Mevlüt Özcan

Mevlüt Özcan

Gıybet şeytan tatlısıdır

Gıybet şeytan tatlısıdır

Şeytan, ağzına tatlısından sürdüğü insanları bendesi/kölesi yapar. Mayhoş acıyı tatlı zanneden zavallılar da şeytanın cenahında şeytanca vasıflara bürünürler. Sadece kendileri mi? Maalesef yanındakileri de ifsat etmeye/bozmaya var güçleriyle gayret ederler.

Şeytan tatlısı, gıybettir.

Gıybet eden bu batağa daldıkça şeytanın ikramı artar, ikram arttıkça gıybet koyulaşır; koyulaştıkça da gıybetçi mel'unlaşır.

Peki gıybet nedir?

Gıybet, kişiyi gıyabında/bulunmadığı yerde kötü bir hali ile anmaktır. Konuşulan gıyabında konuşulanda varsa o da mı gıybet olur?

Gıybet denilen şey odur işte. Söylenilen söylenilende varsa gıybet olur; yoksa iftira olur.

Gıybetin karşılıklarından biri de çekememezlik/bencilliktir.

Gıybet/orada bulunmayan kişi hakkında konuşmak üç husustan biri ile olur:

1- Gıybet: Onda olan kusuru söylemek,

2- Bühtan: Onda olmayan kusuru söylemek,

3-İfk: O kişi ile ilgili duyduğunu söylemek.

Bunların üçü de haramdır.

Hucurat Sûresi, âyet 12'de Allah (CC) gıybet etmeyi yasaklamıştır.

Konuyu fıkhi/İslâm hukuku açısından ele aldığımızda üç önemli husus ortaya çıkar:

1- Gıybet eden/gıyapta konuşan bu işi yapar da "Ben gıybet etmiyorum onda olanı söylüyorum" derse, bu şahıs haramı/Allah'ın haram dediğini helâl saydığından dolayı küfre düşmüş olur... Yani İslâm'dan tart etmiş olur.

2- İcra edilen gıybet gıyabında konuşulan şahsa ulaşırsa ona eziyet edilmiş olunur. Eziyet günahdır, kul hakkının gasbıdır. Helalleşmedikçe vebalden kurtuluş yoktur.

3- Yapılan gıybet gıyapta konuşulana ulaşmazsa bu da kul hakkına girer, günahtır. Helâlleşme ve tevbe ile telâfisi mümkün olur.

Gıybet sadece konuşmakla sınırlı değildir. Yazmak, taklit etmek, işaretle beyan etmek gibi tavırlarla da olur.

* Bedenî bîr takım aksaklıkları ifade etmek gıybettir: Körün Ahmet, Kel Hüseyin, Şaşı Fatma, Cüce Selma... vesaire gibi.

* Ahlâkî yönleri saymak gıybet olur: Cimri, korkak, riyakâr, yüreksiz... vesaire gibi.

* Dinî vecibeleri yönünü zikrederek konuşmak gıybettir: Namaza tembeldir, pislikten kaçınmaz, oruç tutmaz, yalancıdır... vesaire gibi.

* Dünyevî mülâhazalarla konuşmak gıybet olur: Her yerde kendisini haklı görür, çok konuşur, çok yer, çok uyur, oturmasını kalkmasını, konuşmasını bilmez... vesaire gibi.

* Nesebini dikkate alarak konuşmak gıybettir: Amelenin çocuğu, onun soyu sopu belli... vesaire gibi.

* Giyim kuşamı yönüyle konuşmak da gıybet olur: Çuval gibi elbise giyer, elbisesi kirlidir, pasaklının biridir... vesaire gibi sözler hep gıybet olur.

Gıybet edene takınılacak tavır, onu ikaz etmektir. Aldırmıyorsa orayı terk etmektir; terk edilemiyorsa hoşnutsuzluğunu ifade etmek için başka şeyle meşgul olmaktır. Gıybet cezasından kurtulmak için:

1- Gıybeti edilen kişiden helâllik istenir,

2- Gıybeti duyan kişilere beyanlarının gıybet olduğu, bu yanlışlığı bilmeleri açıklanır,

3- Allah'tan, tevbe ederek af dilenir.

Bunlardan biri eksik olsa gıybet cezasından kurtuluş olmaz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mevlüt Özcan Arşivi