Asım Yenihaber

Asım Yenihaber

Darbe yolu bekleyenler

Darbe yolu bekleyenler

Cumhuriyetin ilk dönemi “tek parti” dönemidir. Nasıl tanımlanırsa tanımlansın bu dönem koyu “diktatörlük” dönemidir, kişi hak ve hürriyetlerinin yok sayıldığı dönemdir.
Bu dönemde bütün hak ve hürriyetler yönetenlere aittir. Yönetilenlerin Osmanlı hanedanı tarafından yönetilmedikleri için şükretmekten başka hakları yoktur! Halk için Cumhuriyet bundan ibarettir!
Cumhuriyetin tek parti dönemini yüceltenler için daha sonraki demokratik dönem “darbe” dönemidir. Onlara göre, gül gibi yönetilen, hep ileri giden, dünyanın gıpta ile baktığı bir ülkeyi demokrasi geriye götürmüştür. Darbe, Cumhuriyeti ihya edecektir...
DP halkın reyi ile iktidara geldiğinden beri bu çevrelerin darbe beklentisi vardır. Bu beklenti 1960’da kuvveden fiile çıkmıştır.
Bu darbenin oluş şekli, dış desteği çok açık biliniyor: 27 Mayıs darbesi kesin olarak ABD destekli bir darbedir!
Darbeleri sürekli kılmak mümkün değildir... Mecburen olağan duruma, demokrasiye avdet edilir. O andan itibaren darbe beklentisi tekrar yükselir.
1960’la 1970 arasında çok sayıda kadük kalmış darbe teşebbüsü vardır. 1970’de askeri darbeler keskin bir ideoloji ile tanışır. Milli demokratik (!) devrim (darbe) askeri bir müdahale ile önlenir ama siyasi iktidara da yol görünür. Demirel şapkasını alıp gider...
Hevesi kursağında kalan darbeciler darbe yolu gözlemeye devam ederler. ABD yeşil ışık yakınca, 80 darbesi yürürlüğe girer. Fakat soldan beklenen darbe sağdan gelmiş görünür!
12 Eylül edebiyatı, darbe beklentisi içinde olanların kendilerinden olmayan darbeye düşmanlığından başka bir şey değildir.
Türkiye 12 Eylülden sonra açık bir darbe görmedi.
Örtük darbe 28 Şubat’tır. Bu müdahalenin arkasında ABD ve İsrail’in olmadığını iddia eden kesin olarak yalan söyler.
28 Şubattan sonra ABD’nin açıkça darbelere destek vermediğini söyleyebiliriz.
2000’li yıllarda vuku bulacak bir darbe Türkiye’nin istikrarını bir daha toparlanamayacak şekilde bozacak, bu da bölgenin istikrarsızlaşmasını en üst seviyeye çıkaracaktır.
Bu durum Türkiye’nin itibarı sarsılan elitlerinin darbe heveslerini ortadan kaldırmaz. Onların nasıl ABD makamları nezdinde teşebbüslerde bulunduklarını son belgeler açıklanmadan da biliyorduk. Türkiye’nin anlı şanlı generallerinin, siyasi parti yöneticilerinin, yönetici elite mensup şahsiyetlerinin, darbeler döneminde semiren müteşebbislerinin darbe beklentisinde yalnız olmadıkları anlaşılıyor.
Belki de darbeyi onlardan çok isteyen, hatta onların da çok istemesi için elinden gelen bir ülke var: İsrail!
Hani 2007 yılında bazı cüppeliler Tandoğan meydanında “Asker göreve” pankartı açıyorlardı ya. İşte o pankartın altında başka bir ülkenin de imzası vardı: İsrail.
Ağustos 2007’de ABD Dışişleri Müsteşarı Burns’le bir toplantı yapan MOSSAD’ın başkanı Meir Dagan şöyle diyormuş: “Türkiye’de İslamcılar güçlendi, ordu daha ne kadar sessiz kalabilir?”
Beyler mesele “laiklik” filan değil. Mesele İsrail! Türkiye’nin laikliği İsrail’e indeksli.
Türkiye laik olacak ki yahudi şeriati ile yönetilen İsrail rahat edecek!






Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Asım Yenihaber Arşivi