız da oldu... O da, bu sorulara ayrıntılı cevaplar verdi...
Saat 01.30’u gösteriyordu ki; ANA uçağının tekerlekleri yere temas etti... Bizler yorgun-argın ev veya otellere giderken, Erdoğan ve kurmayları, yine yoğun geçecek bir güne hazırlanmak üzere, evlerinin yolunu tutmuşlardı.
Kolay değil... Bu ülkede Başbakan olmak, gerçekten kolay değil...
İnsan, bu kadar “ağır yük” altında “fıtık” olur... Gelin, görün ki; “fıtık” olan, Kemal Kılıçdaroğlu oldu.. Hem de, sırtında hiçbir yük olmadığı halde!..
Tayyip Bey’in maşallahı var.
Bu kadar yüke rağmen;
Hâlâ dinç, hâlâ güleryüzlü...
====================
Geciken adalet, adalet değildir!
¥ Meclis gündemine gelecek 8-9 kanun hazırlığından bahsettiniz. Bunların içinde Yargıtay ve Danıştay’ın yapısıyla ilgili bir çalışma var mı?
Adalet Bakanlığı’nın yapacağı çalışma olacak.
Geçmişte Yargıtay Başkanı’nın talepleri vardı; daire sayısının arttırılması ile ilgili... Yanılmıyorsam 1 milyon 400 bin telaffuz etmişlerdi zaman aşımına uğrayacak dosya sayısını. 6-7 daire kurmamız lazım diyorlardı. Biz o zaman Sadullah Ergin’e takip et demiştik. Aynı şey Danıştay için de geçerli.
Sanıyorum bu süreçte onların da hazırlığı yapılacaktır. Bu sürece sığar mı bilmem, ama çalışma yapılacaktır.
Gecikmiş adalet, adalet değildir. Bakıyorsunuz ciddi bir sayıda dosya, zaman aşımına uğruyor. Buna hakkınız var mı?
Zaman aşımına uğratmak suretiyle kapatıyorsun.
Böyle olunca vatandaşın yargıya olan güveni sarsılıyor.
Zaman aşımına uğrarsa yırttınız. Bu konuda mahir olanlar var.
Seri çalışan bir yargının olması lazım...
Bir diğer şey de, komedi unsuru oluyor...
Dosyalar yarım saatte okunup geçiyor.
Bunlardan kurtulmak için çalışma yapmak gerekiyor.
======================
Lübnan halkının, Başbakan Erdoğan’a gösterdiği sevgi, görülmeye değerdi... Erdoğan’ın gittiği her yer, adeta bir miting alanı gibiydi... Türkmenlerin yaşadığı Akkar bölgesinde Erdoğan’ı 25 bin civarında insan karşıladı ve büyük sevgi gösterisinde bulundu.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Hasan Karakaya Arşivi