Ersoy Dede

Ersoy Dede

Biz de kriptolarımızı sızdıralım

Biz de kriptolarımızı sızdıralım

Kriptolar düşmüş, kel görünmüş durumda. İtalyanlara göre bu “Diplomasinin 11 Eylül’ü”.. Kendi sahtekarlıkları ortaya çıktığı için can havliyle verdikleri tepki bu hiç kuşkusuz.. Bir yandan bize AB yolunda destek olurken, diğer yandan İran’ı bahane edip, bizim “iki yüzlü” olduğumuzu söylüyorlar. Kendilerinin tek yüzlü olduğu anlamını mı çıkarmalıyız buradan?.. Derdim o değil aslında.. Neden 11 Eylül diyorlar? Çünkü bilindiği üzere 11 Eylül’den sonra, ABD dış politikasında hiçbir şey, 10 Eylül’deki gibi olmamıştı. Afganistan’ı dağıttı, Irak’ı parçaladı, İran’a gözdağı verdi, Suriye’yi strese soktu.. Kuzey Kore’yi falan saymıyorum.. Şimdi de benzer bir manzara yaratmak istiyorlar.. İran’a herkesin düşman olmasını sağlamaya çalışıyorlar. Bunu anlamamak için, en hafif tabirle kör olmak gerekir.. Fakat ben tabii özü itibariyle kendi meselemizle ilgileniyorum. Bölge ülkeleri ile ilgili durum, ikinci derece önemli benim için.. Daha çok bizim iç meselelerimizle ilgileniyorum. Ne demiş diplomatlar? Vesaire, vesaire demişler. İki gündür okuyorsunuz zaten. Fakat kafamı karıştıran şu; Bizim buralardan yazılan kriptolar, ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan sızmış.. ABD’deki diplomatlarımızın yazmış olduğu raporlar ise, Türk Dışişlerinden sızmamış.. Bunun iki anlamı olabilir; 1) ABD’deki diplomatlarımız bize rapor-mapor yazmadılar, 2) Bizim dışişleri acayip iyi korunuyor.. (Bir de üçüncü madde var aslında. Oradaki bir Türk diplomatın, ABD ile ilgili kanaatiyle ilgilenilmemiş olabilir) Şimdi buradan sesleniyorum. Televizyon televizyon gezen eski büyükelçilerimizin üzerinde tarihi bir sorumluluk bulunmaktadır. 1979’dan bu yana görev yapan Washington büyükelçilerimizin tamamı hayattadır. Sn. Şükrü Elekdağ da, Sn. Nüzhet Kandemir de Sn. Faruk Loğoğlu da hayattadırlar. Sn. Baki İlkin ve Nabi Şensoy fazla televizyonlara çıkmayı sevmedikleri için isimlerini zikretmedim. Fakat diğer üç isim, bugüne kadar bağlı bulundukları hükümetin dışişleri bürokrasisiyle aralarında sır olarak kalan meseleleri açıklamak zorundalar. ABD’deki kriz dönemlerinde, Türkiye’ye ne yazdılar? Bugün artık bunları konuşmalıyız. Madem zamanında sızmadı, şimdi vaktidir. Barzani Beyaz Saray’a gittiği gün büyükelçimiz bize neyi rapor etti? Süleymaniye Baskını olduğu gün ABD’de konuşulanlarla ilgili Washington’dan Türkiye’ye hangi bilgi geçti? Irak Kuveyt’e girdiği gün, Baba Bush Türkiye ile ilgili ne dedi? 1 Mart tezkeresi döndüğü gün Türkiye algısı nasıldı? Clinton’ın stajyerine oval ofisinde Havana Purosu ikram etmesi, Ankara’ya hangi ifadelerle geçildi? Sadece Amerika değil aslında.. Mesela İsrail Cumhurbaşkanı’nın; eski sekreteri ve bir memuruna tecavüz, beş kadına cinsel taciz, yasadışı dinleme ve rüşvet gibi olaylarını, Türkiye nereden ve nasıl öğrendi? Daha neler neler.. Tüm dost ve müttefik ülkelerimizi tanıyabilir miyiz lütfen?..
2. WIKILEAKS DALGASI
Ergenekon operasyonlarından alışkınsınızdır diye ara başlığı böyle attım. Derdimi doğru anlatsın yani. Şimdi Türkiye ile ilgili bir şeyler yazıldı çizildi ya. Sanmayın ki bu kadar. Juilan Assange’ın elinde, Kürt sorunu, Aleviler, azınlıklar ve İslamiyet ilgili başkaca belgeler olduğu da konuşuluyor. Hani bazı siyasetçilerin kasetlerine VARAN 1 diye isim veriyorlardı ya. Beklentiler karşılanırsa kasetler toplatılıyordu, karşılanmazsa VARAN 2 geliyordu. Wiki’ci amcamızın durumu da böyle. Bence 2. dalgaya çok yakınız. Haberiniz olsun.
Kalın sağlıcakla.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Ersoy Dede Arşivi